22

145 19 82
                                    


30 Aralık 2005 Cuma 

Jeongin 

"Merhaba sevgili izleyenler, ben sunucunuz Hwang Yeji. Bugün sizin de duyunca en az benim kadar endişeleneceği bir olayı sizlerle paylaşacağım. Olay henüz çok yeni olduğundan yetkililerden tam olarak detaylı bir açıklama alamasak da olayların gidişatını sizinle paylaşmak için buradayız. 

Son kesik bacağın bulunması üzerinden henüz bir ay bile geçmemişken, yeni bir kesik bacak bulundu. Kendi sınırlarını iyice aşan katil, bu seferki bacağı tam da mesai saatleri içerisindeyken Seul *** Karakolu'nun önüne bıraktı. İlginç olanı, kimin bacağı bıraktığının hiçbir şekilde görülmemesiydi. Yetkililer olay yerinde bulunmamıza izin vermediği için şimdilik sizinle yalnızca bu kadarını paylaşabiliyoruz. Öğrendiğimiz her bir detayı size aktaracağımızdan emin olabilirsiniz. 

İyi akşamlar sevgili seyirciler, tabii ne kadar iyi olabilir orası size kalmış." bakışlarımı Yeji'nin sunduğu haberden çekip masasında, dehşete düşmüş bir şekilde oturan Hyunjin'e diktim. Onu aradığımda Yeji ile birlikteydi ve apar topar karakola gelmişti. Yeni bir bacak bulunmuştu, ayrıca hepimizin tüylerini ürperten bir detay vardı ki o da bacağın karakolun hemen önünde bulunmasıydı. Nasıl olabilirdi böyle bir şey? Nasıl karakolun önüne öylece bacağı bırakırdı ve kimse fark etmezdi? 

Minho ve Komiser Bang kamera kayıtlarını inceliyordu. 

Hyunjin'in yanına gidip masanın üzerindeki elini tuttum. Baya dalgındı, anlamsız bakışları bir süre ellerimiz ile yüzüm arasında mekik dokudu. Ayağa kalkıp bana sıkıca sarıldığında neye uğradığımı şaşırmıştım. Karakolda yapmıştı bunu. Yine de kollarımı beline doladım ve rahatlayana kadar bana sarılmasına izin verdim. karakolun ortasında sarıldığımız için birçok göz bizi bulmuştu ama çok da umursamadım. 

"Bacağı görmeye gidelim mi?" kollarını omuzlarımdan ayırıp yüzüme baktı birkaç saniye. 

"Gidelim." onu kolundan tutup çekerek adli tıpın önüne getirdim. Bu bacak diğerlerinden oldukça farklıydı, kat ve kat daha mide bulandırıcıydı yani. Kolunu elimden kurtarıp ellerimizi birleştirdiğinde istemeden sırıtıvermiştim. 

Kapı açıldığında ikimiz de içeri girdik ve zaten orada olan Johnny ve Bay Jackson'un yanına gittik. Birkaç polis memuru ile konuşuyorlardı, fakat bizi görünce bakışlarını bize çevirip sustular. 

Hyunjin gözlerini bacağa dikmişken kollarını göğsünde birleştirdi, yüzünden korkudan çok endişe ve iğrenti barındıran bir dolu duygu okunuyordu. Yanında durup lastik eldivenleri ellerime geçirdim. O da aynısını yapmıştı. 

"Sonuç?" Bay Jackson derin bir nefes verip bacağın kesildiği noktayı gösterdi. 

"Şuraya bakın, bu bacak diğerlerinden çok farklı. İlk önce bir kadın bacağı değil bir kere. Genç bir erkeğe ait. Bacak ustaca kesilmemiş, adeta yerinden sökmek için defalarca satırla vurulmuş gibi duruyor. Kemik kırılana dek, üst üste, defalarca kez... İçindeki kan boşaltılmamış, sanki katil ölen kişinin kim olduğunu bilmemizi istiyormuş gibi. Gün geçtikçe onun psikolojisini anlamak giderek zorlaşıyor. Ne yapmaya çalıştığı hakkında bir fikriniz var mı?" Bay Jackson'u dinledikten sonra Hyunjin'e kısa bir bakış atmış ve tekrar bacağa dönmüştüm. 

"Bilmiyorum, fakat buluruz. Yapısı bozulmamış, tuzlu suda beklememiş, kanı boşaltılmamış. Kamera kayıtlarından bir şey çıktı mı? Ayrıca bu seferki bacak neden siyah poşete sarılı değildi?" aklıma gelen bütün soruları sormaya başladığımda Hyunjin'in dikkatini çekmiştim. 

"Poşete sarılı değildi, derken?" tek kaşını kaldırıp sorduğunda omuz silktim. 

"Öylece sokağa bırakmıştı, asfalt kan içindeydi." bir şeyleri anlamlandırmaya çalışır gibi etrafa bakındığında o ana kadar sessizliğini koruyan Johnny girmişti araya. 

suç tutkusu. hyunin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin