29. Bölüm

25 4 17
                                    

(Metehan...)

Okul çıkışı Almira ve Elisa ile yolları ayırdıktan sonra Can ile parkta buluştuk. Buluşmamızın sebebi gayet belliydi. Melis denen o kızın abisiyle bir güzel konuşacaktık. "Gelmiyor bu!" Dedi Can, sinirle. "Gelecek, elbet bir gün..."
Onu buluşmak amacıyla parka davet ettik. Tabii, gelmesi biraz uzun sürecekti. Bekleyecektik. Elisa'ya neden mesaj atacak, Almira'ya neden sataşacak, Hepsini bir güzel öğrenecektik. Amacım onları kavgaya teşvik etmek değildi, benim amacım; önce hesaplaşıp sonra teşvik etmekti!
"Geliyor." Dedi Can, dikleşerek. Kendilerini artist sanmaları dışında sorun yoktu. "Buyrun, bizi çağırmışssınız..." Diyerek söze girdi, ismi Efe olan o çocuk. Elisa'ya mesaj atan değil miydi bu? Tehditlerle hemde...

"Geç bakalım kardeşim." Dedi Can, bankı göstererek. "Geç geç!" İki kişi gelmişlerdi. Güzel atışma olacaktı. "Siz B sınıfındakiler değil misiniz?" Diye sordu atarla, Efe. "Evet, biziz!"
"Tamam, ne konuşacağız? Günlerdir rahatsız etmeler falan..." Bunun atarı kimeydi?
"Sen söyle bakalım, gece gece birini rahatsız etmeler falan..." Dedi Can, ilk söze giren olarak.
Sarışın olan çocuk, Buğra'ya döndüm. "Mahallede üzerine yürümeler... Düşün bakalım!"

"Anlamıyoruz, açık açık konuşun da anlayalım!" Diye inkar etti Efe denen çocuk.
"Tamam, ben senin anlayacağın dilden konuşayım kardeşim." Diyorken, Can üzerine yürüdü ve kolundan tutarak onu engelledim. Evet biraz daha sabretmesi gerekiyordu. "Oğlum bir dur! O hareket birazdan başlıyor." Dedim. Sinirden nefes nefese kalan Can, banka oturdu. "Elisa ve Almira'yı çok yakından tanıyorsunuz... Eee, sonuçta Almira'nın mahallede üzerlerine yürüyüp, Elisa'yı gece gece rahatsız eden ben değildim!" Dedim sinirden delirmişçesine bir rahatlıkla.

"Öyle birini tanımıyoruz! Bu konu sizi ilgilendirmiyor bu arada. Onu bir bilin!" Dedi Buğra ve Efe denen o çocuk onu destekleyerek, "Bence de, uzaklaşın! Çünkü biz hiç acımayacağız."
"Korkma, acıyıp acımayacak zaman da gelecek. Sadece rahatça konuşalım. Efeciğim, Elisa'yı gece gece ne için rahatsız ettin evladım?" Dedi Can, sinirden dolayı yumuşayarak.
İstemsizce sinirden ellerimi yumruk yaparak sıktım.

"Ne rahatsız etmesi? Neyden bahsediyorsunuz? Hem öyle bir şey olduysa bu sizi ilgilendirmez diye biliyorum." Can ayağa kalktı ve tam üzerine yürüyecekken, "Bir otur! Söz veriyorum konuştuktan sonra seni engellemeyeceğim. Hatta sende beni engelleyemeyeceksin." Dedim ısrar ederek. Önce adam gibi kendileri yaptıklarının farkına varacaklardı. Sonrası bendeydi... "Ne bu hava? Oğlum siz hayırdı-"
"Hayır hayır! Hemde çok hayır. Elisa'yı niçin aradığını ve niçin Alanya'ya çağırdın?" Dedi Can yumruğunu sıkarak.
Buğra denen çocuğa dönerek, "Almira'ya niçin vurmaya kalktın mesela?"
"Ne diyorsunuz?" Diyen anlamamazlığa geldiklerinde, bir tane yumruk çakasım geliyordu.

"Ya önce bir onların neyi olduğunu söylerseniz sevinirim... Malûm, yaptığımız şeyler sizi ilgilendirmiyor. Sonuçta sadece arkadaşlarısınız." Dedi Efe. Az daha laflarına dikkat etmezse neyi olduğumu bir güzel gösterecektim. "Siz neyisiniz mesela?"
"Onlar bir şey yapamayınca buraya sevdiklerini mi göndermişler?" Dedi Buğra. "Oğlum ben tutamayacağım kendimi," dedi ve ayağa kalktı Can. Bence de durmamalıydık. "Dur dur! Tutma! Ne yapacak çok merak ettik." Can suratına bir tane yumruk geçirince, bende Buğra denen o çocuğa yürümeye başladım. Yumruğu haketmişti. "Bulaşmıyorsunuz! Ne Almira'ya, ne de Elisa'ya... Eğer gözünüzün, ellerinizin onlara değdiğini görürsem bu sefer acımayacağım!" Dedim sinirle.

"Bırak bırak! Yapsınlar bakalım. Neyleri olduğumuzu öğrenmiş olurlar. Bu arada, hiç kusuruma bakma..." Dedi Can. Buğra ve Efe, ne olduğunu anlamayarak Can'ın suratına bakıyorlardı. Devam ederek... "Niçin olduğunu soramayacaksın malûm... Elisa'ya bir daha böyle mesajlar atamayacağın için kusuruma bakma!" Dedi.
Ekledim, "Almira'ya bulaştığınızı görürsem işte o zaman..."

SENSİZ YAPAMAM ❤️‍🩹 Where stories live. Discover now