30. Bölüm

39 3 3
                                    

Can'ın söylediklerine, Metehan'ın kurduğu bu cümlelere inanamıyordum. Evet, bir insanı severdin ve kıskanırdın ama bu kadarı da olmazdı ve fazlaydı. Bu kıskanmayı da aşmıştı çünkü! Akşam yemeğine masaya oturduğumuzda sessizliği bozan babam söze girdi. "Okul nasıl geçti bakalım?" Doğruldum ve iç çekerek söze girdim. Utanmasam iğrenç geçti diyecektim. "Yani iyi geçti, Türkçe sınavımız vardı." Dediğimde, annem merakla, "Nasıl geçti?" Diye sordu. "Gayet iyiydi. Kolay geçti, zaten o derste zorlanıyorum ve başarılı olduğumu düşünüyorum." Dedim.

O anda babamdan beklemediğim bir tavır geldi. "Ben sana inanıyorum. Sen bu başarı ve çabayla en iyi notları hakediyorsun kızım." Vay be! "Sağol baba." Dedim ve yemeğime devam ettim. "Bende yarın bir alışverişe çıkayım diyorum." Dedi annem. Annem ve alışverişe çıkmak? Şaşkınlıkla baktım ve söze atıldım. "Anne, sen alışveriş kadını mıydın? Ben niye bilmiyorum?"
"Değiştik diyelim..." Dediğinde kıkırdadım. "Değiştin demek..." Diye imalar yaptığımda babam güldü. "Tamam. Benim anahtarım var zaten."
"Tamamdır kızım,"

Yemek masasını annemle birlikte topladıktan sonra, odama doğru ilerledim. Yine telefonuma bir mesaj gelmişti. Yemin ediyorum şu telefondan mesaj eksik olmuyor! Mesaj atan kişi Metehan'dı. Metehan mı? Attığı mesaja baktığımda, hep aynı konu ile alakalı olduğunu anladım. "Elisa, kızgın olduğunu ve özellikle Can'a sinirli olduğunu biliyorum. Almira da sinirli. Ama böyle yapmayın. Bizim oradaki parka Almira'yı davet ettim. Gelir misin?" Yazmıştı. Bu saatte mi? "Peki şuan mı?" Yazdım ve yanıt bekledim.
"Evet, Can ile parktayız biz."
"Peki tamam." Yazıp çıktım. Yine ne konuşmak için bizi davet ediyorlardı acaba?

Mecbur gelecektim. Yapacak bir şey yoktu!

Önce anne ve babamdan izin almalıydım, çünkü vakit akşamı geçiriyordu. Odamdan çıktım ve oturma odasına doğru ilerledim. İç çekerek söze girdim. "Anne, baba... Biz Almira, Can ve Metehan ile şu yakınlardaki parkta buluşacağız. Yarın için sınav çalışacağız hem." Diye bir yalan uydurmak zorundaydım. "Bu saatte mi kızım?" Dedi babam, anlam verememişçesine. "Evet baba. Hemen geleceğim, izin verirseniz..." Diye ısrarcı olduğumu görünce, "Tamam, ama geç kalmayın!" Dedi. "Tamam baba, geç kalmam." Dedim gülümseyip, portmantodan siyah deri ceketimi üzerime geçirdim ve evden çıktım.

Parka doğru ilerledim. Hepsi gelmişlerdi! Ne ara?

"Hoşgeldin." Dedi Can. "Hoşbuldum." Diyip banka oturdum. "Önce dinlemenizi istiyorum." Diyip ellerini masada birleştirdi Can. "Dinliyoruz," dedik Almira ile ve söze girdi. "Biliyorum, bize kızgınsınız. Onu çok iyi anlıyoruz ve hak veriyoruz. Ama önce dikkatlice ve sözümüzü bölmeden dinlemenizi istiyorum." Dedi. Dinleyelim bakalım...

"Dinliyoruz," dedik ve Metehan konuşmaya başladı. "Öncelikle böyle bir durumun yaşandığı için özür dileriz. Daha doğrusu, Almira senden özür dilerim. Sadece onların dersini vermek istedik." Dedi ve Almira'ya bakarak devam etti. "Almira o çocuğun senin üzerine gelip, sana bulaşması beni ne kadar sinir edip delirtti bilir misin? Yemin ederim kafayı yiyecektim. Can ile düşünüp bir şeyler yapalım derken aklımıza bu geldi. Bunu her insan yapardı zaten." Dedi ve Can sözünü bölüp, bana baktı ve söze girdi.

"Elisa, o çocuğun sana mesaj atıp bir yere davet etmesi benim sinirimi bozdu. Hatta sinirden duvarı bile yumrukladım. Elimden başka bir şey gelmiyordu. Aklımı yitirecektim. Metehan da bu durumda mağdurdu ve aklımıza ilk onlara ders vermek geldi. Sadece affetmeni istiyorum! Başka yemin ederim kötü bir niyetimiz bile yoktu. Amacımız kavga falan değil bizim. Sadece sinirlendik, kıskanmamız anormal mi?" Dediğinde güldüm.
Metehan, Almira'ya bakarak yarım kalan o sözlerini devam ettirdi. "Almira, senden sadece affetmeni istiyorum. Söz veriyorum asla böyle bir şey olmayacak! Yaptıklarımdan gram pişman değilim, yine olsa yine yaparım. Ama bu sefer daha acımasızca!" Metehan'dan da bu beklenirdi!

SENSİZ YAPAMAM ❤️‍🩹 Where stories live. Discover now