19. BÖLÜM

5.6K 546 40
                                    

Hellö 💦

Hiç kendinize ait bir dünya kurdunuz mu? Hiç ona kendinizi adayıp hayallerinizi süslediniz mi?

Hayaller bu hayatta bana verilen en önemli unsurdu. Yapabildiğim, tek yönetebildiğim dünyaydı.

Öyle güzel gelmişti ki hayallerimin gerçekleşmesi. Öyle hayat doluydu, öyle mükemmeldi ki...

Hangi insanın neredeyse bütün hayallerinin gerçekleşmesi muhtemeldi ki?

Zengin değildim. Durumumuz normal insanlardan biraz daha iyiydi o kadar. Babam müteahhit ama o duyulmuş insanlar kadar da iyi bir meblağ almıyordu. Kendi çapında yapıp satan bir insandı. Bu da demek oluyordu ki sadece aileye yönelik...

Ama sonunda bir karar vermiş ve işini büyütmek istemişti.

Ailede evde duran tek çocuk ben olmamla birlikte başıma yıkılacak birkaç şey ile yüz yüze gelmiştim... Ama bu kadarı...

Daha küçük olan bedenime büyük bir meblağ bırakmış, beni içine sürüklemekten alıkoyamamıştı. Değişikti işte. Aileniz hem geleceğizi hem de kendilerini düşünürken bazı düşüncelerinizi umursamıyorlardı.

Bu zamana kadar her kararımı onlara sormadan yapmış, her kararımda yaptığım hataları gerek onlarla gerek içimde tutmuş yaşamıştım.

Ama insanlar hatalarıyla büyür derler...

Ellerim kırmızı elbisemin eteklerinde dolandı ve terini azaltmaya çalıştı. Bu elbiseyi de o bana almıştı. Bugün giymem için üstelik.

Artık öyle bir hayatıma işlemiş, beni öyle bir yönetmeye başlamıştı ki, giyeceklerime kadar karışan bir insan yediklerime çoktan karışır olmuştu.

Sağlıklı beslenmem için elinden geleni yaparken kışa uygun giyinip üşütmemem için de elinden geleni yapıyordu.

Ama bu görüşler şimdi nedense bir tuhaf geliyordu. Değişikti. Anlayamadığım bir çekim içerisinde beni yoruyordu.

Kapısında duran iki tane badyguard düğmelerini ilikleyip beni selamladıklarında derin bir nefes alıp verdim...

Soğuk havaya karşı gelen bedenim adeta alev topu gibi yanıyordu. Ensemde aşağıya doğru inen teri hissedebiliyordum...

Merdivenlerden çıkıp elimdeki çantayı sıkılaştırırken adamlara gülümsemeden içeriye doğru ilerledim. Ama kapıda beni karşılayan takım elbiseli adam gülümsedi ve elini uzattı.

"Hoş geldiniz Jeyan Hanım. Çok şıksınız..." demesi ile zoraki bir gülümseme gönderdiğimde elini sıktım. Eli ile ileriyi gösterip beni yönlendirdiğinde,

"Teşekkür ederim." dedim ve yönlendirdiği yere doğru yöneldim.

Kocaman koridordan içeriye girip büyük eskitme kapıları gerimizde bıraktığımızda restoranda sadece bir ışıklandırılmış ve hazır vaziyette duran masa dikkatimi çekti anında. Gördüğüm bomboş restoran sayesinde kaşlarım havaya kalkarken onun orada oturduğu yerden kalkması ile gülümseyerek bana bakmaya başladı.

"İyi eğlenceler." dedi yanımda olan adam ve gittiğine dair ayak seslerini duydum. Sessiz, yine bir çello ilişti kulağıma.

Tıpkı ilk günkü gibiydi.

Çok hafif geliyordu kulağa.

O ise olduğu yerde o kadar şık olmuş ki...

Yine üzerinde çok hoş dikimli bir takım elbise var. Öyle güzel gülümsüyor ki...

Karnımda oluşan düğümlere karşın ne yapacağımı bilmez öylece durdum olduğum yerde...

Kalbime çöken ağırlık öyle büyüktü ki. Beynim bulanmış, ne düşündüğümü, ne yapmam gerektiğini kestiremiyordum. Değişikti. Hoş değildi ve bu farkıydı.

Ölüme Tutkun Çocuk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin