23. BÖLÜM

5.5K 704 20
                                    

Hellö 💦

Karnınızda amansız bir ağrı oldu mu? Yüzünüz anında soldu ve hiçbir zaman aydınlanmayacak gibi bir his? Ya da bir anda büyük bir ağırlık üzerinize düşer gibi oldu mu?

Peki, kalbiniz istemediğiniz halde deli gibi attı mı?

Göğsünüzden çıkacak kadar sert. Hızlı. Sinir bozucu. Ama atıyor işte...

Karşımda dikilmiş, yine takım elbiseli haliyle duruyor. Onu defalarca eşofmanlı haliyle görmüşken bu hali artık bana sinir bozucu geliyor.

O ünlü bir iş adamı. Evli ve çocuğu var Jeyan. Zengin bir kere...

Senin belini tutan insan ise evlenmeyi düşündüğün ama bir dakika önce geride bıraktığın insan...

Bir şey diyemiyorum.

Öylece içeride biz, dışarıda o bakıyoruz birbirimize. İçimde bir fırtına kopuyor. Bir yanım koşup onun yanaklarından tutmamı ve özlemimi giderircesine dudaklarında açlığımı kurutmamı istiyor.

Diğer tarafım ise ondan nefret ediyor. Onun burada olmasına daha da sinirleniyor ve beni içine çekiyor.

"Jeyan?"

İşte...

O anda öyle bir atıyor ki kalbim. Gözlerim dolacak ve biraz sonra bağırarak ona karşı geleceğimi, ondan nefret ettiğimi söyleyeceğimi ve gidip yüzsüz bir şekilde sarılıp beni bırakmamasını isteyeceğimi biliyorum.

İçim öyle yanıyor, öyle kanıyor ki...

Belimdeki el daha da sıkılaşıp beni yanına çektiğinde derin bir nefes alıyorum ve biraz da olsa kendime geliyorum.

Behzat'a kayıyor gözlerim bir anlık. Ama bir hafta boyunca onu göremediğimden tekrar ona dönüyorum.

Adını ne olarak söyleyeceğimi bilmiyorum. Ama bunca zaman ben bir insanı sevmiştim. Adını sorsalar Dağhan demeye dilim varmıyordu. ATEŞ ise...

"Merhaba Dağhan..."

Behzat o kadar otoriterli ve sert söylüyor ki bu iki kelimeyi, bir an geriliyorum. Sesindeki gizli imayı hissetmemek elde değilken yavaşça ilerliyor ve asansörden çıkıyoruz.

Tam yanından geçecekken beni daha da kendisine çekiyor ve ondan uzak tutuyor. Ama o özlemini duyduğum kokuyu kimse benden saklayamaz. Anında burnuma geliyor. O kadar güzel, o kadar harika ki...

Kalp atışlarım şu anda bana meydan okuyor.

Beynim yerinde durmuyor ve bir sürü teori uyduruyor ama ben öylece durmuş ona bakıyorum.

Ne ağzımı açabiliyorum ne de başka bir şey...

Onunsa gözleri Behzat'a bir an bile kaymıyor...

Dikkatle bana bakıyor. Düşüncelerimi, ne hissettiğimi anlamaya çalıştığının farkındayım.

O anda içime derin bir nefes çekerken gözlerimi sonunda ondan kaçırıp kafamı kaldırıyorum ve upuzun, iri Behzat'a bakıyorum...

Ona bakınca kalbimde ne bir hareket ne de başka bir şey var.

O da başını eğip bana bakıyor ve masmavi gözlerinin buzluğunu bana sunuyor.

Sert, o kadar sert ki...

Şu anda beni onun önünde rezil edebilecek kapasiteye sahip olduğunu biliyorum. Ama iki tarafı da seçemeyeceğim için sadece onun kolunun altında öylece kalıyorum. Ne yapacaksa o zaman giderdim. İkisine de rezil olmuş bir şekilde evime döner ve acımla kalırdım...

Ölüme Tutkun Çocuk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin