-52-

2.4K 180 52
                                    

Selamm, bugün aslında bölüm atmayacaktım. Ama bir kaç tane bölüm yazdım. Dedim bekletmeyeyim daha fazla.

Bu aralar İlhamım bol maşallah. 3 tane hazır bölüm var.

O kadar emek veriyorum lütfen sizde oy ve yorum yapın.

İyi okumalar...

"Bana neyin yakışıp neyin yakışmayacağını ben bilirim."

MASAL ÖZTÜRK KARALAN'DAN

Birkaç saattir ameliyathanenin önünde bekliyorduk. Şule ablalar, Neşeler... Herkes gelmişti.

Bir yandan seviniyordum bir yandan da korkuyordum. Tuğçe'nin son söyledikleri içimde bir korku oluşturmuştu.

Ona bir şey olmayacaktı ordan hep birlikte çıkacaklardı. İnanıyordum buna... Ya da inanmak istiyordum.

Aradan ne kadar süre geçti bilmiyorum ama koridorun başında gördüğüm annemle derin bir nefes aldım. Zaman kavramını yitirmiş gibi hissediyordum. Ama annem buraya geldiğine göre bayağı bir süre geçmişti.

Yan taraftaki Şule ablaya dönüp "Neden bu kadar uzun sürdü? Kötü bir şey yoktur değil mi?"dedim. Telefonundan saate baktıktan sonra "Merak etme hem her doğum farklı uzunlukta olur. Kimisi 3 saat kimisi 5-6 saat değişiyor yani. İkiz bebek doğumları daha uzun sürüyor."demesiyle bir nebze de olsa rahatlamıştım.

Başımla onaylayıp anneme döndüm. "İlkay ne yapıyor?"dedim. "Beyefendi kütüphane de bir kız görmüş seviyor herhalde tam bir şey söylemedi. Kütüphaneden çıkaramıyoruz beyefendiyi."demesiyle "İyi en azından çalışsın da."dedim.

Bir kaç saat sonra açılan ameliyathane kapısıyla hepimiz çıkan doktorun yanına doğru gitmiştik. "Durumları ne acaba? İyi mi hepsi?"dedim.

Doktor tebessüm edip "Hepsi çok iyiler. Merak edilecek bir şey yok. Birazdan Tuğçe Hanım'ı normal odaya alacağız."diyerek uzaklaşmıştı.

Dakikalar sonra Can ve Neşenin gülerek bir şeyler konuşup yanımıza doğru gelmeleriyle Bora "Şeytan diyor gebert şunu."demesiyle koluna yavaşça vurdum.

Yanımıza geldiklerinde "Bitti. Çok güzel oldu ama."dedikleri sırada ameliyathanenin kapısı açılmış Tuğçe çıkmıştı.

Gözlerini kapalı görünce "Neden uyuyor?"diyen Neşe içimden geçenleri sormuşt. "Önemli bir şey değil. Telaşlanmayın lütfen. Sadece yorgun düştü bir kaç saat sonra uyanır."diyerek hastane yatağındaki Tuğçeyi odaya götürdüler.

Bebekler yoktu yüksek ihtimal kontrolleri yapılıyordu. Tuğçenin arkasından ben, annem, Neşe ve Şule abla da içeriye girmiştik. Doktor koluna serum takarken "Neden serum takıyorsunuz?"dedim.

Tuğçeye bir şey olma ihtimalini düşünmek bile istemiyordum.

"Doğumdan çıktı doğal bunlar. Hem iki bebekti bu yüzden fazladan yoruldu. Ve açık konuşmak gerekirse zor bir doğumdu o yüzden."demesiyle başımla onayladım.

Bir saate yakın bir süre sonra Tuğçe yavaş yavaş uyanmaya başlamıştı. Gözlerini açtığında bakışları ilk önce karnına düştü. Sonra bize bakıp "Gördünüz mü onları?"demesiyle hepimiz başımızı olumsuz anlamda salladık.

Tam bir şey diyeceği sırada kapı açılmış ve hemşire kucağında iki bebekle odaya girmişti.

Tuğçe yerinde doğrulacağı sırada acıyla inleyince hemen yanına geçtim. "Fazla hareket etmeyin ve ani hareketler yapmayın lütfen dikişleriniz zarar görebilir."dediğinde Tuğçe sadece bebeklere bakıyordu.

GidiyorumWhere stories live. Discover now