YAPRAK

16 4 2
                                    

Rüzgar tatlı tatlı esiyormuş
Yaprak tav olsun diye
Yaprak herşeyden habersiz dalında filizleniyormuş
Her geçen gün dahada bi ihtişamlanıyormuş
Rengi yemyeşilmiş
Güneş tam tepedeymiş
Rüzgar ise güneşin hemen ensesinde
Güneş ısıttıkça rüzgar serinletiyormuş
Yaprak ise rüzgarı seyrediyormuş
Tatlı tatlı esen rüzgar her geçen gün yaprağı biraz daha cezbediyormuş
Rüzgarın esmediği gün yaprak kavruluyormuş
Rüzgarın gelip esmesini bekliyormuş
Rüzgarın derdi başkaymış
Yaprağı yurdundan etmekmiş niyeti
Güneş semaya her çıktığında yaprağın azabı başlarmış
Gözü rüzgarı ararmış
Gelsede esse diye
Rüzgar öyle güzel gelip esiyormuş ki
Yaprak köklerinden kopup rüzgara bırakmak istiyormuş kendini
Gel zaman git zaman yaprak teslim olmuş rüzgara
Esintisi onu o kadar etkiliyormuş ki
Ona kapılırsam hep eserim sanmış
Semada ordan oraya uçarım o esinti beni bırakmaz diye avunuyormuş
Bi gün kendini rüzgarın tatlı esintisine bırakmış
Tamda istediği gibi olmuş
Esmiş rüzgarla birlikte
Ordan oraya savrulmuş
Tabii rüzgar bu eser sonrada durulurmuş
Yine öyle olmuş
Yaprakla birlikte önce esmiş yaprağı da kendiyle birlikte sürüklemiş
Sonrada sıkılı vermiş
Tatlı tatlı esmektense sert esmeye başlamış
Yaprak o tatlı esintiden sonra sert rüzgara ayak uyduramamış
O estikçe o yıpranmış
O hızlandıkça o ufalmış
Bi an evvel esinti bitsin istemiş
Ama esinti bittiğinde kendisinin de biteceğini anlamamış
Esmeye durmuş rüzgar yaprak bi paçavra gibi savrulmuş yere
Yok olduğuyla kalmış esintiyle
Yerde yıpranmış şekilde durakalmış
Eski rengi canlılığı yokmuş
En kötüsüde artık dalı yokmuş onu yeşerten var eden kökünden kopmuş
Yerde öylece kalakalmış
Sonra biri gelip üstüne basmış un ufak olmuş

HemdertWhere stories live. Discover now