(7)

1.3K 190 84
                                    

"İyi misin mon amour?"

Selamlarr^^

Ben geldim tekrardan😽 Bakalım bu bölüm ne olacak...

İyi okumalar dilerim💎

~~~

Kim Taehyung, parti bittikten sonra omegasının evinin yolunu tutmuştu. Vampir hızıyla bir kaç dakika varmıştı bile. Pencere açık değildi. Yarasaya dönüşerek pencereden içeri bakmaya başladı. Görünürde kimse yoktu. İçeri bomboştu. Bir çok eşyaları da yoktu. Ne olduğuna anlam vermeye çalıştı. Yoksa omega evden taşınmış mıydı? Öyle bir şey olsa söylerdi kesinlikle. Bu yüzden evin etrafını dolaşmaya karar verdi. Ne kadar tehlikeli olsa da buna mecburdu. Bir şeylerden emin olması lazımdı.

Evin ön tarafına geldiğinde salon ışığının yandığını gördü. Şeffaf perdeden içeriyi görmeye çalıştı. Omeganın annesi ile babasını gördü. Peki omega neredeydi? Yavaş yavaş sinirlenmeye, meraklanmaya ve endişelenmeye başlamıştı. Evet, bu duyguları hissedebiliyordu.

"Neredesin mon amour?" dedi kendi kendine. Fazla göze batmamak için pencereye yakın ağaca kondu. Evi izlemeye başladı. Omega hâlâ yoktu. İyice meraklanıyordu -ki annesi onunla iletişime geçerek derhâl oraya gelmesini emretti. Ama emrine uymak istemedi. Annesi acilen gelmesini tekrar edince mecbur gitti. Tekrar geleceğine dair kendine söz verdi ve kanatlanarak kendi bölgesine uçmuştu. Kısa sürede vardığında insan bedenine dönüştü. Annesi ve bir çok vampirler toplanmıştı alanda. Kaşlarını çatarak anlam vermeye çalıştı.

"Ne oluyor burada?" dedi sert sesi ile. Vampirlerin bir çoğu kafasını eğerek sessiz kaldı. Annesine döndü ve onun endişeli bakışlarını yakaladı. Soran bakışlarını ona yolladı. Annesi sessizliği bozdu. "Periler..." diye söze girdi yutkunarak. Bunu nasıl açıklayabilirdi bilmiyordu. Aptal vampir nasıl böyle bir şey yaptı onu da bilmiyordu ama şu an oğluna her şeyi anlatması gerekti. Onun çözeceği bir şeydi. Kendisi perilerle konuşmaya çalışsada onlar şiddetle karşı çıkmıştı. Onların üstüne atlamamak için kendini zor tuttu. Ne inatçılardı bu periler, diye içinden geçirmişti. Oğlu ile beraber gelmesini emredince mecbur oğlunu çağırdı.

"Ne periler?"

"Vampirlerden biri perilerden biri ile mühürlenmiş." dedi acı gerçeği. Bu yasaktı. Kimsenin izni olmadan vampirler hiçbir varlığı mühürleyemezdi ve kimseyle evlenemezdi. Ancak karşı taraf izin verirse olurdu. "Kim cürret eder buna?!" diye âdeta kükredi. Böylece herkesin irkilmesine sebep oldu. Aklı almıyordu. Hangi aptal vampir böyle bir şeyi yapabilirdi? Kendisi vampirlerini böyle eğitmemişti.

"Hwang Hyunjin... Ona bunun yanlış olduğunu söylesem de aşık olduğunu, onun da istediğini söyledi. Vampirlerin duyguları yok dedim, itiraz etti. O peri, Lee Felix ile kaçtılar, Longus diyarına, serbest yaşam diyarına gittiler. Yani tam gitmediler ama yoldalar." Taehyung gözünü yummuş, iç çekmişti. Bir vampirin duygusu olamazdı. Onlar yaşayan ölülerdi. Bu yüzden beklemeden vampir hızıyla onlara yetişmeye çalıştı. Koku duyusunu aktifleştirdi. Kısa sürede, belki on dakika, onları bulmuştu. Hwang Hyunjin lordunun kokusunu alınca olduğu yerde durmuş, sevgili eşini arkasına alarak lorduna bakmaya başlamıştı.

"Ne o? Kuralları çiğneyerek kaçmaya mı çalışacaktın Hyunjin, hm? Bunun bir cezası var ama değil mi?" Kim Taehyung sakinliğini koruyarak kollarını arkada birleştirmişti. Gözü peri Felix'e değdi. Korku dolu bakıyordu, gözleri dolmuş, sevdiği adama bir şey olacak diye ödü kopuyordu.

"Lordum gerçekten umrumda değil. Ben aşık oldum. Bu atmayan kalp var ya," demişti kalbinin üzerine vurarak. "Bu kalbin ilk defa attığını hissettim ben. Onu görünce değişik hissettim. Heyecanlı, mutlu, endişeli... bu duyguları tattırdı bana." dedi gözleri dolu dolu anlatarak. Taehyung şaşırmıştı. Anlam veremiyordu, vampirlerin duyguları yoktu ki. Nasıl bunları hissedebilirdi?

Vampire and Omega Love | Taekook Where stories live. Discover now