yirmi beş, anason

1.5K 140 11
                                    


okuyan herkes oy vermiyomus bana öyle bi bilgi geldi dikkat edelım😔

,

salı
10.11


  dolmuştan indikten sonra derin bir nefes aldım, aşırı gergindim. iki gün boyunca yemeyip içmeyip baran'ı düşünmüştüm. bu sefer arayan taraf bendim ama baran asla telefonumu açmıyordu.

serap'tan annesinin öldüğünü duyduğum gibi yazmıştım ona fakat ulaşmak imkansızdı. bir hafta tatil olduğu için tüm otobüsler doluydu ve pazar gününe bilet bulamamıştım.

evlerine doğru yürürken etrafa bakınıyordum. lisedeyken arkadaşlarımla okul çıkışında sokaklarda dolaşa dolaşa dondurma yediğimiz zamanlarda görürdüm baran'ı. hep yalnız başına giderdi eve. okulda da birkaç arkadaştan fazlasına sahip olduğunu görmemiştim hiç.

ben ona aşık olmadan önce aramız çok iyiydi. o sıralar abisiyle kalıyordu, ben de arada onlarda kalıyordum. bazen gizlice baran'ı yurda sokuyordum. kimse bir şey demesin diye güvenlikle samimi olmuştu hatta.

bir hafta önce bana abimle abisinin yattığını söylemişti, konusunu bir daha açamadım çünkü midemi bulandırıyordu. abim, ne zaman baran yüzünden üzüldüğümü görse bana vuruyordu. eşcinselliğin ona ters olduğunu biliyordum.

baran'la aramızdaki durum ise git gide saçma bir hal alıyordu. o ısrarla arkadaş olduğumuzu düşündüğünü söylese de ben ona hiç arkadaş gözüyle bakamamıştım. son zamanlarda geçmişteki hareketlerimden dolayı pişmanlık duyuyordum fakat baran'a ulaşamıyordum.

maddesel anlamda ulaşamamak değildi bu, arayınca açmaması ya da görüşemediğimiz için değildi. son zamanlarda bir durgunluk vardı sanki üzerinde. şimdiye kadar kendisinden bahsettiğini pek duymamıştım ama son zamanlarda o kadar konuşur olmuştu ki artık sıkıldığını fark etmiştim. baran gerçekten de benden sıkılmaya başlamıştı.

ilk defa yaşanmıyordu bu ama hiç bu kadar gerçekçi hissettirmemişti. baran'ı kaybetmekten korkuyordum.

bunu baran'ı uzun süredir tanıyan naz'la konuşunca fark etmiştim. baran'ın elimizden kayıp gittiğini, kendi kabuğuna çekildiğini söylemişti.

bir sürü arkadaşım vardı, beni seven bir sürü insan vardı. annem ve abimle artık konuşmuyor olsak da babam her hafta arayıp kontrol ediyordu beni. yine de ben baran'ı kaybetmek istemiyordum.

baran acılarımla benim yanımdaydı ama arkadaşlarımdan biri bile abimin durumunu bilse hiç kimse benimle konuşmazdı. baran ise beni bu bataklıktan kurtarmak için epey uğraşmıştı. beni kurtarıp kendisi düşmüştü sanki, ben ise iki yıl öncesinde yanından geçip gitmiştim.

bu düşünceyi bastıramadığım için baranların kapısının önünde zile basmak için kendimi hazırlıyordum. içeride yakın akrabaları olmalıydı, evin önünde bir sürü araba ve birkaç tane sandalye vardı.

zile bastıktan sonra çok geçmeden kapı açılınca baran'la göz göze geldik.

sanki iki hafta boyunca hiç yemek yememiş gibi içe çöküktü yanakları. gözleri saatlerdir ağlıyormuş ya da tam tersi ağlamamak için kendini tutuyormuş gibi kıpkırmızıydı. burnu, çenesi, boynu, dudakları kıpkırmızıydı. hiç sakallarının uzadığını görmemiştim hatta şimdiye kadar.

bir haftadır nasıl hissettiğini düşününce gözlerim doldu. üstüne üstlük ben de üzmüştüm onu. anlamıyormuş gibi davranmıştım. hiçbir şey olmamış gibi karşısında durduğum için utandım.

dayanılmaz güzelliğin Where stories live. Discover now