2.BÖLÜM

64.5K 2K 1.1K
                                        

Kafe sakinken notlarımı açtım. Fizik ödevim önümdeydi. Sorulara göz gezdiriyor ama zihnim orada kalmıyordu. Kalem elime yapışmış gibiydi ama düşüncelerim sürekli kaçıyordu başka yerlere. Dünkü olay mesela... Peşime düşen o adamın bakışları hâlâ ensemde gibi hissediyordum.

Telefonum çaldı. Suna'ydı. İç çeker gibi açtım.

"Bu saatte yine mi yalnızsın Vera?"

"Merak etme," dedim. "İşten çıkar çıkmaz durağa yürüyeceğim. Kafede güvenlik kamerası var, sokak da çok ıssız değil. Bu gece sıkıntı olmaz."

Suna sustu bir an. Sonra "Ama yine de içim rahat değil," dedi.

"Biliyorum," dedim, "benim de değil."

Vedalaşıp kapattım. Saat geç olmuştu. İçimde bir kıpırtı vardı. Gün bitmişti ama gece yeni başlıyordu. Ve ben geceyi sevmiyordum.

Önlüğümü çıkardım, çantamı aldım. Dışarı çıktığımda kafenin ışıkları ardımda kalmıştı. Sokakta adımlarımı duyuyordum. Kaldırım taşları neredeyse ezberimdi. Otobüs durağına doğru yürürken gözlerimi sürekli etrafımda gezdiriyordum.

Otobüse bindim. Cam kenarına oturdum, başımı cama yasladım. Gözlerimi kapattım. İçimde derin bir boşluk vardı. Sanki bedenim burada ama aklım başka bir zamanın içinde sıkışmış gibiydi.

Gözlerimi açtığımda durağım yaklaşmıştı. Zile bastım, ayağa kalktım. İndim. Hava daha da serinlemişti. Yürümeye başladım. Ardımda bir ayak sesi duydum.

İçimde, adı olmayan bir korku kıpırdandı.

Adımlarımı hızlandırdım. O da hızlandı.

Koşmaya başladım. Sokak lambaları bir var, bir yok gibiydi. Nefesim kesiliyordu. Kalbim boğazımdaydı. Arkama baktım: O da koşuyordu. Tanımadığım biri. Dünkü adam değil ama bu da tanıdık gelmeyecek kadar tehlikeliydi.

O an önümde bir araba farı parladı. Parlak ve yabancı ama aynı zamanda umuttu o ışık.

Arabanın önüne doğru atıldım. Ellerimi kaputa dayadım, gözlerim dolu, sesim titrek:

"Lütfen yardım edin... lütfen."

Arabanın kapısı açıldı. İçinden bir ses geldi, tanıdık ve güçlü:

"Vera?"

Başımı kaldırdım. İçimde bir şey kırıldı. Buğra Hoca.

"Hocam... ne olur yardım edin..."

"Arabaya bin hemen!"

Söylediğini yaparken arkamdaki adam bir an durakladı. Hocam arabadan indi. Adama doğru yürüdü. Tek kelime etmeden, tek yumrukla yere serdi. Ardından araca binip motoru çalıştırdı.

Yol boyunca konuşmadık. Sessizliği ben bozmak istedim, ama kelimeler boğazıma takıldı. O sordu:

"Vera, bu yollar bu saatte çok tehlikeli değil mi senin için?"

Kısa bir sessizlikten sonra: "Çünkü mecburum, hocam."

"Madem mecbursun, bari baban alsın seni..."

Gülümsedim ama gözlerim doluydu. "Başka kızların babası gibi bir babam yok hocam."

Arabanın içindeki hava birden ağırlaştı.

"Baban mı? Bu olanların nedeni o mu?"

Başımı eğdim.

"Borçları var. Kumar, içki... Kim bilir daha neleri. Borçlu olduğu adamlar genelde beni bulur. Kimi para ister, kimi gözleriyle korkutur. Kimi daha fazlasını düşünür. Ama hepsi bana kalır."

Hoca derin bir nefes aldı. Elindeki direksiyona sıkıca bastı. Dudaklarının kenarı titriyordu.

"Bir baba bunu yapmaz Vera."

"Sizin babanız yapmamıştır hocam. Ama benimki yaptı. Hâlâ yapıyor."

Evin sokağına yaklaştık. "Şuradan sağa dönün hocam... bizim gecekondu orada."

Arabayı durdurdu. Camdan dışarıya baktı. Küçük, yorgun, eğilmiş bir ev.

Bana döndü, gözlerinde bir acı vardı. Ama acıyan bana değil, yaşadığım hayata bakıyordu sanki.

"Vera... bu böyle gitmez. Kendine dikkat et. Bir gün daha tehlike atlattığını görmek istemiyorum. Başın sıkışırsa, otobüs saati geçse, kimseye ulaşamazsan... bana bir mesaj atman yeterli. Bu, numaram."

Numarayı elime verdi. O an içimde bir şey aktı. Birinin bana 'yanındayım' demesi... yabancı ama iyileştirici bir histi.

Başımı yavaşça salladım.

Araba uzaklaşırken kapımızın önünde biraz daha bekledim. Sonra yavaşça içeri girdim.

Evde her şey aynıydı. Babam uyumuş, annem ortalarda yoktu. Kardeşim uyuyordu. Onun üzerini örttüm. Bugün kafede ders çalıştığım için gece biraz rahattım. Ama içim dalgalıydı.

Yatağa uzandım. Gözlerim tavana takıldı.

Bugün bana dokunan tek şey bir yumruk değil, bir insanın sesi oldu:
"Eğer bir gün ihtiyacın olursa, bana alo demen yeterli."

Bunu hiç kimse bana söylememişti. Bu yüzden o cümle yüreğime battı. Ama tatlı bir şekilde...

Yavaşça gözlerim kapandı. Ve uyku, bana uzun süredir ilk defa sığınacak bir yer gibi geldi.

•••••••••••••

İyi okumalar..

Babamın Borcu (düzenleniyor)Where stories live. Discover now