Özgün hala uykusunun gelmemesi nedeniyle henüz geceyi bitirmek istemedi. Timur yattıktan sonra geldiği yere döndü. Hazır herkes sızmışken şimdi biraz sarhoş olabilirdi.
Tamamen boş bulmayı beklediği mutfakta Mehmet'i görünce ofladı. Mehmet kafasını hareket ettirmeden dinlendirici gözlüklerinin üstünden ona sorgular bir bakış attı.
Özgün masanın üstündeki yarısı dolu içkilere baktı. Erdem kesenin ağzını bayağı bir açmış gibiydi. Çocuğunu şımartan bir ailenin tek çocuğu olunca parayı ağaçtan topluyor gibi harcıyordu.
Mehmet memnuniyetsiz bir bakışla konuştu.
"Hiç meze yoktu, puanım eksi iki." Özgün ona gülüp karşısına oturdu ve masada duran temiz bardaklardan birine votka doldurdu. Mehmet onun bardağına alaycı bir bakış atıp konuştu.
"Bak uzaktayız şehir merkezinden, alkol komasına girersen sessizce kenarda ölürsün." Özgün ona dil çıkarıp içkisinden ufak bir yudum aldı.
"Dökül bakalım dertli adam, neymiş sek votka içirecek derdin?" Özgün kaşlarını çatıp anlamamış bir bakış attı. Mehmet onun bilmezden gelişine gülüp açıkladı sorusunu.
"Kimdir bu Timur, anlatsana. " Yüzündeki imalı gülümsemeyle Özgün kastettiği şeyi anladı, gülüp kafasını iki yana salladı.
"İmanı anladım ama yok öyle bir şey. Arkadaşım sadece. " Mehmet dil çıkardı, çok kaçamak bir cevaptı.
"Yalan sıkma şimdi kanka, bu zamana kadarki flörtlerini Mikail'den iyi bilen biri varsa benimdir. Hem sevgilisi olan tek yakın arkadaşın da benim, anlat abine vereyim tavsiyeyi. " Özgün kararsızca durdu birkaç saniye.
"Kanka öyle anlatılacak bir şey yok. " Ooo diye ses çıkardı Mehmet. Kalkıp çekmeceden cips aldı ve geri oturdu.
"Şimdi başla bakalım. " Özgün anlatmaya başladı, elbette bazı kısımları atlayarak.
"Mikaillere gidip gelirken tanıştık, Mikail'in kardeşi Berker'e özel ders veriyor. Başlarda hiç ilgilenmiyordu hatta yüzümü hatırladığından bile emin değilim. Benim de ilgimi çekiyordu ama pek konuşma başlatma taraftarı değildim. Kanka bunun bir de sevgilisi var ama Timur'u Özgür'le aldatıyor. Bayağı da bariz yapıyor hani bunu. Timur da hayatını oldukça meşgul yaşar, hani böyle takılmaz. Pek arkadaşı da yok yani, sürekli Ravza'yladır. Neyse işte biz bir şekilde konuşmaya başladık ama nasıl zevk alıyorum. Çok da tatlı bir şey, dışarıdan soğuk göründüğüne bakma. Konuşsa saatlerce oturur dinlersin. Bir de kültürlü birisi, konu neyden açılırsa açılsın konuşma akıyor yani. Neyse tek sıkıntı, kendini açması zor birisi. Yani arkadaş olmak için bile bayağı çaba sarf etmem gerekti. Ravza ile sevgili nasıl oldu, onu da anlamadım ki. Zar zor arkadaş olmuşken bir de romantik hislerimi açıp arkadaşlığımızı mahvetmek istemiyorum. İşte ufak ufak flörtler falan ancak. " Bir kere başlayınca kendini kaptırmıştı. Mehmet onun bitirmesiyle kahkaha attı.
"İyi ki yokmuş, olsaydı sabahı görürdük herhalde. Kankacığım şöyle başlayalım, sen bayağı düşmüşsün çocuğa. Hayır 190'lık dev gibi herife tatlı demene de ayrı patladım, neyse kartala yavrusu kuzgun gelirmiş diyerek geçiyorum. Hmm ne diyecektim ya başka... Heh şimdi bu çocuğun ilişki durumu ne durumda, haberi var aldatıldığından değil mi? Ayrıldı mı kızdan?" Özgün güldü, çok saçma bir durumun içindelerdi.
"Ayrılmadılar hala. Tatil dönüşü ayrılacaklar, yani muhtemelen. O kadar şeyden sonra ikisinin de sevgili olmaya devam etmek isteyeceklerini sanmıyorum. Gerçi Ravza şüpheli de Timur devam etmez. Etmez değil mi? Lan ya ederse?" Endişeli bir şekilde düşünmeye başladı. Timur aşık mıydı ki Ravza'ya? Aşık olsa böyle bir oyun oynamazdı, diye düşündü Özgün. Ama ya intikam isteğine karşın hala seviyorsa?
