tapes for jk

15'

Sırtına aldığı büyük kamp çantasıyla birlikte annesine döndü. Annesi arkadaşlarıyla yemesi için hazırladığı kimbapları ona uzattı, sonrasında oğlunun yanaklarını tutarak öptü ve kapıya kadar onu geçirdi. Elindeki kimbap ve sırtındaki çantayla Jungkook'un abisinin yanına adımladı. Bagajda sevgilisi ve Jungkook'un çantasını yerine koyan Minhyuk, Taehyung'un yanına yaklaşmasıyla gülümseyip "Ver bakalım çantanı Taehyung." diyerek babacan bir tavırla kardeşinin en yakın arkadaşının çantasını aldı ve yerine yerleştirdi.

"Yardım etmemi ister misin hyung?" Taehyung şirin bir şekilde Minhyuk'a baktığında ellerini sallayarak gerek olmadığını söyledi büyük olan. "Arkadaşlarınızı alacağız o yüzden geç arabaya. Jungkook orta koltukta olmalı. Hemen gidip arkadaşlarınızı alalım, sonra da yola çıkarız." Taehyung başını sallayarak büyük aracın sürgülü kapısını açmak için hareketlendi ve kapıyı açtığında taktığı kulaklıklarıyla birlikte başını yasladığı küçük yastığıyla uyuyan Jungkook onu karşıladı.

Uyuyamamış olmalıydı, ona bakıp gülümsediğinde Minhyuk kapıyı açıp içeri girdi ve Taehyung aptal aşık tipinden kurtularak bir öndeki koltuğa oturdu. Aynadan baktığında kardeşini göremeyen Minhyuk "Jungkook nerede Taehyung? Eve mi gitti?" diyerek sorduğunda Taehyung başını olumsuz bir şekilde salladı ve "Uyuyor hyung." diyerek yanıtladı.

Minhyuk ağzını açıp Jungkook'un dişlerine benzer dişleriyle anladığını mırıltılarıyla belirttiğinde, anahtarı çevirerek önce kontağı açtı ve ardından büyük minibüsü çalıştırarak yola koyuldu. İkinci aracın ani sıkıntıları yüzünden birkaç gün için minibüs kiralamıştı, bu kadar planı heba etmek istememişti hem sadece kendi arkadaşları değil kardeşinin arkadaşları da olacaktı.

Bir hayli kalabalıklardı.

Taehyung dikkatlice yolu izlerken arada gözü Minhyuk'a kayıyordu. Onlara bakmayacağına emin olduğunda Jungkook'u izlemeye gidecekti. Belki de o mis kokulu şampuan kokan saçlarını koklayacaktı ama Minhyuk sevgilisini alana kadar şirin bir şekilde araba sürecek gibi duruyordu.

Taehyung iki kardeşin arasında pek bir fark göremiyordu, tek fark Minhyuk'un cüsse olarak Jungkook'tan büyük oluşu ve gözlerinin daha küçük oluşuydu. Jungkook'un gözleri ise büyüktü ve sanki bir galaksiyi gözlerine hapsetmişcesine parıldardı. Taehyung için Minhyuk her ne kadar yakışıklı olsa da Jungkook'un yanından geçmiyordu. Jungkook'un abisini örnek aldığını pek de göz önünde bulundurmasa da Jungkook her koşulda abisinden yakışıklıydı Taehyung için.

Minhyuk sevgilisinin oturduğu apartmanın önüne yaklaştığında kaldırımda, sırtındaki bir çanta ve elindeki büyük karton poşetle duran Soomin yeri izliyordu. Minhyuk durup indiğinde sevgilisinin alnını öptü ve Taehyung başını koltuğa yaslayarak onların tatlı görüntüsünü izledi.

Belki Jungkook ile ilerde böyle olurlardı. Bunun hayali bile heyecanlandırıyordu.

Soomin'in sırtındaki çantayı alan Minhyuk, poşeti almaya yeltendiğinde Soomin "Onlar yiyecek koymayalım bagaja." dedi. Minhyuk başını sallayarak sevgilisiyle arabaya doğru yürüdüğünde Soomin ön kapıyı açarak oturdu. Minhyuk en öne sadece Soomin ve kendisinin oturmasını istemişti, hiçkimseyi onların yanında görmek istemiyordu.

Taehyung "Günaydın noona." dediğinde Soomin arkaya dönüp gülümsedi ve "Sana da günaydın Taehyung. Umarım ismini yanlış söylemedim, baya oldu seni görmeyeli." dedi gülümseyerek. Kadının şirin bir gülüşü vardı ve sıcakkanlı biriydi, Taehyung evlerine gelip yemek yediği bir zamanda onunla tanışmıştı ve çok iyi biri olduğu kanaatine varmıştı hemen.

Soomin ortamda kendini herkese sevdirebilen saf ve iyilik meleği biriydi. "Yanlış söylemedin noona, hafızan çok iyi." diyerek ona iltifat ettiğinde bagaja yerleştirme işini halleden Minhyuk yerine geçti. Soomin arka koltukta uyuyan Jungkook'u fark ettiğinde "Üstünü örttünüz değil mi çocuğun? Camları açmışsın bir de çocuk hastalanmasın." diyerek kendi camını kapattı ve Taehyung arkasına dönerek Jungkook'un üstüne giydiği ceketi örttü. "Rahat olun ceketimi örttüm üstüne." diyerek ortamı yumuşattı.