Hastane girişi

500 15 19
                                    

Akıl hastanesindeki ilk günüm.

Yavaşca hastaneden içeri girdim.

Ormanın tam ortasında ve aşırı derecede büyük bir binaydı.

Burdaki insanlar genellikle harbiden delirmiş veya... İnsanların çözemediği özellikler taşıyolardı.

Bende burda çalışıyordum.

Niye mi? Bende bilmiyorum. Aslında maaşı çok iyi diye olabilir.

Neyse binanın dışı çok korkunç iyi daha iyidir belki.

Büyük kapılsrdan içeri girdim. Fazla sesizdi...

Müdürün odasına giderken biraz etrafı incelemeye başladım.

Bazı hemşireler vardı... O ne öyle!

Bir tane odanın kapısı açıktı.

İçeri doğru göz gezdirdiğimde bir tane hemşire ve yatağa bağlı bir hasta vardı.

"Yapma! Arkanda biri var yüzü kan içinde!"

Benden mi bahsediyor o?

Benim yüzümde kan mı var?

"Orda kimse yok. Sakinleş yoksa ilaç vericem."

Adam ağlayarak konuştu.

"Orda işte... Öldürücek seni... Yapma."

Şifacı kadın ilacı verdi ve hastayı yeniden yatağa bağladı.

Bende yeniden yola devam ettim.

"Ne kadar kötü olabilir. Hem bana böyle bir hasta vermezler bence ya."

Evet. Burda her hastanın ayrı bir hemşiresi vardı. Yani bakıcısı. Ne deniyorsa.

İsteyenler iki veya daha fazla hastaya bakabiliyorlar ama ben birine nasıl bakabileceğimi bilmiyorum. O yüzden kalsın.

Zaten bunu yapanlar hepsi para için burda.

Müdürün odasının önüne gelip kapıyı çaldım.

"Gel."

İçeri girdim.

"Hoşgeldin pars, beğendin mı hastaneyi."

Hayır.

"Evet, yani bir değişim ama tahmin ettiğim kadar değil."

Adam gülümseyerek baktı.

"İyi güzel. Sana vericeğim hasta zor bir hasta. Yabancılardan hoşlanmıyor ama acilen müdahale edilmesi lazım. Yoksa çok daha kötü olabilir."

Bana doğru bir dosya itti.

İsim: Pamir.

Soy isim: Bilinmiyor.

Yaş: 25

Hastalığı: Akut stres bozukluğu (ASB),
Travma sonrası stres bozukluğu (TSBB).

Aslında o kadar kötü bir hastalık değil, bunlar psikolok ile de geçer.

"Ama bunlarla buraya yatması mantıksız değil mi?"

Bana ters bir bakış attı.

"Ciddi bir hastalık. Ve son evresinde. Ailesi hakkında birşey öğrenemedik. Kimsesi yok. Sen bakıcaksın ona. İsyersen gidip tanışalım. Böyle şeyleri birdaha kurcalama. Bilmediğin şeyler var. Zamanla öğrenirsin."

Hah. Zamanla öğrenirsin. Direk söylesene! Bende neyle karşılaşıcağımı bileyim...

Müdür ayağa kalktı ve odadan çıktı.
Onu takip etmeye başladım.

Baya yürüdükten sonra demir kapıdan oluşan bir yere getirdi beni.

"Bu niye demir kapı."

Bana yan bir bakış atıp kapıyı açtı.

İçeride gözleri kızarmış, bilekleri kan dolu ve korkak bir şekilde bana bakan bir adam duruyordu...

Evettt

Başladık bakalım.

Lütfen okuyun büyük bir heyecanla başladım. 😇

Byee 💞💗💓

Kaybolmuş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin