"Ölecek..."

203 9 17
                                    

•Pamir•

Kendimi aşırı yorgun hissediyordum. Her ne kadar hemen yanı başımda olan beden beni sakinleştirip uyutmaya çalışsada olmuyordu.

Biraz önce geçirdiğim kriz... Ve kanı yalamak istemem.

Hepsi mantıksız geliyordu. Noluyor bana böyle.

"Pamir. Bak bana ufaklık. Hadi biraz su içelim sonra uyuyalım hm. Bak çok yoruldun olmaz böyle."

Kafamı sallayarak getirdiği suyu içtim. Kafamı yastığa koyup kabussuz bir uyku uyumayı diledim.

•Pars•

Ufaklık uyuduğunda yanından kalkarak odama çekildim.

Aklımda hala göz rengi vardı.

İç çekerek yatağa yattım ve düşünmeye başladım.

Bence ben hayal görüyorum. Kimsenin göz rengi değişmez.

Evet ben kesinlikle hayal gördüm.

Yada bir ihtimal-

"Ahh!"

Yan odadan gelen çığlık sesi ile yataktan fırladım.

"Noluyor ya."

Bir saniye. Yan odada Deniz vardı.

Hızlı adımlarla odada çıkıp Deniz'in odasının kapısına yöneldim.

Kapı hafif aralıklıydı.

İçeri baktığımda Deniz yerde oturuyor, hastası ise ona bıçakla yürüyor.

Hiç vakit kaybetmeden içeri dalıp hastaya tekme attım.

Hasta darbenin etkisi ile yere düşerken ben denizin yanına gittim.

"İyi misin? Kalk hadi bana tutun."

Titreyen bedeni zorlukla yerden kaldırdım.

"Hey bana bak. Şok falan mı geciriyorsun."

Pes ederek kucağıma alıcağım sırada hasta bıçağı bana doğrulttu.

"Siktir!"

Denizi yere koyarak hastanın elindeki bıçağı almak için hamle yaptım.

Hasta geri giderek bana bir atak daha yaptı ve elimi kesti.

"Ah!"

Elimi tutarak inleyince deniz yerden bana baygın bakışlar yolladı.

Onunda kolunda kan vardı. Üniformasının heryeri kan olmuştu.

Hastanın çevik bir hareketle arkasına geçip yatakta duran kelepçeleri ona geçirdim.

Haraket etmesini engelledikten sonra bir sakinleştirici alıp enjekte ettim.

"Bu kadardı seni piç."

Hastayı söylene söylene kaldırıp yatağa koydum ve birde yatağa kelepçeledim.

Daha sonra koşarak denizin yanına gidip koluna bastırdım kanaması durması için.

"İyi misin deniz."

"Evet. Sadece biraz dinlenmek istiyorum."

Onaylarak kucağıma aldım. Biraz zorlansamda aldım.

Odasına götürüp kapıyı arkamdan kapattım.

"Hadi yat. Pansuman yapıcam."

O yatarken ben pansumanını yapıp elini tuttum.

Deniz elimi hissedince tebessüm ederek daha sıkı tuttu elimi.

Onun için endişelenmiştim.

"İyiyim ben. Endişelenme."

Kafamı sallayabildim sadece.

Biraz yana kayıp bana yatağı gösterdi.

"Gel. Beraber yatalım biraz. Olmaz mı."

Tereddüt ederek ona yaklaştığımda kapı açılma sesi duydum.

Kapıya doğru baktığımda kimsenin olmadığını gördüm.

"Sen bekle. Belki dış kapıdır bakım bı."

"Dikkatli ol."

"Tamam."

Dışarı çıktığımda hastanın başında dikilen, üstünde de sadece üstü olan bir Pamir gördüm.

Neyseki üstü uzundu.

"Pamir..."

Odaklanmış bir şekilde hastaya bakıyordu. Bir yandanda sanki hıçkırarak ağlıyormuş gibi omuzları sarılıyordu.

Yeniden ona yaklaştım.

"Pamir... Orda mısın."

Yavaşça bana doğru döndü.

Gözleri....

Gözleri yine kırmızıydı.

"Ölecek..."

Son sözü bu oldu.

Sonra kollarıma yığıldı.

Evet yeni geldi çok şükür 😇

Denizle noluyoruz Pars bey?!

Peki sizce pamire noluyor?

Yorumlarınızı bekliyorum görüşürüz byee 💞💗💓

Kaybolmuş Where stories live. Discover now