"Aşık mı oldun lan?"
"Ne?"
"Aşık mı oldun?"
"Ne aşkı? Kime?"
"Sence?"
"Ha, Jaeyun'a."
"Aklına ilk Jaeyun geldiyse Jaeyun'a aşıksın."
"Lan."
"Bak güzel yakaladım seni."
"Aşığım demedim, sadece Jaeyun'a mı dedim?"
"Neden sevmediğin bir başkasını ima edesin?"
"Sen Hoon'a aşık mısın?"
"Yok ya, ciddi değil. Takılmalık çocuk bu."
"Orasını ilerde göreceğiz."
"Aha geldiler. Aha Hoon da orda." dedi ve yanımdan oraya doğru gitti. Aynen takılmalık çocuk.
Won da gittiğinde ben de arkalarından gittim.
Evet, tabii ki kendimi direkt Jaeyun'un yanında buldum.
"İyi misin?"
"Ha? İyiyim. Nerden çıktı bir anda?"
Yanyana yürümeye başlamıştık.
"Olanlar sana iyi misin diye sormam için gayet yeterli."
"Ha, haklısınız." dedi ve kıkırdadı hafif.
"Peki ya siz hyung?"
"Sapa sağlamım ve çok iyiyim." dediğimde kıkırdadı.
"Ne güzel."
Sensin güzel.
"Öyle."
"Jaeyun." diyerek Niki bize döndü.
"Efendim?"
"Unuttuğumu sanma, içeri girdiğimizde yapacağım ilk şey sana yemek sipariş etmek olacak." dediğinde Jaeyun gerilmişe benziyordu.
"Ben aç değilim."
"Pardon? Aç değil misin? Jaeyun hiçbir şey-"
"Tamam, yiyeceğim." dediğinde Niki sustu ve önüne döndü.
Jaeyun'a baktığımda gözlerini yere dikmişti.
