3.3

110 17 9
                                    

hee's pov:

Eve geldik. Dizlerimde uyuyordu şimdi. Biliyordum ne kadar zor şeyler yaşadığını. Mutlu olmayı en çok hak eden insandı Jaeyun.

Saçlarını okşuyor ve güzel yüzünü izliyordum.

Kapı tıklandı.

Kenardan yastık aldım ve yavaşça kalkarken kafasının altına yastığı koydum.

Gittim ve kapıyı açtım.

Açtığımda Hoon, Niki ve Sunoo buradaydı.

"Hyung?"

"Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk da Jaeyun nerede? Ve siz niye bu kadar yorgun gözüküyorsunuz? Ve niye buradasınız?"

"Jaeyun uyuyor, geçin içeri konuşuruz."

"Burada olduğunu bilseydim Jay'i de getirirdim."

"Haber veririm ben Jay ve Won'a da."

"Tamam tamam."

Üçü beraber içeri girdiğinde kapıyı arkalarından kapattım ve onlarla girdim.

Hoon Jaeyun'un yanına oturdu. O oraya oturunca ben de ayak ucuna oturdum. Sunoo'yla Niki de karşımıza geçtiler.

"Eee ne oldu?" diye sordu Niki.

"Biz dün gece Jaeyun'u yine hastaneye kaldırdık."

"Ne? Ne diyorsun hyung?"

"Niye bize haber vermediniz?"

"Size ulaşmaya çalışmadım mı sanıyorsunuz amk? Hepinizi teker teker aradım, hiçbiriniz açmadınız."

"Sakin olun."

"Her neyse. Sabahına çıktık hastaneden. Testleri yine temizdi. Yine yemek yemediği için. Sonra biz eve geldik. Birkaç saat sonra bir numara aradı Jaeyun'u."

"Ne numarası?"

"Chen Hoca'nın karısı."

"Ne?"

"Ne?"

"Ne?"

"O orospu evladı bir de evli miymiş?"

"Öyleymiş, ve bir de dört yaşında bir kızı varmış."

"Ne diyorsunuz aq?"

"Jaeyun'u aradı karısı. Yanına gelmemizi bir şey konuşması gerektiğini söyledi."

"Gitmediniz değil mi?"

"Hoon." dedi ve Sunoo Hoon'u durdurdu.

"Gittik. Gittiğimizde ağlıyordu. Chen Hoca'nın felç olabilme ihtimali varmış sanırım."

"Geberse yeridir orospu çocuğu."

"Evet Hoon geberse yeridir orospu çocuğu ama o ölürse Jaeyun katil olacak bunun da farkında mısın?"

"Ne bekliyorsun? Jaeyun'a bunu yaptıktan sonra ona iyileşmesi için dua falan mı edeyim?"

Uğraşmamaya karar verdim ve derin bir nefes vererek devam ettim.

"Kadın Jaeyun'a Chen Hoca'yı şikayet etmemesi için yalvardı ve şikayet etse de etmese de Jaeyun'u şikayet etmeyeceğini söyledi."

"Yani Chen Hocayı şikayet edecek."

"Sanmıyorum edeceğini."

"Ne? Nasıl etmeyecek amk? Saçmalamayın."

"Hoon, Heeseung söyledi kadının 4 yaşında kızı varmış. Adamı içeri alırlarsa kıza nasıl açıklayacak durumu?"

"Saçmalıyorsunuz şu an. Nasıl açıklarsa açıklasın amına koyayım. O piç gebermiyorsa cezasını çekmeli."

"Bunu biz de biliyoruz ama küçücük bir çocuğun da hayatını mahvedemeyiz."

"Ya siz cidden şaka yapıyorsunuz sanırım, o orospu evladı da Jaeyun'un hayatını mahvetti."

"Biliyoruz amına koyayım biliyoruz. Bilmesek böyle davranmayız ama acıdığımız kişi o orospu evladı değil küçücük bir kız. Senin de fark etmen gereken nokta bu."

"Niki-"

"Aaa yeter artık." diyerek araya Sunoo girdi.

"Şu an kavganızın sırası değil çünkü sonuç olarak ikiniz de haklısınız. Bırakın da kararı Jaeyun versin. Yaşayan Jaeyun, siz değilsiniz amk. Şu an nasıl hissettiğini hiçbiriniz bilemezsiniz. Ha karar verdiğindeyse hepiniz arka çıkacaksınız kararına. Bir de sizin tribinizle uğraşmayacak bu çocuk. Anladınız mı?" diyerek araya girdiğinde Sunoo ikisi de sakinleşti.

"Duydunuz mu beni amk?"

"Tamam."

"Anladık."

"Söz verin."

"Söz."

"Söz."

Cidden yakın olduklarına karşı çok da yumuşak değilmiş.

La Plus Belle | HeejakeWhere stories live. Discover now