0.3

4 0 0
                                    

Ben Jennie. Artık dul bir kadındım. Kocam dün sabah kendi canına karnına meyve bıçağı saplayarak kıydı. Ardında bıraktığı on iki kelimeyi unutamıyordum. On iki kelime bırakmıştı bana sadece. Saatlerdir söylediğim üç kelime vardı.

"Benim yüzümden öldü..." diyordum. On iki kelime bırakmıştı bana. Daha fazla cümle bırakmalıydı bana.

"Bipolar hastası biri olup, güzeller güzeli karımı üzemktense ölmeyi tercih ederdim Nini."

O dünyanın en mutlu insanıydı. Nasıl bipolar olabilirdi? Neden bana bunu söylemek ya da, tedavi görmek yerine kendini öldürmeyi tercih etmişti? Aptal kafam. Tabii ki'de onu terk edeceğimi düşündü. Bunu yapmazdım Tae! Ölmek yerine başka bir seçeneği seçemez miydin sevgilim?!

"Neden Tae?! Önünde bir sürü seçenek vardı! Neden!? Ö-ölmek bir seçenek değil! Küle dönüşmek iyi bir seçenek değil! Neden!? Neden kendini öldürdün?! Neden?..."

Çoktan bir kaldırıma yığılmış, avuç içlerimi gözlerime bastırarak şiddetli bir şekilde ağlamaya başlamıştım. Saatlerdir ağlamayıp bilekliğimle oynuyordum oysa. O sırada önümde birinin diz çöküp avuç içlerini diz kapağıma yasladığını hissetmiştim. Aklımda bir anı canlandı...

Ben yatak odasında yatağın kenarında avuç içlerimi gözlerime bastırıp ağlıyordum. Doktora gitmiştik Tae ile. Doktor bir çocuğumuz olamayacağını söylemişti... Sonra bir anda diz kapaklarımın üstünde eller hissettim. Tae ben her ağlarken avuç içimi gözlerime bastırdığımda gelip eğilerek diz kapaklarımı okşardı. Sonra yavaşça uzanıp yanaklarımı öperdi. Yine öyle yapıyordu. "Geçecek..." diye fısıldıyordu kulağıma...

Yine bunlar yaşanıyordu. Tae geri mi dönmüştü? Tae'm yanımda mıydı? Tae beni bırakmazdı! Biliyordum! Arkasında on iki cümle bırakıp gitmezdi o! Tae beni ardında bırakmazdı! Ben zaten en başından Tae'nin bize bir şaka yaptığını anlamıştım! O bu dünyada bipolar olup intihar edecek son insandı! Hızla ellerimi gözlerinden çektim. Ellerimi gözlerime bastırdığım için gözlerim geçici bir görme problemi yaşıyordu. Heryer siyahtı.

"Hyung?... Tae... Taehyung!" diyordum. Karşımda ki insandan ses gelmiyordu. Yavaş yavaş gözlerim görmeye başladığında karşımda Tae yoktu. Beklentilerim karşılanmadığı için yine gözlerim doldu. Karşımda,

Uzun ve at kuyruğu saçları olan,gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olan,elleri titreyen ve siyah bir hanbok giyen kız vardı... Saçları ise Tae'nin aksine saçları altın sarısıydı. Bu kız cenaze evinde ayin yapılırken Tae'nin tabutuna koşan kız olmalıydı. Bu Tae'nin kardeşi olmalıydı... Yüzü Tae'yi anımsatıyordu...

"Ş-şey... Adın Jennie olmalı değil mi? Abimin karısısın..."

Başımı onaylarcasına salladım. "Senin adın ne?.."
dedim ürkekçe. "Rose.." dedi. "Sen bana Chaeyoung de.." başımı onaylarcasına salladım. Kaldırımda ki boşluğa yani yanıma oturdu. Elinde kağıtlar vardı. "Bunları lisedeyken çektik V ile..." dedi. V kimdi? "V kim?.." dedim. "Taehyung... V onun ikinci adıydı.. Onu kullanırdı hep. Galiba aynı üniversite kampüsündeymişsiniz, bilmiyor muydun?"
Bana ikinci adından bir ara bahsetmişti ama hiç duymamıştım. Hiç bir yerde "V" yazmıyordu. Sadece Taehyung. O benim aklımda Hyung değil. Taehyung değil, hâlâ Tae'ydi...

Rose fotoğrafları göstermeye başladı...

Rose fotoğrafları göstermeye başladı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
𝓢𝓾𝓲𝓬𝓲𝓭𝓮 \\ ChaennieWhere stories live. Discover now