Bölüm 16

161 17 173
                                    

HERRRKESE SELAM DOSTLARİMMM

EVVVET YİNE YİNE GUNUNDE ATTİM COK GURURLUYUM 😎

NEYSSSSE ASAGİDA GORUSURUZ

Hos okumalar :*

Bolumun ilham kaynagi: Aziz Folklor Grubu-Söm Söm

Pamuk eller satir arasi yorumlara/04.05.2024

Neredeyse bir taraflarımdan ter aktığını hissederken valizimi kapatıp yatağımdan indirdim. Zonguldak'a gitme vaktimiz gelmişti. Hem kınaydı hem düğündü hem de yolculuktu derken Ankara seyahatimizden uzun süreceği için daha fazla eşyalarla gidiyorduk.

"Nare, hazır mısın?" Odamın kapısı tıklatıldığında Atakan'a girmesi için bağırmıştım. "Hazırım. Dur şarj aletimi çantama atayım." Masanın üstünde duran şarj aletimi elimde tuttuğum çantama atarken o da yataktan indirdiğim valizimi sürükleyerek odadan çıkarmıştı. Arkasından muzipçe gülümserken daha fazla bekletmemek için hızla çıktım odadan. Bu aralar pamuk şeker gibiydi ve asla şikayetçi değildim bu durumdan.

"Çantanı da valizlerden birinin üstüne yerleştir." Boynumdan çaprazlama astığım çantayı dediği gibi yapıp valizlerden birinin üstüne yerleştirdikten sonra yürümeye devam ettim. Havalimanına gitmek için askeriyede buluşacaktık. Berk ve Cenk hazırlıklar için iki gün önceden gitmişlerdi zaten.

Sessiz geçen yürüyüşümüzden sonra askeriyenin önünde bizi bekleyenlere el sallamıştım. "Yarbay daha gelmedi mi?" Seymen ders çalışacağı için bizimle gelmeyi reddetmişti bu yüzden Nohut'u bizim evde tek bırakmak istememiştik. Yarbay da valizleri askeriyeye götürmeden önce Nohut'u bizden alıp kendi evine bırakacaktı. "Geldi şimdi." Muhammet arkamda bir yeri gösterdiğinde arkamı döndüm. Kol kola yürüyen Selin abla ve İrem'in yanında iki büyük boy valizi taşıyan yarbayı görünce kıkırdamıştım. "Koskoca yarbay da olsan ne hanımına ne de kızına söz geçirebiliyorsun." Can'ın sesini duyduğumda kafa sallayarak onu onayladım. Yarbayın evdeki hallerini gören biri olarak çok doğru bir yere parmak bastığını söyleyebilirdim.

"Hoşgeldiniz!" Yeliz'le birlikte bize doğru gelen hanımlara kollarımızı açtığımızda hiç beklemeden ikimize de sarıldılar.

"Hadi gençler." Yarbay önümüze gelen arabanın bagajına kendi valizlerini koyduktan sonra arabadaki yerini almıştı. Atakan da bizimkileri koyduktan arabada benim yanımdaki yerini almıştı. Beş kişiden fazla olduğumuz için büyük arabayla gidiyorduk. "Lan Mami, atla bagaja. Küçükler bagajda gider." Can karşıma oturduğunda arabaya binmeye çalışan Muhammet'im omuzlarından ittirdi. "Uğraşma çocuğumla! Gel kuşum." Can'ın eline vurduktan sonra Muhammet'e gelmesini işaret ettim.

Diğer yanıma oturduktan sonra omuzların tutup kendime çektim onu. Evladımmış gibi başını okşuyordum. "Abilerin veya ablaların seni üzerse bana gel tamam mı? Ben onların fişini çekerim."

"Atakan komutanım da dahil mi?" Alttan alttan hınzırca gülerek sorduğu soruya karşılık saçlarındaki elimi yanağına indirip hafifçe tokat attım. Arabadaki herkes gülmeye başlarken onlara kaşlarımı çattım. "Onun da fişini çekerim evladım. Sen çok kafanı takma." Atakan şaşkınca kafasını bana çevirdiğinde ben de ona döndüm. "Yok ya? Öyle mi olurmuş?"

"Öyle olur tabii. Yemeğini yapmam görürsün." İddialı bir gülüş belirmişti dudaklarında. "Selin abla yapar bana." Selin ablaya döndüğünde Selin abla abartılı bir şekilde kafasını sallayarak reddet Atakan'ı. "Ben Nare şekerimin yanındayım." Selin ablaya öpücük attığımda aynı karşılığı ondan da almıştım.

ÜLKÜजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें