Onuncu Bölüm

38 7 17
                                    

Kapıdan anahtar sesi geldiğinde Lily hızla yerinden kalkarak "Mary," diyerek mutfaktaki eşine koştu, Regulus onların ne yapmaya çalıştıklarını fark ederek gülümserken aynadaki aksine bakarak yeni kıyafetlerini düzeltti ve kapıya ilerledi. "Selam Reggie, günün nasıldı-"
James cümlesini tamamlayamamıştı çünkü gözleri Regulus'la buluşmuştu. Elaları, Regulus'un yarım kollu beyaz yeleğinde, koyu renk kumaş pantolonunda ve toparlanmış dalgalı siyah saçlarında uzun uzun dolaşırken "Mary ve Lily uğradı," dedi kalbinin hızını duyma düşüncesiyle yanakları ısınırken. Ama James bu cümlesini duymamış gibiydi, esmer yüzü büyük ve parlak bir gülümsemeyle parlarken "Çok güzel görünüyorsun," diye mırıldandı. Gözleri cümlesinden sonra endişeyle irileşirken hızla konuşmaya başladı. "Yani her zaman çok güzelsin ama seni böyle görmek, demek istediğim, sen-"
"James," dedi Regulus gülerek. James dururken yanaklarının kızardığını fark etmek Regulus'u daha da gülümsetti, James uzanıp elini tutarken sessizliklerini bölen Mary'nin gülüş sesi olmuştu. "Biraz daha sizi izlemeye devam edersek suç işliyormuşuz gibi hissedeceğiz." James dostlarını fark ederken kaşları şaşkınlıkla havalandı. "Sizin burada ne işiniz var?" Lily başını Mary'nin arkasından çıkarıp "Selam Jamie," dedi neşeyle. "Sen Reg'i bizden gizlediğin için olaya el atmamız gerekiyordu." James gülerken başparmağıyla Regulus'un elini hafifçe okşuyordu, Mary akşam yemeğinin hazır olduğunu söyledikten sonra dörtlü olarak masada yerlerini almışlardı. Regulus daha önce hiç böyle bir ortamda bulunmamıştı ama gergin değildi, aksine, mutluydu. "İyi misin?" James, sabah olanlar anlatıldıktan sonra elalarını yeşillerle birleştirmiş, hafifçe elini sıkarak sormuştu. "İyiyim," dedi onun her zaman yaptığı gibi omuzlarını değdirerek. "Mary ve Lily bütün gerginliğimi arkadaşlıklarıyla yok ettiler." James gülümsedi ve uzanıp alnını öptü ki bu bütün masada bir sessizlik oluşmasına neden olmuştu, Regulus anbean utancının büyüdüğünü hissederken James özür dileyerek masadan kalktı ve lavaboya girerek kapısını kapattı.
"Tamam, bu bir şeydi." Zorlukla yutkunurken "Pişman oldu," dedi. "Pişman oldu ve şimdi aramızdaki bütün bu... Her şey bitecek." Kendi kendine mi konuşuyordu yoksa yeni dostlarına mı bilmiyordu, gözlerini James'in az önce olduğu yerden ayıramaz haldeyken "Reggie," dedi Mary. "Düşündüğün gibi olmadığını biliyorum," dedi söylediğinden emin bir halde ama kalbi aksini söylüyordu, peçeteyle dudaklarını silerken zaman kazanmaya çalışıyordu, Lily çatalını masaya bırakıp kalkarken "Birazdan geliyorum," dedi ve mutfaktan çıktı, kısa süre sonraysa tekrar kapının kapandığı duyuldu, Mary yerinden kalkıp James'in sandalyesine oturdu ve Regulus'un elini sıkıca tuttu. "Sorun yok," dedi gülümseyerek.
İkisi de bilmiyordu ama kapalı kapının ardında gerçekten bir sorun vardı.

a boy with one eyeWhere stories live. Discover now