16.Bölüm:Mutluluğa Giden Adım.

16 2 2
                                    

Barış Uçar'ın Anlatımıyla

Sabah mutfaktan elmamı alıp çıktım. Kapının önünde dikilen adam ile olduğum yerde kaldım. "Buyurun, kime bakmıştınız?" karşımda duran adam uzun uzun beni süzdükten sonra gülümsedi. "Barış, oğlum..." diyerek sarılmak için bana uzandı. Kendimi geri çektim.

"Pardon, oğlum derken? Kimsiniz beyefendi. Ne işiniz var evimin önünde." az önce beni süzen, zayıf uzun boylu adamı bu sefer ben süzdüm.
"Barış, sana bir mektup göndermiştim mektupta DNA testi vardı. Baban olduğumun kanıtıydı o test. Alp ben, Alp Uçar." adamın söyledikleri ile kaşlarım çatılmıştı.

"Baba kelimesini kullanma, kullanamazsın. Hakkın yok o kelimeyi kullanmaya. Yıllarca yoktun sen. Ben kendim büyüttüm kendimi, şimdi kendini büyütmüş, yetişkin bir adam var karşında. Bırakıp gittiğin sevgiye muhtaç o çocuk yok. Yıllarca nasıl aklına gelmediysem, bundan sonra da öyle gelmiyim aklına. Benim babam yok. Hiç bir zaman olmadı. Hadi eyvallah" tırnaklarımı avuç içime bastırdığımı, avucumun uyuşması ile anladım.

Hızlı adımlar ile oradan uzaklaşırken o adama dair duyduğum son şey "Özür dilerim Barış." oldu.

Apartmandan çıkıp arabama binip gözlerimi sıkıca kapadım. "Herif 30 yıl sonra gelmiş ben babanım diyor. Ne yapmamı bekliyorsun baba diyip boynuna mı atlıcam şeref yoksunu." açılan kapı ile gözlerimi açıp sinirle oraya döndüm. "Ya sana bir daha karşıma çıkma demedim mi ben?"

Karşımda Alp'i beklerken Yaren'i görmek beklediğim bir şey değildi.
"Tamam sakin gidiyorum." sinirine bir kere de hakim ol be Barışcım.

"Hayır Yaren, seni beklemiyordum. Sesim yüksek çıktı kusura bakma." Yaren gözlerini kısıp bana baktı.
"Kimi bekliyordunuz Barış bey."

"Kimseyi, yani yukarıda bir yüzleşme gibi bir şey yaşandı. Onun siniri sadece." tırnaklarımı avuç içime geçirdiğimi bu sefer benden önce Yaren fark etti.
Ellerini ellerime uzatıp sıktığım ellerimi açtı. "Anlatacak mısın, yoksa kelimleri ağzından cımbızla mı alayım?"

Gülümseyerek anlatmaya başladım "Bana daha önce bir mektup gelmişti, mektupta bir DNA testi vardı bu testi gönderen kişinin yüzde yüz babam olduğu yazıyordu. Bugün o adam karşıma dikildi, bir şans istiyor hakkı varmış gibi."

Bakışlarını gözlerime kenetledi "Sen de buna sinirlendin doğal olarak."

"Tabii ki Yaren, bu yaşına kadar kendini büyüten bir adamın karşısına gelip dalga geçer gibi ben babanım kabul et diyor. Hadi ya başka bir şey ister misiniz efendim mi dicem."

Yaren son söylediğime güldü. "Hadi geç kalıcaz hastaneye, sür arabayı."
Emniyet kemerimi bağlayıp gaza bastım. Göz ucu ile Yaren'e baktım. "Sen bir şey söylemek için mi geldin Yaren?"

Yaren yavaşça kafasını salladı "Evet."
Frene basıp hızımı yavaşlattım. "Dinliyorum seni."

"Dün gece bir şeyler söyledim, ama ne söylediğimi hatırlamıyorum. Ama senin söylediğin cümle mıh gibi aklımda. Tek bildiğim şey bizden hiç bir zaman olmayacağı Yaren Aydın. dedin. Hiç mi şansımız yok. Barış Uçar."

Arabayı sağa çekip durdum. Gözlerinin içine baktım.

" Yok Yaren hiç şansımız yok. Bizim bir şansımız oldu, onu da beceremedik. Ne kadar denersek deneyelim sonuç değişmeyecek. Ben çabaladım, ama senden bir çaba göremedim... "

" Barış ben... "

" Yaren. Gökyüzü'nde, dünya'da ki tüm kum tanelerinden daha fazla yıldız varken, sen göğümüzde ki tüm yıldızları küstürüp onları karanlığa boyamayı tercih ettin... " Yaren hak verir gibi kafasını salladı.

Yalnızlığı Beklerken Veda Donde viven las historias. Descúbrelo ahora