Şanlıurfa ☞ Muğla
0546****; Fotoğraf*
0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün...
0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi.
İlsu; Var öyle marifetlerim :)
0546****; Benim hayatımında sen tarafından çiçeklenmeye ihtiyacı var,
0546****; Bir el at...
"Zeynep Abla, kavunu da doğrasana!" Dedim yarı açık odamın kapısından bağırarak. "Tamam kızım!"
Karşılığı alıp saçlarımı taramasını bitirerek aslında çok da aramayarak yaptığım kombinimi giyindim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Balkon eseceğinden sweat ve uzun çorap yerinde olmuştu. Annemin Sütlaca benzettiği terliklerimide giyerek boy aynamın karşısına geçtim. Yüzüme bir nemlendirici sürüp kirpiklerimi sadece kıvırarak simli glossumuda sürdüğümde hazırdım. Çilek kokulu parfümümüde sıkıp telefonumu şortumun cebine koyarak mutfağa geçtim.
Ömer sabah 9'dan beri Akyaka'daydı. Arsa bakmış, iş yapacağı adamlarla konuşmuş onlarca prosedürle ilgilenmişti. Az önce ise mesaj attığında beş dakikaya burda olacağını söylemişti. Balkona taşıdığımız kare sofra ve koltuğu andıran iki sandalyemize baktığımda düzgündü her şey. Meyve tabağı hazırlamıştık ve Zeynep abla iki çeşit meze yapmıştı. Çerezler ve cips çesitleride masada dururken sadece içeceklerimiz eksikti o da Ömer'in işiydi. Zeynep abla kavun tabağınıda masaya koyduğunda kapı zili çalmıştı. "Ben bakarım!" Dedim heycanla koşarak.
Kilidi açıp kapı kolunu indirdiğimde kapıyı sonuna kadar açtım.
"Hoşgeldin!" Dedim gülümseyerek. "Hoşbuldum."
Elinde iki poşet tutarken diğer elinde ise bir buket papatya vardı. "Gel sevgilim."
İçeri girerek ayakkabılarını indirdiğinde poşetleri aldım elinden. Zeynep ablaya verdiğimde o mutfağa geçti. Elindeki papatyayı bana uzattığında gülümsedim. "Teşekkür ederim."
Yanağına dudaklarımı bastırdığımda elini tutarak devam ettim. "Gel hadi."
Arkamdan takip ederek mutfağa geldiğinde beraber balkona çıktık. Buketimi masanın köşesine indirdiğimde Ömer'e döndüm.
Kot ceketinin cebinden bir süpriz yumurta çıkarıp verdiğinde güldüm. "Yaa, yeter süpriz yumurtaya dönüşeceğim senin yüzünden."
Çiçek buketinin yanına indirdiğimde Zeynep abla iki bardak ve Ömer'in aldığı iki çeşit içkiyi getirerek masanın üstüne indirdi. "Sütlaca mama da versene Zeynep abla."
"Tamam kızım."
Ömer ile yan yana olan sandalyelere oturduğumuzda ben direkt klasik pozisyonuma geçerek bağdaş kurdum. Ömer telefonunu masanın üstüne koyduğunda ona döndüm. "Bitti mi işin?"
"Cık, yarın bir arsa sahibi mütahit falan konuşacaklar ertesi gün yine gideceğim tam halledeceğim işleri.."
"Yavaş yavaş hallet ki daha fazla kal burda."
"Babamda öyle diyordu yavrum."
Güldüğümde balkona koşarak giren Sütlaç benim sandalyemin yanına kadar geldi. Eğilip kucakladığımda göğsüme sindi anında.
