🌖Otuzdördüncü Bölüm🌖

30 4 0
                                    

•EFKEN KARACA•

Hayatım boyunca verdiğim sözlerin,ettiğim yeminlerin bedelini ödeyip durdum.Vücuduma giren her kurşun bir kefaret gibiydi kafamda.Bir sürü çarkı çıkmış vicdansız düşünceden aldım onca darbeyi.Kendi karanlığımda boğuldum onca zaman.Kendi kuyumda,kendi korkularımla ve inkar etsemde kabul etmek zorunda kaldığım o eksik yanımın zayıflığıyla yaşadım.Ben hayatımda kazanmayı bilirdim hep.Kurallarım vardı benim.Çizgilerim,sınırlarım.Hepsini kaybetmekten korktuğumdan çizdim,hepsini korkumdan koydum çevreme.Kimse dokunmasın,  karışmasın diye.

O sınırları ben babamı kaybettiğim gün kazandım.O kuralları ilk kurşunu yediğimde koydum.O çizgileri ilk kaybedişimde çektim çevreme.Kimse,kimsenin rüzgarı değmesin tenime istedim.Kimse hayatıma karışmasın.Kararlarımı sorgulamasın.

27 yıllık hayatımda bir çok savaş alanında görev yaptım.Bir çok çatışmanın ortasında kaldım.Çok kez dağlarda nöbet tutarken saldırıya uğradım.Ben hayat yolunda çok düştüm, ama asla ağlamadım.Nazlanacak ne kimsem vardı,ne de şansım.Ben çoğusu gibi çocukken bir babanın şefkatiyle şımartılamadım.Bir annenin güvenini kazanamadım.

Babamı benden çok erken aldılar.Babamın kaybıyla güveninide annemden çaldılar.Babam gitti,onun üzüntüsü önce doğmadan kardeşimi aldı annemden sonra sağlığını.Annemi aldı benden o keder.Benden alınanları çok geç kazandım ben hayatta.Çok ter döktüm karanlığımla savaşırken.

Yardım eden yoktu yalnızdım hep,yapayalnız...

İnsanların duygu yükleyip dinlediği şarkılar, benim çatışmalarımdaki mermi sesleriydi.İnsanların çekip duvarına astığı o renkli tablolar benim kana bulanmış bir çimeni,bir toparığı aklıma kazıdığım karelerdi.İnsanların kıymık battı diye yakındığı yaralar benim yediğim kurşun darbeleriydi.

Benim kendimi korumayada hakkım yoktu.Ben asker değildim,komutan değildim.Emrimdeki erlere,ailelerin evkatlarına gözüm gibi bakmak zorundaydım.Onbaşı rütbesini aldığımda en büyük korkum buydu ya.Şehidimin hesabını nasıl verecektim?

Çoğu zaman vaz geçtim canımdan,herşeyden,herkesten.Yok saydım herşeyi.Zaman dururmu? Ben zamanı çok kez durdurdum.Aynı anı defalarca yaşadım .Aynı sesleri duydum.Aynı notaları dinledim.Aynı tabloları resmettim.

Hayatım lanet bir tekrardı.Bir telefon gelirdi ve hiç olurdu herşey.O telefonu kapatır bir vasiyet yazardım.Kalan tek kıymetlimle vedalaşır ölüme koşardım.
Benim hayatım acının,trajedinin ipiyle örülüydü.Ama bir şey oldu;

İpi bitti hayatımın...

Ben zannettim ki bitti o ip.Bitecek sandım.Ölücem sandım.Hayatımda ilk defa,ve tek defa çok güzel,çok doğru bir yanlış yaptım.

Ben, o çatışmada Damla'mı aradım.

Okadar güzel bir ses açtı ki telefonu,tüm çatışma sustu bir an.Ne oldu anlamadım.Korku binmiştir dedim üzerime.Ama korkmadığımı adım gibi biliyordum.Ben daha onu görmeden sesine tutulmuştum.

Buzun üstünde ateş yakılırmı?

O gün içimdeki o buz kutlesinde bir şey yandı.O ateşi tek bir sesle yaktı Damla.Hiç uğraşmadan,zorlanmadan.Tek yaptığı şey 'alo?' Demekti.

O gün yaşamak istedi bir yanım.Direndim,yaşadım,geldim ve buldum onu.Ben onu buldum onu kendime getirdim, o bana herşeyimi getirdi.Ben belki bir tugayı kurtardım ama o bir dünyayı kurtardığından habersizdi.Benim dünyamı bana getirmişti.
Ve herşeyden habersiz o dünyada yerini almıştı.

Onbaşı'mWhere stories live. Discover now