-19-

6.3K 502 81
                                    

Kapının çaldığını duyduğunda aynadan kendime son kez bakıp, kapıyı açtım. Ömer'in bana mesaj atmasının üzerinden yirmi dakikaya yakın bir süre geçmişti ve o şimdi tam karşımda bana gülümseyerek bakıyordu. " Hoşgeldin." Geriye çekilerek ona girmesi için alan tanıdım. " Dışarı çıkarız diye düşünmüştüm." Ayakkabılarını çıkarırken bana karşı konuştu.

" Annemler bu akşam teyzemlere gittiler. Ben de evde durabiliriz diye düşündüm... eğer istersen çıkabiliriz." Ona döndüğümde pür dikkat beni izlediğini gördüm. Elini kaldırarak saçımın içine daldırdı. Kendince biraz oynadıktan sonra elini geri çekerek
" Sonrun değil, maksat vakit geçirelim." Sonlara doğru duyamayacağım kadar kısık konuştu ve beni beklemeden içeriye doğru adımlamaya başladı.

Sonunda oturduğunda aramıza belli bir mesafe koyarak oturdum. Oturduğunda kısaca bana bakıp aradaki mesafeyi azaltarak biraz daha yaklaştı. " Buraya kadar geldin ama arkadaşlarına ayıp olmamıştır umarım." Aradaki sessizliği bozmak adına konuştuğumda, yüzünde alaycı bir ifade oluştu. " Dediğim gibi senden önemli değiller. İstediğin zaman yanına gelirim. Zaman, mekan farketmeksizin." Mesajla okumakla yüz yüze konuşmak arasında çok fark vardı.

Çığlık atma isteğimi yok sayarak,
" Kavgaya da çağıra bilir miyim?" Şaka amaçlı söylediğim şeye tek kaşını kaldırarak bana baktı. " Bu hayır demek mi?" Tam manasıyla bana dönerek
" Eğer böyle bir şey olursa bana söylemen yeter. Ben senin yerine hallederim." Hem aşırı keko hem de çok tatlıydı. Dediği şeye ufak bir kahkaha attım. " Çok tatlısın." Yanlışlıkla Söylediğim cümleden sonra ikimizde duraksadık.

" Düşüncene karışamam ama çok tatlı kalıplarına uyduğumu düşünmüyorum." Sırıtarak aramızda ki mesafeyi tamamiyle kapattım. " Bence bütün kalıpların ötesinde aşırı tatlısın."
Elimi yanağına dokundurarak tepkisini ölçtüm. Herhangi karşıt bir tepki almadığda elimi yüzünde gezdirmeye başladım.

Aradan geçen dakikaların ardından kapının çalmasıyla elimi istemeye istemeye Ömer'in yüzünden çektim. Elimi çektiğimde irkilerek bana baktı.
" Kapı çaldı." Beni kafasıyla onayladığında kapıya ilerledim.

...

Elimde ki poşetle içeriye girdiğimde Ömer bana ve elindekileri sorgulayıcı bakışlar atıyordu. " Umarım açısındır. Yeriz diye söylemiştim." Elimdekileri önümüze dizerken konuştum. " Neden yemek sipariş ettin?" " Yemek yapmayı bilmediğim için." Ömer bana mal mısın der gibi bakarak kendini açıkladı.

" Aç olduğunu söyledin ben gelirken alırdım." Kaşlarımı çatarak ona baktım
" Niye? Ne fark ederki ha sen almışsın ha ben almışım." Sesim istemsizce sinirli çektiğinda kısaca tebessüm ettiğini gördüm. " Yanlış anlama sen öğrencisin ben ise çalışıyorum. Benim ödemem daha mantıklı olurdu." Aklıma gelen fikirle hafifçe sırıttım. " Başka zaman sen ısmarlarsın olur biter." Hem böylece buluşmak için bahanem olurdu.

Kafasıyla beni onaylayıp geriye doğru yaslandı. Önüne lahmacunu koyarak kendi önümede döneri koydum. " Sen yeniyor musun?" Lahmacunu usaret ederek sorduğu soruya karşı yüzümü buruşturdum. " Ben lahmacun sevmem. Sen seviyorsun diye söyledim." Ömer dediğim şey sanki mümkün olamazmış gibi bana baktı ve " Nasıl yani lahmacun sevmiyor musun?" Kafamla onu onayladım " Bir insan nasıl lahmacun sevmez."

" Yani açsam yerim ama onun dışında çok yemem." Ömer kafasıyla beni onaylayıp yemeğini yemeye başladı.

....

Yemeklerimizi yedikten sonra film izlemeye karak verdik. Açtığımız film her en kadar güzel olsada odaklanamadığım için pek bir şey anlamamıştım. Ömer ise çok önemli bir şey izliyormuş gibi pür dikkat filmi izliyordu. Telefondan gelen bildirim sesleriyle ikimizinde odağı oraya kaydı. Ben elime aldığım telefonla Melis'in anlattıklarına cevap verirken üzerimde hissettiğim gözlerle Ömer'e döndüm.

Ömer kaşları çatılmış bir şekile elindeki bardağı sıkarak bana bakıyordu. Melis'in 'arkadaşını merak ettiği için(?)' yaptığı konuşmayı kısa keserek telefonu kenara bıraktım. Filme döndüğüm sırada Ömer filmi kapatarak bana döndü. " Niye kapadın ne güzel izliyorduk." Ömer alayla gülerek " Pek ilgini cekmemis gibi gözüküyordu."

Yaptığı imayla oturduğum yerde dikleştim. " Yo gayette izledim ilgimi çekti." Ömer elindeki bardağı boş sehpaya bırakarak bana döndü ve rahat bir konum aldı. " Filmin konusunu söyle." Net bir şekilde söylediği şeyle dondum tamam gerçekten izlememiştim ama bunun sebebi onunla ilk defa film izlediğimiz gerçeğidi. " Ben de öyle düşünmüştüm. Kiminle konuşuyordun?" Daha deminkine nazaran sert çıkan sesiyle

Ona nasıl bir tepki vereceğime karar vermeden üzerime doğru eğilerek aramızda boşluğu yok etti. Derin nefesleri dudağıma çarparak beni yakıp geçtiler. " Neden merak ediyorsun?"
Onu sinirlendirmek için sorduğum soruyla istediğimi elde ettim. " Bilmem belkide kendimde o hakkı görüyorumdur. Sence görmeli miyim?"

Kollarımı boynuna dolayarak onu kendime biraz daha seçtim. " Eğer çok istiyorsan düşüne bilirim." Gülümsememe karşılık vererek,
" Peki kim yazdı?" " Melis." Ona bakarak kahkaha attım ve kafamı boynuna dayadım.

" Zaten bizi iki dakika rahat bıraksa ölür." Ömer beklediğim bir şey yaparak beni koltuktan havalandırıp kucağına otutturdu. " Ne yapıyorsun?" " Başka bir film açacağım ki ikimizinde dikkatini çeksin." Sorduğum soruyu eş geçerken yaptığı açıklamayla kıkırdadım.

Kafamı omzuna yaslayıp öylece film bulmasını bekledim.


Bölüm sonu

100b okuma için çok teşekkürler görünce bir bakıştık

Sonra görüşürüz 🎀

Abi Where stories live. Discover now