⫷𖥸9𖥸⫸

49 8 146
                                    

" Yah.. sorma artık, utanıyorum." Dedim somurtarak. Sıcak kahvem elimdeydi ve bugünün yorgunluğundan onu bile zor taşıyordum.

" Nasıl sormayayım? Yeorin- resmen adamla koca bir gün geçirmişsiniz, ve sen bana sorma diyorsun!"

" Binlerce kez anlattım zaten! Rahat bırak beni Yihwa, uyumak istiyorum ben... Üşüdüm de ayrıca." Kupamı ilerdeki sehpaya bırakıp koltuğa uzandım ve küçülebildiğim kadar küçüldüm. Yihwa bu sefer başımda dikildi,

" Böyle yok olmuyorsun yalnız." Tam bu sırada hapşırık dalgasına tutulmuş ve ard arda hapşurduktan sonra kendimi yumuşak tüylü halının üzerinde bulmuştum.

Yuvarlandığım yerden kalkmaya üşendiğim için burnumu çekip ayaklarımı uzattım.

"~ Say you can't sleep, baby, ı know,
~that's that me, espresso."

Hastalıklı sesimle Espresso söyledikten sonra burnumu çektim. Yihwa güldü,

" Hastalık sende kafa yapıyor." Kaldırmaya çalıştığında onu da kendimle beraber yere çektim, ince bir çığlık atıp düştüğünde kahkaha attım.

Bacağıma attığı şaplağa abartılı bir tepki vermiştim ki elini alnıma koydu.

" Oha! Yeorin, yanıyorsun sen! Kalk çabuk yerden, hadi. "

" Hı ıı.." Soğuktan titrediğimi hissediyor gibiydim ama anlayamıyordum da neler olduğunu. Sadece yorganlara sarınıp uyumak istiyordum. Off... Parfümü de çok güzeldi. Ona sarılmak da güzeldi.

Rezil olmuştum ya ben.

Ama yine de güzeldi. Başka ne zaman bir Ceo'ya sarılma şansı bulabilirsin ki? Bu hayata...bir defa geliyorsun.

" Ayrıca yakışıklı da. Beni anlıyor da. Daha doğrusu...anlamaya çalışıyor. İyi bir arkadaş bence... Off, üşüdüm. "

" Yeorin, beni korkutuyorsun. Hadi kalk artık. " Kolumdan çekiştiren Yihwa'ya baktım. Canım arkadaşım ya. Her an yanımda. Keşke hep onun yanında kalsam. O beni dövmüyor bile. Kızmıyor bana.

" İstemiyorum."

" Yeorin." Sert sesli Yihwa. Felix'in sesi daha kalın ve sert çıkıyor ama...yine de yakışıyorlar. Neden sevgili olmuyorlar ki?

Sonunda ısrarlarına dayanamayıp doğruldum. Etrafımı görüyor ama bir yandan da görmüyor gibiydim. Gözlerim yanıyordu. Titriyordum. Neden bu kadar soğuktu ki?

" Yihwa. Pencereler kapalı mı? Çok soğuk."

" Yeorin. Soğuk falan değil. Ateşin var senin. Hadi gel. Üstünü değiştirelim, ılık bir duş al. "

" ~Now he's thinkin' 'bout me every night, oh
~Is it that sweet? I guess so
~Say you can't sleep, baby, I know
~That's that me, espresso"

Güldü, " Taktın şu şarkıya." Ondan kurtulup yatak odasına doğru mırıldanarak yürüdüm.

Duş almak iyi gelirdi, evet.

𖤐𖤐𖤐𖤐𖤐𖤐𖤐𖤐

Duş almış, Yihwa'nın şuan saçımda bir o yana
Götürdüğü havluyla mayışmıştım. Bir yandan gülüyordu.

" Ben kimseye böyle bakmadım, değerimi bil patron bebek."

" Hm hm." Sonunda havluyla fazla ıslaklığı alıp fön makinesine geçmişti. Sesi başımı daha çok ağrıtsa da sabırla bekledim. Kurutmayı bitirip saçımı yavaşça tararken bir yandan da sohbet ediyorduk.

Home Sweet Home//Bang ChanWhere stories live. Discover now