haplar

211 34 6
                                    

Selaammm.
Sınır: 15 oy

Babam
Jungkook
İzin varsa gel
Amcanların oğlu gelmiş
Bir haftalık izini varmış

Siz
Asla gelmeyeceğim|
Gerekirse sokakta yatacağım |
O iğrenç yüzünü görmemek için|
Hayır
Yani izin yok
Bizim birlik izini yıl ortasında kullanıma açacakmış

Babam
O aptal arkadaşlarınla aynı birlikte misin sen?

Siz
Aptwl mi|
Hayjr
Değiliz aynı birlikte

Babam (şüpheli)
İyi

Siz
Ne zaman dusuneceksin beni|
Hiç sormuyorsun nasılım|
senden insancıl davranışlar beklemem zaten hataydı|
İyi

Babam (şüpheli)
Görüldü*

...

Yazardan'

Jungkook geldiği ilk gün girdiği banyoya kıyasla temiz olan duşakabin sayesinde tertemiz olduğunu iliklerine kadar hissediyordu. Temiz fayanslar ve temiz bir oda.

Elindeki telefonu bırakmış ve giydiği asker üniforması ile kapağı açık dolabının önünde duruyordu. Yeni duş aldığı için kendini temiz ve mutlu hissetse bile babasının mesajları onu çoktan üzmüştü.

Babası onu küçüklüğünden beri sevmemişti bu yüzden kimseden de ilgi ve şevkat alamamıştı. Sadece arkadaşlarının sevgisiyle yetinmeye çalışmıştı bu yaşına kadar. Ne kadar sessiz sakin bir hayatı var gibi dursa da onun zihninin içinde fırtınalar kopuyor ve o fırtınaların ardı arkası kesilmiyordu. Bu çocukluğundan bu yana böyleydi.

18 yaşından bu yana kullandığı bastırıcılar nedeniyle kurdu ile arası neredeyse hiç yoktu. Kızgınlığın ilk günü kurdu bir şeyler zırvalar, Jungkook ise dayanamayıp bastırıcı kullanırdı.

Daha 7 yaşında ilkokula gideceği zaman annesi onu vicdansız ve aptalın teki olan babasıyla yanlız bırakıp kaçmıştı. Annesini hatırlıyordu onun çiçek ve vişne kokusu hâlâ burnundaydı. Annesine dargındı neden onu da alıp gitmemişti? Babasıyla yanlız kalmıştı dört duvar arasında. Sürekli kendine bu soruları sorup derin düşüncelere dalardı Jungkook.

Jungkook'u bu düşüncelerden sıyıran alarm sesi olunca hızla alarmı kapatıp bedenini silkeledi. Yanağına ufak ve sert olmayacak birkaç tokat atıp koğuştakilere seslendi. Onları uyandırmakla görevlendirilmişti. Jungkook bu askeriyede bakıcı gibiydi.

"Seunwoo uyanır mısın artık?! Jimin yataktan düşeceksin! Hyung kalksana!" Evet yarım saati böyle cümleler ile geçmişti. Normalde komutanlar kapıyı gürültüyle açıp tüm Askerleri uyandırıyorlardı ama Jungkook ise seslenmeyi seçmişti. Ses telleri zedelendikçce zedeleniyordu.

"Aissh, boğazıma ağrı girdi hâlâ kalkmıyor musun?" Küçük, Hoseok hyunguna karşı konuşunca kapının ani açılma sesi ile irkilerek arkasını döndü. Kapının başında binbaşıyı görünce kaşınan ayaklarını zemine stresle bastırdı.
Geç kaldığını biliyordu bu nedenle ceza yiyebilirdi.

"Uyan!" Bağırarak Jungkook'un yanına gelen koca cüsseli binbaşı yatakta yatan ve otuz birinci rüyasını gören Hoseok'u uyandırmıştı.

"Duymamışım binbaşı, özür dilerim." Pürüzlü çıkan sesi ile konuşan Hoseok yataktan hızla kalkarak üstünü düzeltti. Beyaz tenli olan ise şaşırmıştı. Neden bir anda yükselmiş ve bağırmıştı? Acaba geç kaldığı için kızgın mıydı?

WTF?!  | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin