Oh My King! | 13. Bölüm

2.5K 239 100
                                    

Birçok savaş kısa zamanda bitmesine rağmen, Joseon krallığıyla olan savaş bir ay sürmüştü. Savaşın sonucu bilinmiyordu ve kral Jongin çıldırmak üzereydi. Bu bomboş saray onu boğuyordu. Önceden hiç olmazsa konuşabileceği bir Jongdae vardı. Kyungsoo'ya yaptığı işkence üzerinden ise iki hafta geçmesine rağmen, o zavallı çocuk aklına dahi gelmiyordu. Koskoca kral sonuçta, neden umursasın ki?

----

Kyungsoo, işkence edildiği günden beri zar zor hareket ediyordu. Sırt üstü uzanıp uyuyamıyordu bile. Canı çok fazla yanıyordu ve yaralarına bakan olmamıştı. Ellerini kanlı ve kabaran izlerin üstüne bastırdı ve içinin acıdan titremesine neden oldu. Önceden bu kusursuz beden, işkence yüzünden bakılamayacak halde kötü bir görüntü oluşturmuştu. Kral Jongin belki de kendine göre haklı olabilirdi, sevmenin acıdan, ölümden başka bir şey getirmeyeceğini düşünebilirdi ama bu Kyungsoo'ya göre öyle değildi. Sevmek ona göre, Tanrı'nın verdiği en güzel duyguydu. İnsanlar birbirini sevmese dünya yaşanılacak hale gelmezdi ki. Yok olup giderdi insanlık. Sevgi işte bu yüzden vardı.

Kral Jongin'de acılar çekmiş olabilirdi ama Kyungsoo'nun da acıları fazlaydı. İkinci defa sevmişti birini. Üstelik daha yüzünü görmeden hayranlık duymuştu bu sefer. Tek suçu sevdiği kişilerin kral olması mıydı yani?

Bu sevgisini içinde tutup, ona olan tüm duygularını saklasaydı, belki de bu hale gelmezdi. Ama seven birinin sevdiği kişi, zevk ala ala sevmemesini sağlayıp, bu işkenceyi yapması da saçmalıktan ibaretti. Kyungsoo onu nasıl affedebilirdi bilemiyordu ama emin olduğu tek şey onunda zayıf noktası olacağıydı. Elbet ki bir gün o da severdi. İşte ne zaman kral duygularına yenik düşüp, Kyungsoo'yu sever ise Kyungsoo'da intikamını bu şekilde alacaktı. Onu da, sevdiği için canını yakacaktı. Sevgisinden bu yüzden vazgeçmesi zordu belki de ama, Kral Jongin'in yanına kalmayacaktı elbet ki.

----

Kral Jongin, tahtında oturmuş, önündeki uzun bir masa da yemekleri iştahla yiyordu. Sarayın avlusunda büyük bir ses yükseldi. Hizmetçiler içeri giren yaralı askerlere yardım etmeye başladılar. Tanrı zavallı insanların dualarını kabul etmişti ve savaş kazanılmıştı. Kralın savaşın sonucu hakkında bir bilgisi yoktu. Sadece Jongdae'nin kapıdan içeri girmesini bekledi. Birkaç dakika geçtikten sonra kapıdan içeriye Jongdae'nin girdiğini görmesiyle heyecanla tahtından kalktı.

''Sonuç? Sonuç ne Jongdae?''

''Şey kralım.''

''Ne Jongdae? Söylesene!''

''Kazandık!''

''Sen ciddi misin?''

''Evet kralım. Savaşta ölen kimse olmadı. Sadece beş kişi yaralandı. Onlara da gereken müdahale yapılıyor.''

''Sonunda Tanrım. Sonunda!''

Kral Jongin bu iyi haber sonucu sevinçten ne yapacağını şaşırmıştı. Adım adım hedeflerine ulaşıyordu. Geriye Dead Krallığı kalmıştı. O savaş içinde uzun bir süre çalışılırsa Kore'nin tamamına sahip olacaktı. Huzurla tahtına geri dönerek yemeklerini daha büyük bir iştahla yemeye devam etti.

----

Jongdae'nin üstünden koca bir yük kalkmıştı. Joseon krallığı sonunda kazanılmıştı ve geriye sadece tek bir savaş kalmıştı. O da sıkı bir çalışma sonucu kazanılırsa hepten rahatlayacaktı.

Aklına zindana kapatılan Kyungsoo gelmişti ve onun yanına doğru gitmeye koyuldu. Zindanın kapısının aralığından içeriye göz attı ama Kyungsoo'yu göremedi. Hızla şövalyelerin yanına giderek onun nerede olduğunu sordu. Odasında olduğunu öğrendikten sonra oraya doğru adımını attı. Odaya doğru yaklaştığında kapıyı yavaşça açtı ve kafasını içeriye uzattı. Yatakta oturmuş, başını eğen Kyungsoo'yu görünce yanına giderek, korkutmadan ona seslendi.

Oh My King! | KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin