3- Bir yıldız kaymalı -

13.7K 724 69
                                    

Eve dönüş yolunda çocuklar arabayı bir kafenin önüne park etti. ''Dondurma yiyelim!'' Rüya küçük çocuk gibi Semih'i çekiştirdi. Kim inanır ki, Doruk ile çift yumurta ikizi olduklarına, bugünlerde kardeşinin yüzüne baktığı yoktu.

Keyifsizce merdivenleri tırmanıp cam kenarındaki boş masaya oturdum. Diğerleri yanımdaki sandalyelere geçerken, Doruk dondurmaları getirdi. ''Yarın bir haftalık tatile çıkalım.''

''Mezun olmamıza iki hafta var nasıl olsa. Şimdiden ufak bir tatil yapmış oluruz.''

''Bu akşam hazır oluruz.''Eylül bize göz kırptığında güldüm.

Otelde kalmak istemiyorum. Sahil kenarındaki ahşap pansiyonlar dan kiralayalım.''

''Akşam kamp ateşi yakarız.''

''Komedi filmi izleriz.''

Dondurmamdan bir kaşık alıp düşüncelere daldım. Kim bilir Uzay şimdi ne kadar yalnızdır. Ona karşı bir şey beslediğim yoktu. Sadece onun için üzülüyordum. Bu grup olmasaydı, yaşamım, bir bok çukurunun içindeymiş gibi... Pis kokulu bir hayat yaşardım. Düşüncesi bile korkunç geliyorken o, bugün ki olaydan sonra, muhtemelen menajeri ile bir otel odasında oturuyordur. Yarın manşetlerde olacağına da adım gibi emindim.

Kaşığımı kaseye daldırdığımda, oluşan tık sesiyle önüme baktım. Hangi ara bitirmiştim?

''Siz, Doğa Güler değil misiniz?''

Başımı kaldırıp, cırtlak sesli kıza baktım. Sarı saçları arasındaki heyecanlı suratı ışıl ışıldı.

''Aa! Sende iki hafta önce ülkeler arasındaki yarışta birinci olan yüzücü çocuksun.''

Kahverengi saçlı kız, sarı saçlı kız kadar heyecanlı değildi. Bizimkilere rastladığı için şaşkındı sadece.

İnsanlar çoğalmaya başladığında, Doruk yanıma gelerek elimden çekiştirdi.''Çıkalım buradan.''

Elimi çekeceğim sırada daha sıkı kavradı. Sinirlenerek, ''Neden beni götürmeye çalışıyorsun?'' diye sordum. ''Önemli olan kişi sensin.''

Doruk'un gözleri keskin bir hal aldı.''Benim için önemli olan şey sensin, Luna. Kendini küçük görmeyi kes.''

Bir şey deme gereği duymayıp, kafeden çıkarak arabaya bindim. Bizimkilerde alelacele kafeden çıkarak arabalarına bindiğinde Doruk arabayı çalıştırdı.

Yol sessizce geçerken bakışlarımı yoldan alamıyordum. Biri yönetmen, biri yüzücü, biri oyuncu, ikisi besteci, biri tasarımcı ve biri de işe yaramaz olarak tarihe geçebilecek kapasitedeki grubumuzu düşündüm. Şahaneydi!

''İyi misin?''Doruk kısa bir an bana baktı. Başımı sallayarak ''İyiyim,'' dedim,''merak etme. Alıştım.''

Uyarıcı sesiyle, ''Luna,''dedi, ''emin ol başaracaksın. Hepimiz sana güveniyoruz. Herkes ne kadar azimli olduğunu biliyor. Birazda senin kendine inanman gerekiyor.''

Konunun uzamaması için ses çıkarmadan yolu izledim. Araba evin önünde durduğunda inerek hızlı adımlarla eve girdim. Merdivenleri hızlıca tırmanıp odama çıktım. Yatağımın altına koyduğum orta boy valizimi alarak dolabımın önüne yerleştirdim. Askıda bulduğum göze çarpan giysileri valize doldurduktan sonra valizi kapatarak kenara koydum. Bir saat sonra elinde valizlerle kızlar geldiğinde, valizleri kenara taşıyıp odaya çıktık. ''Ben bir duş alacağım. Sizde atıştırmalık bir şeyler alın kafeden. Babam bugün yok.''

Üstümü çıkarıp suyun serinliğine kendimi bıraktığımda vücudum sanki bir oh çekmişti. Oluşan rahatlama hissiyle gözlerimi kapattım. Köpükle oynarken eski anılarımı düşündüm. Her şeyin bu beyaz köpük kadar temiz ve masum olmasını çok isterdim. Derin bir nefes vererek parmağımın ucundaki köpüğü inceledim.

LUNAWhere stories live. Discover now