19

10.9K 128 59
                                    

Mesut'un Anlatımından;

Mert, söylediğim gibi Meral'i götürmek üzere evden çıkmış ben ise yerde yatan bedenle kalakalmıştım. Yavaş adımlarla yerdeki bedene doğru ilerleyip çömeldim ve boynundan nabzına baktım, yaşıyordu! Hızla ayaklanıp telefonumu aldığımda ambulansı aradım ve silahımdan Meral'in parmak izlerini temizledim. Kısa süre içinde ambulans gelmiş, bende onlarla beraber hastaneye doğru yola çıkmış giderken buldum kendimi. Hastaneye vardığımızda hemen ameliyata alınan şerefsiz heriften nefret etsem de söz konusu Meraldi. Bu vicdan azabıyla yaşamasına izin veremezdim. O yüzden bu herif yaşamalıydı!

Ameliyattan bu yana geçen 1 saat'in sonunda çıkan hemşire yanıma ilerleyip acil kana ihtiyacı olduğunu söyleyince kan grubunu sordum.

"AB -" Cevabıyla kan grubumun uymadığını anlayınca ilk işim Mert'i aramak oldu.

"Kana ihtiyaç varmış AB - diyorlar senin uyuyor mu ?"

Aldığım olumsuz yanıt üzerine hemşire tekrar gelerek ihtiyaç olan kanı temin ettiklerini söyleyip ameliyata geri döndü. Yaklaşık yarım saat sonra Mert gelmiş, ameliyat ise 2 saattir devam etmekteydi.

"Ne zaman çıkacak bu şerefsiz yeter amına koyim, bide oturmuş bunu bekliyoruz"

"Nerden bilim oğlum çıkar herhalde birazdan, Meral nasıldı gelmedi mi biraz kendine?"

"Elif'e bıraktım işte hiç iyi değildi gözlerini bile tek noktadan ayırmıyordu. Ama yaşadığını söyleyince biraz olsun sakinleşti"

"İyileşsin ben geberteceğim it herifi!"

Hemşire tam o sıra ameliyathaneden çıkıp ameliyatın iyi geçtiği haberini verince odaya almışlar, bizde hastane kantininde bişeyler atıştırdıktan sonra odasına gitmek için oda numarasını öğrenmiş kapı önüne kadar gelmiştik. O sırada az da olsa Aralık kapıyı biraz daha aralamış, çok tanıdık olan o iki sese kulak vermiştik.

Yağmur ve Dilek.

"Vurulmayı nasıl becerdin gerçekten komik, o mu vurdu seni?" Tiz sesi ve kahkahasıyla bu konuşan Yağmur'dan başkası değildi.

"Kızım kafama darbe alınca başım dönmeye başladı önümdekini çift görmeye başladım lan"

"Bitir artık şu sürtüğün işini, çok olmaya başladı! Mert'in evinde gördüm duş almış bide kahvaltılar falan, ne sanıyor bu kendini?" Diye ekledi Dilek.

Bunları duyar duymaz daha fazla dinlememize fırsat kalmamış çünkü yanımdaki tez canlı ot hırsla kapıyı çarpıp duvara vurmuş, içeri girmişti. Dileğin koluna elini geçirmiş sıkarken dişlerini sıkarak konuşuyordu Mert.

"Sen nasıl bir orospusun lan! Senden önce Meral vardı. Çocukluğumuz geçti lan bizim! Senide dost diye aramıza aldık, bana bak eğer onun yada başka bir kardeşimin başına bişey gelirse ilk sizden bilir hesap sorarım ona göre!"

Dediğinden sonra Samet'in boynunu sıkmış bir yandan onada ayar veriyordu.

"Sana gelince, ölmedin ama öldüremem sanma! Ona göre davran."

"Mert, sen bana böyle davranamazsın! Bizim çocuğumuz-"

"Ha evet şu mesele, o karnındaki piç benden değil orası kesin. Ha neden diyecek olursanız söyleyelim herkes duysun değil mi Dilek?"

Tutku'nun Alevi +18Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt