67. Bölüm

2.7K 243 77
                                    

Öncelikle kusura bakmayın lütfen. Dün birtakım talihsizlikler silsilesi geldi başıma. Son 2 bölümü yayınlayamadım. Bugün de geciktim ama bölümleri düzenleyip anca yayınlayabildim.  🥲

67. BÖLÜM~
.
.
.
.
.
.
.
.

" Ulan lavuk! Ben senden şimdi yapacağım bir tane çocuk göreceksin! Karım lan o benim! Çocukmuş! Kör müsün lan?! Karnında bizim bebeklerimizi taşıyor! Seni de aşkını da sokacağım götüne şerefsiz! Karıma kırptığın o gözünü sana yedireceğim lan! Karımı isteyecekmiş! Nah istersin!"

Her şey o kadar ani gelişmişti ki. Barın oturduğu yerden fırlayıp Nedim'in üzerinde atlamıştı. Sandalyesinden ayağa kalkmış Nedim, Barın'ın üzerine atlamasıyla birlikte yere çakılmıştı. Gözü dönmüş canım kocam da üzerine çıkmış ve yüzüne yumruğunu indirmişti.

Bir yumruk Nedim'in suratında yüz yumruğa bedel bir etki oluşturmuş olmalıydı ki Barın ona bir kez daha yumruk atmak yerine gömleğinin yakalarını kavramış ve kendine doğru çekmişti.

Kendine gelen Nedim'in ailesinden de bir çığlık yükselmişti ama bizim taraftan kimse Barın'ı durdurmak için elini dahi kaldırmıyordu. Öyle ki az önce Aysel halamın kahvesini höpürdeterek içtiğini ve yanındaki Birsen halama doğru sırıtarak konuştuğunu görmüştüm.

" Oğluma nasıl yumruk atarsın sen?!" Gülsüm paçozu cırlayarak Barın'ın uzerine atılacağı sırada Kamile halam onun karşısına geçmiş ve önünü kesmişti.

" Ulan seni var ya!" Barın ağzına gelen bütün küfürleri dedemlere ayıp olmasın diye yutmaya çalışıp söyleyecek laf bulamazken dedemden bir ses yükselmişti.

" Çekinme damat. Ebesine kadar söv o dalkavuğun." Bacak bacak üstüne atıp arkasına yaslanan ve keyifle olan biteni izleyen dedemin ardından Barın Nedim'e kafayı gömmüştü.

" Dursana be! Çekil oğlumun üzerinden! Kamile sen de önümden çık!" Gülsüm paçozu delirmiş gibi cırlarken Nedim'in ablaları ve teyzeleri birden toz olmuştu ortadan. Rezil olmaktan kaçtılarsa demek.

" Aboo. Evli kadını mı istemeye gitmiş bu Gülsüm? Hem de hamile. E ama artık çüş!" Kapıdan gelen çekirdek çıtlama sesleri ve ayıplamalarla bitlikte yanıma gelen Bünyamin'in yanağından bir makas almıştım.

" Afferim len." Bünyamin'e köyün tüm dedikoducu tayfalarını buraya toplamısını istemiştim.

Gülsüm paçozu kapıdan gelen seslerle birlikte gözlerini kocaman açmış ve bana doğru dönmüştü. Ona sırıtarak bakıp göz kırptım.

" Aysel halacığım, istediğin mor renk, tam olarak bu muydu?" Keyifle Birsen halamla konuşan Aysel halama hitaben konuştuğumda Gülsüm paçozunun yüzüne bakıp kahkahayı basmıştı.

" Hayallerimi süsleyen renk diyebilirim halacığım." Aysel halamın bu dediğiyle birlikte yeniden Gülsüm paçozuna dönmüş ve öpücük atmıştım. " Mor rengin en çok yakıştığı insanlardan birisiniz."

Gülsüm paçozu burnundan solurken bozuntuya vermek istemiyordu ama şu anda tüm köye dedikodusunun yayılmış olması bunu mümkün kılmıyordu maalesefkine.

" Elim kaşınıyor! Beni analayabiliyor musun saksafon kafa?!" Barın derin bir nefes alıp yeniden Nedim'in yakalarından kavrayıp kendine doğru çektiğinde yüzlerinin birbirine çokça yakın olmasıyla birlikte ayağa fırlamıştım.

" Hop! Uzaklaşın bakayım! Allah'ım, kocam elden gidecek!" Herkes sanki çok saçma bir şey demişim gibi bana baktığında onlara, ne var? Dercesini başımı iki yana sallamıştım. " Ne bakıyonuz? Ayırsanıza! Öpüşecekler bu gidişle."

Beyefendi /yarı texting/ Where stories live. Discover now