KÜSKÜN- Adsız Bölüm 12

66 9 1
                                    


Merhabalar, umarım her şey sizin açınızdan güzel gidiyordur. Keyifli okumalar, yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum. 


***

Damla'nın bulunduğu köye vardıklarında Deniz ne yapacağını bilmiyordu. Her ne kadar Pusat ona arabada beklemesini söylemiş olsa da Deniz'in sabretmeye hiç niyeti yoktu. Pusat arabadan iner inmez o da ardından indi arabadan. Pusat soğuk bir sesle "Deniz anlaşmıştık beni arabada beklemelisin. " dese de Deniz inatla burnunu havaya dikerek " Elimde değil o benim kardeşim ve iyi olduğunu kendi gözlerimle görmem lazım" diyerek adımlarını hızlandırmış ve kararlı adımlarla Pusat'ı geçerek muhtarın evinin kapısında soluğu almıştı. Sakinliğini koruyamadığı kapıyı kırarcasına yumruklamasından belliydi ki beşinci hamlesinde yumruğunu havada yakalayan Pusat "Sakin ol şampiyon baskına değil, kardeşini almaya geldik." diyerek onu bir ebeveyn edasıyla uyardı. Deniz Pusat'ın bu yetişkin tavırlarını yadırgıyordu. İlk başta tanıdığı oyunbaz ve sorumsuz genç görünümlü adamdan neredeyse eser kalmamıştı. Kapı açıldığında yüzüne bir gülümseme yerleştiren Deniz kapıyı açan bıyıklı ve kırmızı yanaklı adama sevecen bir tavırla. "Merhaba siz muhtar bey olmalısınız. Ben Damla'nın ablasıyım kardeşimin burada olduğu doğru mu?" dedi. Adam hemen kapıdan bir iki adım geriye giderek eliyle buyur ettikten sonra "Buyrun gençler, minik kız burayadur." diyerek onlarla birlikte içeriye yürüdü. İçeri girdiklerinde Damla kulağına taktığı steteskop ile genç bir adamın kalbini dinliyordu. Bir anda çeri girenleri fark eden Damla steteskopu bilgiç bir tavırla kulağından çıkartarak boynuna astı ve Pusat'a bakarak küskün bir tavırla. "Prensim yalnız geleceğini düşünmüştüm. "dedi ve yerinden bile kımıldamadı. Deniz ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Gözyaşlarına mani olmak için dikkatini doktora yöneltmeye çalıştı. Damla'nın gözlerindeki kırgınlığı görmemek mümkün değildi. Yanındaki adam ayağa kalkarak " Merhaba ben doktor Faruk." diyerek kendini tanıtırken muhtarın karısı olduğunu tahmin ettikleri kadın onları koltuğa buyur ederek salondan çıktı. Deniz adamla tokalaşarak " İyi mi kardeşim doktor bey, bir sorun mu var? " diye sorarken inanılmaz derecede kaygılıydı Pusat'ın kaşları çatılmıştı. Deniz Damla'ya sarılmak için hamle yaptığında ise Damla bir anda hiç tanımadığı doktorun arkasına saklandı. " Söyle ona gitsin buradan, bundan sonra onunla asla konuşmayacağım. "

Pusat çok üzülse de müdahale etmedi. Sadece "Prensesim seni bulamadığımız için çok korktuk bence konuşup anlaşabiliriz. "

Damla kaşları çatık bir şekilde elleri belinde çıktı doktorun arkasından ve bilgiç ve öfkeli tavrıyla " Ben yalancılarla konuşmuyorum Pusat abi, söyle ona evine dönsün ben artık onunla yaşamam. " 

Pusat Damla'ya doğru yaklaştı ve dizlerini yere koyarak kollarını kocaman açtı. " Önce sarılalım sonra da anlaşalım ne dersin? "

Doktor gülümseyerek "Küçük hanımla anlaşmak biraz zor gibi beni muayene etme şartıyla muayene olmaya söz verdi. Bakalım sizin teklifinizi kabul edecek mi? "dedi gülerek. 

Damla hala asık suratlıydı. " Gördüğün gibi doktor abi ben gayet iyiyim. "

Doktor ciddi bir tavırla. " Muhtar amcan seni bulduğunda iyi değilmişsin. Bence seni muayene etsem iyi olacak sonra da evine gidersin. " dediğinde Damla huysuzlandı. " Benim bir evim yok artık. Annem babam da yok. " diyerek koştu ve hala kolları açık bekleyen Pusat'ın kucağına atladı. Pusat'ın kucağında minik kalan kız hıçkırıklar arasından " Prensim ben şimdi ne yapacağım annem babam olmadan nasıl büyüyeceğim ben. Annesi babası olmayan çocuk büyüyemez ki? Bundan sonra sen büyütür müsün beni? Hem babam gibi kokuyorsun sen, bunu ilk gün anlamıştım kazada seni gördüğüm gün fark etmiştim babam gibi koktuğunu.Hem... Hem bu haksızlık onları bir daha asla görmeyeceğimi bilmek kalbimi acıtıyor abi, kalbim çok acıyor. " Pusat darmadağın olmuştu nefesi boğazında düğümlendi o anda, bir çocuğun acısını paylaşmanın zorluğunu da o anda idrak etti. Bir çocuğun acısı bedeninin aksine kaldırılamayacak kadar büyük ve acıydı. Deniz duvara dönerek ağlamaya başlamıştı. Muhtarın karısı genç kızın haline üzülmüş gelip bir eliyle Deniz'in sırtını sıvazlarken "Üzülme da, çocuk o daha, öfkesi geçsun anlar senu, hem daha tazecik kardeşun, zaman ilaçdur. Haydi gel bir yol hava al da rahatla kizum. " Deniz kırgın ve mahcup bir şekilde dönüp kardeşine baktı. Pusat'ın gözleri de Deniz'deydi. "Ben buradayım sen hava al hadi. "dediğinde Deniz kadınla beraber dışarı çıktı. Tek dileği Pusat'ın onu sakinleştirip ikna etmesiydi. Bundan sonra ne olacağına dair bir fikri yoktu. Kardeşinin psikolojini toparlaması için ne gerekirse yapacaktı. 

GÖKTEN ÜÇ ADAM DÜŞTÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin