Yeni Arkadaş

25.5K 1.2K 160
                                    

İçimde yankılanan sese onca seslenişimden sonra hüsrana uğramıştım doğrusu. Ne kadar içimden ona seslensemde bana bir türlü cevap vermiyordu. Hatta bi ara ona seslenmeye devam ederken az daha takip ettiğim gemiyi kaybediyordum. Bir gemi nasıl kaybedilir diyorsunuzdur şimdi ama cidden de kaybediliyor işte. Ufuk çizgisinde görülen bacası ve tüten dumanı sayesinde onu bulmuştum. Gariptir ki zihnimde duyduğum o sesin tınısı çok hoşuma gitmişti. Kalın bir ses gibi değildi ama ince de değildi. Biraz kalına çalan bir sesti...

Geminin çalan kalın düdüğüyle düşüncelerim yarıda kesildi. Gemi iskeleye yanaşmak üzereydi. Geminin tepesinde daire biçiminde uçmaya başladım. Hava bulutlu olduğundan insanlar beni bu yükseklikte görmeleri zorlaşacaktı. Gemi çapasını denize sallamış, halatlar iskeleye bağlanmıştı. İçerideki insanlar yavaş yavaş geminin güvertesine akın etmeye başlamıştı. En sonunda güverteden iskeleye atlayan bir görevli kenarda duran pekte sağlam görünmeyen tahta parçasını gemiyle iskele arasına yerleştirip yolcuların geçmesi için kenara çekildi. Bütün yolcular itişip kakışarak iskeleye adımını attığında, bende gözlerimle Madison'ı aramaya koyuldum.

En sonunda gözüme çalan kızıl saçlarla onu takip etmeye başladım. Olabildiğince ıssız bir yer arıyordu sanırım çünkü insanların topladığı bölgeden epey uzaklaşmıştı. Etrafına kolaçan edip, kimsenin olmadığını anlayınca bana eliyle işaret verdi. Alçalıp Madison'un önünde bağdaş kurup oturdum. Aslında 8 saat aralıksız uçtuğum için yorulmam gerekirdi ama nedense ufak bir sızı bile hissetmiyordum. Ben bunların üzerine kafa yorarken Madison çoktan konuşmaya başlamıştı bile.

"Akşam olmak üzere bu yüzden bir otelde konaklamamız gerekiyor. Asıl sorun ise seni otele nasıl sokacağımız ama ben bunu da düşündüm elbette. Bu yüzden ben balkonu olan bir oda bulup orada kalacağım. Balkonun kapısını açık bırakıp uyuyacağım. Sende gece çöktüğünde kimsenin seni görmemesine dikkat ederek balkondan otel odasına geleceksin. Tek kişilik bir oda alacağım o kocaman kanatlarla muhtemelen bir yatakta yatamazsın. Bu yüzden otel görevlilerinden ek bir yastık ve yorgan alıp yere sereceğim. Böylece yerde rahatça uyuyabilirsin. Küçük tavşanın gölge ise o da seninle beraber yerde yatabilir sonuçta. Sabah ise senin erkenden kalkman gerekiyor. Bu yüzden telefonuna alarm kurabilirsin. Sabah kalktığında benim çantamın içindeki suyu ve bir kaç dilim kek alıp otelin tepesinde daire biçiminde uçarak beni bekle. Sabah ben kahvaltımı ettikten sonra sana da bir kaç tane hazır yiyecek alacağım. Sonrada onları sana verebilmek için otelin çatısına çıkacağım. Senin karnını da doyurmuş olunca, yolumuza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Anlaşılmayan bir şey?"

"Bunların hepsini şimdi mi planladın?"

"Hayır tabiki de. Gemideyken düşünecek çok vaktim vardı ne de olsa."

"He bir de bunları söylerken hiç nefes almaya tenezzül ettim mi acaba?"

Madison bana kaşlarını kaldırıp bakınca gülmemek için kendimi zor tuttum. Çünkü küçük ve şirin yüzü kaşlarını kaldırınca sanki ciddi olmaya çalışan ama bir türlü beceremeyen birine benziyordu. Gülmemek için yanağımı dişliyordum ki komikliğinin farkına varmışçasına kahkaha atmaya başladı. Bende dayanamayıp onun kahkahasına eşlik ettim. İkimizinde kahkahasını bölen şeyse Gölge'nin küçük çırpınma sesleriydi. Çantama eğilip fermuarını açtım. Beni gören Gölge hemen üzerime sıçradı. Gölgeyi kucağıma alıp o yumuşacık tüylerine dokundum. O kadar yumuşaktı ki yanağımı tüylerine sürtmekten kendimi alamıyordum. Bi ara gözlerimiz Madisonla buluştu. Bana 'ne yapıyorsun sen söyle' bakışını atmakla meşguldü. Gölgeyi tekrar almak üzere çantamın gözüne koyup kocaman siyah kanatlarımı açarak yükselmeye başladım. İyice yükseldikten sonra elimi sallayarak Madison'a gitmesi için onay verdim.

Kurt KızOù les histoires vivent. Découvrez maintenant