Gerçek Mustafa

7.8K 685 87
                                    

Mustafa beklemeden oğlanı altına aldığında hızla dudaklarına kapandı, dili ağzını talan ederken yavaşça üstündekilerden de kurtuluyordu. Melih memnun bir iniltiyle ağzındaki iri dili emerek sertleşen miniğini ağasına sürttü.

Mustafa kıvrılan dudaklarla geri çekilip oğlanın şimdiden dağılmış güzelliğine baktı. Melih o günkü gibi hissetmek için hevesle bekliyordu, Mustafa'nın başka planları vardı tabi.

İyi bir aşık gibi onu defalarca doyuma ulaştırmak istiyordu, Melih'in buna hiç itirazı yoktu tabi ki. Bacaklarını okşayan ağasına baygın gözlerle baktı, dizine kondurduğu öpücük iç çekmesini sağlamıştı.

Öpücükler daha da yukarı çıkarken gözlerini kapatıp bu hissin tadını çıkartıyordu oğlan, minik sertliği sıcaklıkla kaplanınca tüm vücudu yoğun hazla kasıldı. 'Ahhh' diyerek elini Mustafa'nın saçlarına atarak çekmeye çalıştı, ama ağası çekilmek yerine daha çok zevk vermek için onu yalayıp emiyordu.

Kendini zevke teslim etmesi çok sürmedi ve tüm sıvılarını ağasının ağzına bıraktı. Mustafa onları ağzında tutarak oğlanı ters çevirdi ve tatlı deliğine dilini dayadı hemen. Melih bir zevkten diğerine koşuyordu ve dizleri yeni doğmuş bir ceylan gibi titriyordu.

Deliğini okşayan dilin verdiği hisle yüksek sesle inledi Melih, Mustafa'yı daha da delirttiğinin farkında değildi. Mustafa daha da derine itti dilini, onu hem yalayıp hem emerken oğlanın sesiyle daha da coşuyordu.

İki parmağını içine itip hızla hareket ettirmeye başladı, yükselen sesinden oğlanının da zevk aldığını anlıyordu. Daha fazla sabredecek hali kalmamıştı, kreme daldırdığı parmağını kendi sertliğine sürtüp iyice kremledi kendini.

Çektiği parmakların yerine hızla kendini ittiğinde 'ayyy' diye bir ses geldi  Melih'ten. Dibine kadar giren irilikle biraz şok olmuştu, doluluk onu inanılmaz bir hazza sürüklerken minik sertliğinden yatağa süzülen sıvıyı fark etti. Bu hafif utanmasını sağlasa da, ağası hareket edince tüm utancı geride kaldı.

Mustafa oğlanı omzundan tutup dikeltince nefesi kesilmişti Melih'in, ağası deli bir hızla ona sahip olurken zevk gözyaşları çenesine, oradan boynuna akıyordu. Mustafa kolunun altından geçirdiği eliyle çenesini kavrayıp dudaklarına kapandı gencin.

Melih dudaklarından ayrılan ağasıyla sarhoş gibi anlamsız bakışlarla Mustafa'ya baktı, çenesini tutan el onu hafifçe okşayıp dudaklarını araladı.

"Senin sahibin benim Melih, ağan, kocan, sevdalın, eşin, sevgilin, herşeyin sadece benim. Anlıyor musun, ben buyum..." bu hali çok sahipleniciydi ve Melih ilk kez derin bir teslimiyet içine girmişti.

"Sensin Mustafa'm, herşeyim sensin." Mustafa bu sözlerle onu tutan son ipleri de kopartıp oğlanı sona sürüklemeye başladı.

Tüm vücudu titreyerek zevke teslim olurken onu ayakta tutan tek şey ağasının kollarıydı, Melih resmen tükenmişti. Mustafa bir kaç sert itişten sonra baştacının içine bıraktı tüm tohumlarını, o gün bir bebeğin içinde filizleneceğini bilmeden...

Yaklaşık bir buçuk ay sonra Melih yataktan fırlayarak uyanmış, midesindeki herşeyi boşaltabilmek için banyoya koşmuştu. Çalkalanan midesini boşaltıp rahat bir nefes alırken dişlerini fırçalamak için lavaboya ilerledi.

Belini saran iri ellerle yutkunup hızlandırdı dişlerini fırçalamayı, nane kokan nefesiyle ağasına büyük bir öpücük verdi. Mustafa onu lavaboya yaslayıp daha da derin öperken odalarının kapısı çalındı.

"Ağam, kapıda sizi soruyorlar." Oğlan kafasını kaldırmadan geri çekilip kapıyı çekerek çıktı.

Melih ve Mustafa el ele, birbirlerine aşkla gülümseyerek aşağı indiklerinde salonda oturan genç kadını gördüler. Melih'in gözleri kısılırken, Mustafa sadece olayı anlamaya çalışıyordu.

Ağa baba hafif sinirli haliyle tesbihini çekerken, annesi bariz bir öfkeyle genç kadına bakıyordu. Mustafa eşinin elini sıkıp ona gülümsedi ve kadına doğru yürüdüler.

"Beni sormuşsunuz, sizi dinliyorum." Kadın ayağa kalkıp, büyük bir özgüvenle Mustafa'nın karşısına dikildi.

"Baran ağa, baştacına karşılık beni sana gönderdi Mustafa ağa. İki yıldır sevdalıydı ona, yaşını bekliyordu. Melih'i ona vermen karşılığında beni yolladı, cevabını bekliyor." Mustafa'nın sinirden elleri titrerken Melih'e duydukları ağır gelmişti ve narin bedeni kanattan kopan bir tüy gibi yere süzüldü.

Etraftaki panik halini görmemesi iyi bir şeydi çünkü ağası onu vermek yerine herkesi mahvedecek bir haldeydi. Öncelik Melih'in sağlığıydı tabi, arazi aracına binip şoföre ıslık çaldı. Minik mucizelerini öğreneceklerini bilmeden hastaneye doğru yola çıktılar.

Kucak OğlanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin