Fragman

1.8K 82 1
                                    

YAZAR NOTU : merhabalar! Biliyorum bölüm diye açtınız fakat bölüm değil. :( Fragman paylaşmak istedim çünkü bölüm hafta sonuna yetişemez gibi.. :'( Malumunuz Ramazan ayındayız ve bizim evde genelde misafir eksik olmuyor. Evde misafir olmadığı gün biz evde olmuyoruz ve ben yazamıyorum :( Bu yüzden en azından fragman paylaşayım dedim

M. M. : Buğra :D

"Tuğra'm bak yapma!"

Oğluma zerzenişte bulunsam bile tek aldığım cevap neşeli minik kıkırtılardan ibaret oldu. Tüm uyarılarıma rağmen minik maviş rol ellerini neşeyle çırpıp paytak adımlarla minik kıkırtılar ile benden kaçmaya başladı.

"Şimdide kaçıyor musun küçük bey?"

Dediğim de çok iyi bir şey söylemişim gibi başıyla onayladı kıkırtıları eşliğinde. Oğlum gerçekten yaramazın önde gideni! Ah... Ama olsun, "Yaşamaz!" dedikleri evladım tam 3 yaşına girdi geçen gün. Şimdi oyunlar oynuyor, gülüyor, eğleniyor, koşuyor... Allah'ım bu mucize gibi! Zorlu mücadeleler verdik evet. Bir çok şeyde diğer çocuklardan daha dikkatli olmamız gerekti. Bazen gecemiz gündüzümüze karıştı fakat... Hiç şüphesiz buna değdi! Şimdi oğlum yaşıtları gibi, yapması gerek her şeyi yapıyor. Eve çok yaramazlık yapıyor. 3 yaşında ki çocuğa göre fazla hiperaktif. Canımdan benziyorum, onun arkasını toplamak bazen yorucu oluyor fakat diğer yandan bu yorgunluğu seviyorum. O sağlıklı olsun, ben her şeye razıyım.

Yüzü gözü boyalar içinde ki oğlum terasta oradan oraya koşarken bir yandan onu kontrol edip diğer yandan etrafa toplamaya başladım. Oğlumla resim yapmak istemiştim fakat benim yaramazım boyalar ile kağıda resim yapacağına boyalar ile oyun oynadı. Sonuç; yüzü,  üstü başı boya olan bir adet minik Keskin!

"Bab-ba!"

Sesiyle telaşla Tuğra'ya döndüm bir şey oldu endişesiyle fakat oğlum paytak paytak babasına koşuyordu. Buğra ise elinde kahvesi, kapının pervazına yaşlanmış bir halde Tuğra'ya bakıyordu. Tuğra'm ona yaklaşınca elimde ki kahveyi yere bırakıp oğlunu kucakladı.

"Hım... Mis kokulu oğlum."

"Bab-ba! "

Minik bebeğim kendi gibi minik kıkırtılar ile Buğraya sarılmaya çalışırken Buğra bebeğimin başına öpücükler konduruyordu. Aşık olduğum iki erkeğin bana sunduğu aşık olunası bu tabloyu izlerken hiç şüphesiz ki çok ama çok mutluyum.

Daha fazla dayanamayıp yanlarına gittim. Önce oğlumun yanağına sonra kocamın dudağına aşk kokulu öpücüklerden kondurdum.

"Ne zaman uyandın? "

Buğra kocaman gülümsemesini yüzüne yayarken boşta ki elini de belime dolayıp beni kendine çekmişti.

"Sizin boya savaşınızı izleyecek kadar uzun süre önce uyandım."

"Çok eğlenceliydi galiba."

Dedim yalandan huysuzlukla.

"Imm... Çok güzel bir manzaraydı. Ömre bedel bir manzara."

Aşk dolu mavilikleri en az onlar kadar aşk dolu kahvelerim ile buluşup, aralarında görünmez, aşktan oluşan bir köprü oluşturmuş iken bize aşkım müziğini sunan hiö şüphesiz kıkır kıkır gülen, kendince garip sesler çıkaran evladımızdı. Hayat güzel değil bizim için; hayat mükemmel, huzurlu ve harika!

CAN SUYU'M (Tamamlandı)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora