Hoşgeldiniz! İyi okumalar dilerim<3
Dinleyin: London Boy x Would've Could've Should'veÖNEMLİ! Böldüğüm için üzgünüm, ama lütfen anlamanız için okuyun:
Bu kitapta amacım asla Arda Güler'i kötülemek değil. Ben bir Fenerbahçe'liyim, Arda bizim göz bebeğimiz ve ayrı zaman da Türkiye'nin bir gururu. Takım gerekmezsizin. Kendisini de çok seviyorum. Bu yüzden bu sadece bir kurgu ve gerçek değil. O yüzden benim Arda'ya karşı bir nefretim olduğunu düşünmeyin. Kendisi tertemiz bir çocuk zaten.2, casting: Başlangıç bölümünde koyduğum kız Clairo ve bir müzisyen. Instagram tarzı bölümler yazdığım için fotoğrafını koymam gereken birisi lazımdı ve benim aklıma ilk o geldi. O yüzden fotoğraf sadece örnek amaçlı. Ve bundan sonra koyacağım fotoğraflarda aynı şekilde. Yani kız Alyssa'nın castingi DEĞİL. Alyssa'yı o şekilde hayal etmenize gerek yok, kendi kafanızda düşünebilirsiniz.
Eğer kitap hakkında sorunuz varsa lütfen bu satıra yazın. Hepsini cevaplayacağım.
Teşekkür ederim, devam edebilirsiniz.
24 şubat 2024, Salı
"Nasıl bana bunu şimdi söylersin?!"
Annem tüm evi inletecek bir şekilde bağırdığında korkuyla nefesimi tuttum.
Panikatak bir anneniz varsa, bu biraz sıkıntılı bir durum.
"Anneciğim, lütfen biraz sakin olur musun?" Ellerimi kaldırarak omuzuna dokunduğumda hâla sakinleşmemişti.
Sadece anneme, Kenan'ın bu akşam bize yemeğe geleceğini söylemiştim.
2 gün önce Kenan'la birlikte Londra'ya gelmiştik ve benim dairemde kalıyorduk. Haftaya kadar maçı yoktu ve bunu değerlendirmek istemiştik. Hazır buradayken onu ailemle gerçekten tanıştırmak istiyordum.
Hiç değilse, ben Amerika'ya dönene kadar beraber vakit geçirmiş olacaktık.
Tabii annemleri az çok tanıyordu, birçok yerde görmüştü onları Kenan. Ama gerçekten oturup konuşacak ne onun vakiti olmuştu ne de benim.
"Ne yemek hazırlayacağım?! Kenan ne sever? Aman Tanrım, dolap bomboş! Önce alışveriş yapmamız lazım! Tanrım, inanmamıyorum!" Annem o yana bu yana dönerken ona şaşkınca bakındım. Hemen bana döndü. "Çantamı alıp geliyorum, alışverişe gidiyoruz!"
Ve bir şey dememe izin vermeden yukarı, çantasını almaya gitti.
+
Elime aldığım ürünü incelerken sepete koyacakken ağzına kadar dolmuş sepetle hayretle anneme baktım. Tanrım, geleli sadece 10 dakika olmuştu.
"Anneciğim, ne olur dur. Yemek bahane, Kenan sadece sizinle düzgünce tanışmak istiyor. O zaten böyle küçük şeyleri takmaz. Lütfen.." Asla dercesine kafasını salladı.
"Kenan oğlum bizimle düzgünce tanışacak ve ben çok az şey mi yapacağım? Hayatta olmaz!" Ofladığımda elimi alnıma vurdum. Delirmişti..
"Alyssa, hadi bebeğim, şu raftan birkaç soğuk içecek al." Pes ederek kafamı salladım ve işaret ettiği otomatlara ilerledim.
+
"Görmen gerek Kenan, annem delirmiş durumda.. Durmadan bir şeyler alıyor ve bana senin ne sevip sevmediğini sorup duruyor." Kenan hattın öbür ucundan güldü.
"Lütfen ona stres yapmamasını söyle."
"Söylüyorum söylüyorum, ama dinletemiyorum."
"Annemlerle tanışırken sende böyle stres içindeydin." Ne komikti ama! Güldüm.