beklettigim icin ozur dilerim kisisel sıkıntılarım vardı
Cry'la okuyunSabahın güneş ışığı gözüme çarpmasıyla yavaşça gözlerimi açmaya çalıştım. Gözlerimde derin bir ağrı vardı ve açar açmaz yanmaya başlamıştı. Karın üstü yatarken kafamı kaldırmaya çalıştım.
Aklıma dün gece gelir gelmez ruhsuzluğum anında kendini belli ettiğinde, kaldırdığım kafamı geri yastığa bıraktım. Vücudum şu an öylesine yük oluyordu ki bana.
Dün gece, saat 1 gibi onun yanından gitmiş, (o kötü hâlimle nasıl uçak bileti bulduğumu hâlâ bilmiyorum) anında Washington'a geri dönmüştüm. Gelir gelmez hiçbir şey yapmadan yatıp uyumam ayrı bir şeydi zaten.
"Belki de haklısın.. Bir süre görüşmesek iyi olur.."
Burnum sızladığında yeniden gözlerim doldu. Yeniden ağlayacağımı anladığımda yatakta dikleşip önüme gelen saçlarımı geriye attım. Bu böyle olmayacak.. Kafam hiç yerinde değil.
Gerçekten inanmıştım.. İnancım vardı. O kadar emindim ki barışacağımıza.. 2 gün boyunca hasret gideririz diye düşünürken ayrılmamız ağır gelmişti bana.
Kendi aptallığım yüzünden sürekli bu hâllere düşüyordum. Bu yatağa oturup dakikalarca, hatta saatlerce düşünüyordum. Niye. Neden hiçbir zaman mutlu olamıyorum diye.
Kenan gerçekten benim için doğru kişi mi? Buna inanmak istiyorum. Herkes aynı şeyi diyor çünkü. Ailem, arkadaşlarım.. Peki ya ben neden bunu hissedemiyorum? Beni bu kadar mutlu etmesine rağmen neden bu kadar da üzüyor?
Düşüncelerim beynimi kemirmeye başladığında yataktan hızla kalkarak telefonumu elime aldım. Bu böyle olmayacak. Böyle kendi başıma olduğum sürece anca kendi kafamda kuracağım.
Aşağı inerken bir yandan da telefonumda kişilere girmiş ve bay Gold'u aramaya koyulmuştum.
Telefonu kulağıma götürdüğümde önüme gelen saçlarımı geriye attım.
"Hey.."
"Merhaba bay Gold.."
"Alyssa, merhaba. Sesini duymak ne kadar da güzel! Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Nasılsın?"
"Teşekkür ederim, iyiyim.. Gerçekten uzun zaman oldu. Aslında sizinle görüşmek istemiştim.. Bugün müsait misiniz?"
"Bir sorun yok, öyle değil mi?"
Aslında hayatımın tamamı bir sorundu ama.. Neyse.
"Hayır.. Yani, aslında var gibi ama. Neyse.. Anlatırım zaten."
"Bugün benim izin günüm, istersen evime gel direk. Ne dersin?"
Stresle dişlerimi birbirine sürttüm. Aptal kafam.. Adamı izin gününde rahatsız etmiştim..
"Kusura bakmayın.. Sizi rahatsız ettim.."
"Olur mu öyle şey? Ne rahatsızlığı? Seni çocukluğundan beri tanırım Alyssa. Hadi bakalım, eğer geleceksen kahve makinesini çalıştırıyorum?" Güldüğümde gülümsedim.
"Kahve varsa ben de varım."
+
Kahvemi masaya koyduğumda oturduğum koltukta biraz daha rahat bir konuma geçtim. Bay Gold kahvesini yanına bırakarak gözlüğünü düzeltti ve bana baktı.
Onu en son Arda'yla ayrıldığım haftalarda görmüştüm. Yediğim sayısız linç mental sağlımı etkilemişti ve bay Gold'la baya bir konuşmuştum.