62. Bölüm

2.3K 145 64
                                    

Bugün okula  gitmeyecektim Ece belasıyla uğraşmak istemiyordum.

Karan gecenin bir yarısı eve gelmişti. Bugün erken uyanmıştım üzerimi değişip bahçeye çıktım. Gözüm Cevat'ı arıyordu. Dış kapının önünde korumalarla konuşuyordu. Kapıya doğru ilerlediğim de benim geldiğimin farkına varmamıştı. Adamlara kesin bir dille talimat veriyordu. Arada da azarlıyordu.

Cevat;
"Geçen seferki gibi saçmalıklar istemiyorum gerekirse yolun başında bekleyip her gelen gidene dikkat edeceksiniz. Anladınız mı?"

Adamlar "anladık abi" deyip Cevat'ın dediğini onayladılar.

Daha sonra Cevat beni görünce bir irkildi.
Beni beklemediği için sabahın bu saatinde şaşırdı veya konuşmalarını duyduğumu sanıp böyle bir tepki vermiş olabilirdi.

"Günaydın Cevat. Sabah sabah pek formundasın adamları azarladığına göre."

Cevat;
"Sanada günaydın yenge. Her önüne gelen bizim kapıda bu yüzden uyarmak şart bunları. Sen niye uyanıksın uykumu tutmadı yoksa seni. Bu saatte seni buralarda pek görmezdik." Dedi.

"Evet maalesef ki uyku tutmadı."

Cevat:
"Bir sıkıntı mı vardı yenge. Varsa hemen halledelim."

Beklediğim soruyu sormuştu.

"Aslında bir sıkıntı var." Dedim

Cevat:
"Söyle yenge çözebileceğimiz bir şeyse hemen halledelim."

"Sıkıntı Karan."dedim. Cevat anlamaz bir şekilde bana baktı.

Cevat:
"Anlamadım yenge."

"Neyini anlamadın. Sıkıntı Karan diyorum işte."

Cevat:
"Onu anladım yenge abimle olan sıkıntınıza benim yapabilecek neyim olabilir ki."

"Cevat bence sen anladın ne demek istediğimi. Karan'ın nesi var bir garip haller içinde ve ben aklıma kötü şeyler getirmek istemiyorum. Ne oluyorsa anlat onun anlatacağı yok."

Cevat:
"Yenge beni karıştırma gözünü seveyim. Abim zamanı gelince anlatır merak etme sen."

"Anlatsa sana sormazdım. Biliyorsan anlat işte." Dedim

Cevat tam konuşacağı sırada adamlardan birisi seslendi.

Cevat:
"Kusura bakma yenge gitmem lazım. Ama aklına kötü bir şey gelmesin abim öyle biri değil. Anlatmıyorsa zamanı bekliyordur" Dedi  ve gitti.

Anlaşılan Cevat'ın da anlatacağı yoktu. Tekrar içeri geçip Ayşe teyze ile kahvaltı hazırladık.

Ayşe abla:
"Kızım bugün bir sesizsin. Bir şey mi oldu?"

Ayşe ablaya gülümseyip.

"Yok abla erken uyandığımdan kendime gelemedim daha."

Ayşe abla:
"Git uyu yavrum ne diye burdasın o zaman." Deyip elimdeki işi almaya çalıştı.

"Dur Ayşe abla ya artık beni uyku tutmaz zaten bırakta sana yardım edeyim." Dedim

Ayşe abla:
"Olmaz öyle hem daha tam iyileşmedin sen. Hadi geç bakalım masaya sen, ben hallederim."

Ne desem de Ayşe abla elimdeki işi bıraktırdı ve beni zorla masaya oturtmuştu.

Aradan biraz zaman geçince Karan da kalkmış mutfağa gelmişti. Günaydın deyip yanıma geldi beni öptü daha sonra yanı başımdaki sandalyeye oturdu.

Babamın BorcuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin