Sabahın güneşi yüzüme vuruyordu. Gözlerimi kırpa kırpa uyanmıştım. En son Karan da yanımdaydı. Arkamı dönüp baktığımda yanımda kimsenin olmadığının farkına varmıştım. Gece geç gelmiş ve sabah da çok erken uyanmıştı. Yoksa yarası yüzünden gece kötü mü olmuştu. Hemen yataktan kalkıp odasına ve çalışma odasına baktım orada yoktu. Mutfağa da baktım orada da yoktu.
Telefonumu alıp Karan'ı aradım telefon çalıyor ama açmıyordu. Bir kaç defa üst üste aradım ama açmamıştı. Bahçeye çıkıp Cevat'a bakındım. O mutlaka buralardadır diye düşündüm ve düşündüğüm gibi bahçedeydi. Ona doğru yürüdüm.
"Cevat."diye seslendiğimde yanıma doğru geldi.
Cevat;
"Buyur yenge bir şey mi oldu?""Karan yok gece yaralıydı sabah da kalktığımda yoktu. Sen nerede olduğunu biliyor musun?"
Cevat;
"Sakin ol yenge abim bir iş için çıktı birazdan gelir.""Sabah sabah ne işi olabilir ki. Bu iş dediğiniz ne? Siz bir işler çeviriyorsunuz ve bu benim içime sinen bir durumda değil."
Cevat;
"O nereden çıktı yenge Karan abimin her zamanki işleri sadece bu aralar biraz daha yoğun o yüzden geceli gündüzlü çalışıyor. Sen istersen içeri gir yenge hava serin üşütme bide.""Tamam da telefonlarıma neden cevap vermiyor? Bu işler ne işiyse artık gece de eve Karan yaralı geldi. Ama bende Vera isem sizin ne işler çevirdiğinizi anlarım."
Artık Karan'ı daha iyi tanıyacaksam onu sıkı takibe alıcaktım bundan sonra artık her şeye tamam demeyecektim.
Cevat'la konuştukça sinirlerim iyice hoplamıştı. Sinirlenip içeri girdim salonda Karan'ın gelmesini bekledim. Ne işler çeviriyor ne oluyor anlamam lazımdı.
Aradan biraz zaman geçtikten sonra Karan gelmişti. Salonda olduğumun farkında olmayan Cevat ve Karan içeriye konuşa konuşa geliyordu. İkisinin arasındaki konuşmada Cevat benim sabah ki halimi anlatıyordu.
Karanda arkasından haklı olduğumu gece yaralı geldiği içinde korkumu anlamıştı. Salona geçtiklerinde beni görüp durdular birbirlerine bakıp sustular.
"Oo Karan bey. Sonunda gele bildiniz."dedim
Karan;
"Geldik de bu ne sinir güzelim.""Sakin olmamı beklemiyorsun dimi Karan."
Karan;
"Haklısın yavrum ama biliyorsun işlerim yoğun bu aralar.""Karan senin bu iş dediğin ne acaba gece eve yaralanıp geliyorsun ve o halde de sabah erkenden çıkıyorsun. Bu nasıl bir iş bana da artık anlatıcak mısın ne olduğunu."
Karan;
"Önemli bir durum yok güzelim. Her zaman ki işler.""Siz beni delirtmeye mi çalışıyorsunuz. Beni anlamıyorsun galiba Karan. Bu iş diğer işlerine benzemiyor ve ben bu konuda hem endişeleniyorum hemde ne olduğunu anlayamadığım için de sinirleniyorum. Birde bir şey saklamayacaktık bu mu bana verdiğin sözün."
Karan;
"Tamam yavrum biraz sakin ol gel seninle odana gidelim ne olduğunu anlatacağım senden gizlediğim bir şey yok zaten sana anlatacağım her şeyi."Odama geçtik. Kollarımı bağdaş yapıp Karan'ın anlatmasını bekledim.
Karan;
"Güzelim şöyle bakma otur anlatacağım zaten sana söz verdiğim gibi."

YOU ARE READING
Babamın Borcu (düzenleniyor)
Teen Fiction"Oo küçük hanım," dedi dudaklarında alaycı bir gülümsemeyle, "iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Kim olduğunuzu ve ne istediğinizi bilmiyorum ama derhal anlatın!" diye çıkıştım. "Sakin ol küçük kız." "Kim olduğunuzu söyledim!" diye bağırdım bu kez, se...