25 -

1.6K 203 44
                                    

Agit gözlerini açtığında gördüğü rüyanın etkisiyle gülümsüyordu. Bir an önce Devran'a anlatmak istiyordu ama ona ağaca yapışır gibi dört kol sarılmış adamla kıpırdandı ve kalçasına çarpan sertlikle gözlerini kocaman açtı.

Homurdanarak uyanan Devran ise ona çarpan bedenle gözlerini araladı. Agit donmuş gibi kımıldamadan durunca Devran ne oldu der gibi beline sarıldığı oğlanı kendine çekti ve Agit bir kez daha sürtündüğü sertlikle nefesini tuttu.

Devran ise en sonunda hissettiği sertlik ve o sertliğin sürttüğü bedeni fark edince yutkunarak kolunu Agit'in belinden çekip "Siktir" diye fısıldayarak sırt üstü döndü.

Olayları yavaş yavaş kavrayan Agit utançtan kapattığı gözlerini kocaman açtı.

"Rüya değil miydi?" diye yataktan fırlayıp gözleri kapalı adama döndü.

"Sen yürüyordun ve biz düğün yaptık."

Devran gülümseyerek gözlerini açıp "Başka da bir şey yapamadık zaten" diyerek yatakta dizleri üstüne oturan oğlana baktı.

"Devran Ağa diyorum ki rüya gördüm ben, sen yürüyordun böyle, beraber merdivenlerden el ele indik, bir sürü insanlar vardı bahçede, erbane çalan kadınlar, sonra hanımağam baktı bana, gülümsedi."

Devran şaşkın şaşkın dün olanları anlatan oğlanla ellerini başının altına koydu.

"Sonra ne oldu güzel oğlan?"

Agit heyecanla "Sonra konaktan çıktık arabayla, bir sürü araba vardı, sonra benim istediğim kır bahçesine gittik, çok güzel süslenmişti ve bir sürü masalar vardı. Sonra.. Sonra" diye devam ederken birden durdu.

Sonunda fark ettiğini anlayan Devran elini Agit'in çıplak bacağına koydu.

"Sonra düğün bitti, konağa döndük. Sen çok uykusuzdun, seni kucağımda odaya getirdim, yatağa yatırdım, üstünü çıkardım ve sen bu arada bildiğin uyuyordun. Sonra ben de yanına uzandım, sana sarıldım, öptüm."

Agit eli ağzında şaşkınlıkla "Devran doğru söyle sen yürüyorsun demi?" deyince Devran derin bir nefes verip yatakta doğruldu, ardından yataktan çıkıp ayağa kalktı, bir kaç adım yürüyüp tekrar oğlanın önünde durdu.

Onu dün gördüğü andaki şokla izleyen oğlan uzun uzun ayakta duran adama baktı, sonra da birden yataktan fırlayıp adamın boynuna atladı.

"Yürüyorsun, valla yürüyorsun. Artık üzülmeyeceksin, umutsuz olmayacaksın, mutlu olacaksın."

Devran boynuna atılan oğlanın söyledikleriyle boğazında düğüm düğüm olan acıyı yutkundu. Kimse bilmese de Agit biliyordu yürüyemediği için üzüldüğünü, umutsuz olduğunu, bir tek o anlamış, o görmüştü.

Devran omzunda ağlayan oğlanı bacaklarından tutup kucağına aldı ve yatağa oturarak "Ağlama güzelim, düğün sabahı ağlanır mı hiç" deyip saçlarını okşadı.

Agit ağlarken omuz silkti. "Ağlanır, sen yürüdün ya, mutluluktan ağlanır. Ben gördüm, acı çektin hep, üzüldün, çok duyduydum ben seni, kendine kızdın hep, bağırdın çok."

Devran bunca şeyi onun nasıl duyupta görüpte dayanabildiğini anlayamıyordu. Çünkü oğlan ona sadece gülücükler dağıtırken ne çok şeye şahit olmuş meğer.

Agit'in yüzünü görebilmek için geri çekilip gözleri ağlamaktan kızaran oğlanın yüzünü elleri arasına alıp göz kapaklarını öptü.

"Benim can suyum sensin güzel oğlanım. Sen sevdin ya beni, ben umutlandım, dayandım, kendimi buldum."

Kal Benimle (bxb) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin