Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm kişilerle içim rahatlasa da bi o kadar da şaşırmıştım. Barış ve Semih'in burada ne işi vardı gece gece?
"Abla pardon tutamadım Barış abiyi beni de sürükledi peşinden buraya." dedi Semih.
Barış'a baktığımda kısık gözlerle ve yarım gülümsemesiyle bana bakıyordu.
"Miray? Karıcımm. Gel bi sarılayım sana." dedi ve kollarını açtı.
"Abi dur karıştırdın. Karın yok senin." dedi Semih.
"Siz bilmiyorsunuz biz Mirayla evliyiz." dedi Barış.
Yaygın yaygın konuşmasından sarhoş olduğu çok belliydi.
"Sarhoş mu bu?" diye sordum Semih'e.
"Ya abla sahil kenarında süper bi mekân buldum oraya gittik de. Biraz içti sarhoş muhtemelen." dedi Semih.
"Miray sen benim karım değil misin? Söylesene şu çocuğa bilsin işte ne olacak." dedi Barış.
Barış biraz daha susmazsan batıracaksın bizi.
"Abla? Saçmalıyor demi?" diye sordu Semih.
"Tabi ki saçmalıyor Semih. Ne evliliği?" diyerek döndürmeye çalıştım. Ancak Barış'ın susmayan çenesi buna engel oldu.
"Hayır saçmalamıyorum. Ya Miray niye yalan söylüyorsun. Ev için-" diyerek açıklama yapmaya başladığında hızla araya girdim.
"Ya siz kapıda kaldınız girsenize içeri." dedim.
"Yok abla biz odaya gidelim. Tutamadım ondan geldik buraya. Gece gece rahatsızlık verdik kusura bakma." dedi Semih.
Şuan Barış bu haldeyken, herşeyi her an açıklayabilecek durumdayken onu Semih ile yalnız bırakamazdım.
"Yok ne rahatsızlığı. Hem Barışla tek başına uğraşma. Geçin içeri." dedim.
Semih tekrar itiraz edecekken Barış araya girdi.
"Aslan kardeşim yengeni dinlesene. Hadi hadi." diyerek Semih'i içeri itti.
Semih sendelerken arkadan bağırdı "Aslan deme abi deme ya! Kartal de!"
"Yenge mi? Ne diyorsun?" diye sordum.
Elini kapının pervazına yaslayarak bana yaklaştı. Kızarmış ve kısık gözleri, fazlasıyla dağılmış saçları, kırmızılaşmış dolgun dudakları ve pantolonunun belinden çıkmış, üst bir kaç düğmesi açık gömleği ile olduğundan fazla çekici görünüyordu. Yakınlığımızdan mı bilmem beni bir sıcak basmıştı.
Kısık ve çatallı sesiyle iyice dibime girerek konuştu. "Ee, beni içeri almayacak mısın, karıcım."
"Alacağım, aldım." dedim kısık sesimle kenara çekilerek. Ne dediğimin farkında değildim.
Sallana sallana içeri geçtikten sonra derin nefes alarak kapıyı kapattım ve arkasından bende gittim. Ancak içeri girdiğimde böyle bir görüntüyle karşılaşmayı asla beklemiyordum.
Barış kendini koltuğa atmış yayılıyordu. Semih Serabın başına geçmiş, iyice dibine girerek onu inceliyor daha sonra gözlerini ovuşturuyordu. Sabahki dediği şey aklıma gelince istemsizce yüksek bir kahkaha attım.
"Ha serap görmüşüm."
Kahkahamla beraber uykusundan sıçrayarak uyanan Serap, sıçramanın etkisiyle kafasını Semih'in kafasına çarptı.
"Bismillah bu ne taşa mı kafa attım." diyerek kafasını ovmaya başladı.
Bi yandan da Semih burnunu tutuyordu. Serap sonunda gözlerini açmış etrafa bakmayı akıl etmişti. Semih'i görünce donakaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım | Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Çocuklar ikinizi de üzmek istemem ama ev sahibi sadece evli çift arıyor üzgünüm."