~14~"KARANLIĞA HAPİS"

6.4K 257 5
                                    

Arkadaşlar bölümün gecikmesinin büyük bi nedeni vote ve yorumların düşük olması.Size hafif bişeymiş gibi gelebilir ama onlar gerçekten gaza getirip,ilham verip daha hızlı bölüm yazmamı sağlıyor.Bildirmek istedim :) Umarım beğenirsiniz..

2 HAFTA SONRA

Yine yeni bir güne gözlerimi açmıştım.Ne kadar açmak istesememde.Ağır hareketlerle yataktan kalkıp güneş ışıklarının vurduğu camın güneşliğini çektim.Işık istemiyordum.
Abim..Can parçam gittiğinden beri kendimi karanlığa hapsetmiştim.Çıkmayada niyetim yoktu. İçeri kapı tıklatılmadan biri girdiğinde bunun Yağız olduğu kesindi.
O günden beri benimle yakından ilgileniyor ama ben hiç tepki vermiyodum.

"Kahvaltı getirdim sana." diyip tepsiyi komidinin üstüne bıraktı.
"İstemiyorum"
Yine diretince bıkkınca nefes verdiğini duydum. Sanki ben istiyodum benimle ilgilenmesini.

"Yeter artık Gülru. Yapma bunu kendine.Anlıyorum canın çok yanıyor,belkide intikam almak istiyosun.Ne desen haklısın babamın yüzünden herşey.Ama kendini cezandırma,beraber atlatalım bunları.Sana yardım etmeme izin ver ?"

Bir ağa olmasına rağmen böyle yumuşak yanlarını görmüştüm hep.Daha önce beni tersleyip bağırıp çağırmamıştı bile,onca inatlıklarıma rağmen.
Soğukkanlılığımı bi kenara bırakıp yanaklarımdan yaşlarımın süzülmesine izin verdim.

"Hayatımda yaşayabileceğim en büyük acıydı benim için.Kolay toparlayamamki kendimi.Benimle ilgilenmek zorunda değilsin.Ben kendimi hep yalnız hissediyorum"

Biraz suratıma öylece baktı.
"Ben şirkete geçiyorum,birşeye ihtiyacın olursa ara."

Sinirlenmişti sanırım.Belkide beni bu konak daraltıyodu. Sonuçta içinde abimin ölümüne sebep olan kişi vardı. Boşanma gibi bir durum söz konusu değildi. Yağızla ikimizin burdan ayrı yaşadığımızı düşündüm.Belki daha huzurlu olabilirdik.

Derin nefes alıp banyoya doğru yürüdüm. Duşa girip kendime geldikten sonra aynaya baktım. Çökmüştüm. Acım hiç bitmeyecek olsada kendime çeki düzen vermeliydim.

Hava kararırken Yağız odaya girdi.
"Üstümü değiştikten sonra yemek getiririm."
Biraz ona baktıktan sonra konuştum.

"Yağız"
"Gülru ?"
"Bu akşam sofraya inicem,yorma artık sende kendini."
Şaşırır gibi oldu ama memnun olmuşçasıma ifade geldi suratına.

"Pekâlâ"

Yemeğe inince midemi bulandıran surata bakmıyordum bile.
"Daha iyi misin gelinim ?"
"İyiyim sağolun."
Ayşe anneyle aramızda kısa diyalogtan sonra yemeye başladım.Biraz olsun canlanmıştım.

"Belki sevinecek,belki hüzünleneceğin bir haberim var ama sırasımı bilemedim"
Dediğinde meraklanmıştım doğrusu.

"Eninde sonunda öğrenirim,söyleyin lütfen.
"Dilay'ım,gebeymiş." diyip tebessüm etti.

Dilay..Yaşadığım acıyla herkesi unutmuştum.Abimden bir parça taşıyordu.Aşklarından geriye kalan minik bir can.Beni hala yapacak küçük beden.
Haftalardır ilk defa suratımda bir tebessüm oluştu.

"Hayırlı olsun o zaman" dedim.
"Bizede nasip olsun artık bi erkek torun."
Diyen Reşat Ağa ya bi hışımla yüzümü döndüm.

"Bu işlerimizede mi karışır oldunuz ? Buna biz karar veririz." dedim sert bi dille.

Yağız boğazını temizleyip bana uyarırcasına
"Gülru." dedi.

"Size afiyet olsun.Ben odama çıkıyorum" diyip hızlıca merdivenleri çıktım.
15 dakika sonra Yağızda odaya geldi.
"Ona cevap vermemeyi dene."
Bu sefer yağızada cevap vermedim.

Yanıma gelip oturunca çenemi tutup başımı kaldırdı. O an içimden gelen bi türlü söyleyemediğim isteğimi söyledim.

"Götür beni bu konaktan,lütfen Yağız."

TÖRELİ AŞKWhere stories live. Discover now