Melek, sabah gözlerini açtığında kendini çok daha iyi hissediyordu. Dün gece denizin eline krem sürmesiyle sabaha kadar uyumamıştı nerdeyse. Bütün gece niye yaptıki bunu diye düşünüp durdu. Denize birşeyler hisettiğini kabul ediyordu. Evet hissediyordu hemde çok dah fazla bişeyler. Ama denizinde kendisine boş olmadığını düşünüyordu. Kendine söz vermişti. Artık eski melek yoktu karşısında. Saf, suskun,sessiz...Denizde birşeyleri anlayana dek dişli biri olucaktı. Çabuk sinen,korkak,sürekli ağlayan bir melek olmicaktı karşısında. Gülümseyerek kalktı yatağından... Yüzüün yıkadıkdan sonra, dolabını açtı, Kendisine bir kot ve askılı bi tişört çıkarttı. Üstünede ince bir hırka... Dün gece denizin söyledikleri geldi aklına. Kıyafetlerine dikkat etcekmiş. Dolabdaki kıyafetleri süzerken:
-Sen öyle san deniz bey, bak görüceksin meleğii
Deniz,duşdan çıktıkdan sonra aceleyle giyindi.Çok güzel bir uyku çekmişti.. Meleğin yanına gitmeseydi tabikide uyuyamicaktı. Bileği çok kötü olmuştu gerçektende. Acaba şimdi nasıl diye düşündü.kravatını taktıkdan sonra odadan çıktı. Merdivenleri inerken güzel bir melodi tutturmuştu. Salona girdiğinde, Herkes yerini almış kahvaltısını ediyordu. Rüya dayısını görmesiyle çokomelli ellerini salladı:
-Aaaa dayııımmmm günaydınnnn
Deniz gülümseyerek rüyaya yaklaştı:
-Nerdeymiş prensesim günaydınn cnm diyerek bir öpücük kondurdu çokomelli yanaklarına.
Güzide dün gecenin kızgınlığı ile denize bir bakış attı:
-Günaydın deniz paşa
-günaydın annecim sultan anne nerde?
-Dün gece arkadaşında kalıcaktı. Gelir birazdan..
MElek hiç başını kaldırmamıştı. Tabağındakileri eşeliyordu. Deniz ise dikkatlice meleğe bakıyordu. Dün gece çok ağır çıkışmıştı ona ama hala kendisine göre haklıydı.. Melek sonunda çatalını masaya bıraktı:
-Güzide hanım, ben bugün çıkışta arkadşaımla ders çalışıcam gecikirsem merak etmeyin..
Güzide gülümseyerek onayladı:
-Tabi melekcimm
Fakat o sırada buz gibi bir sesle deniz:
-Kimmiş o arkadaş?
Melek istifini bozmadan denize döndü:
-Kurstan bir arkadaş
-Eve çağır evde çalışınnn
MElek ayağa kalktı:
- Gerek yok kantinde çalışıcaz. Daha sonra gülümseyerek güzideye döndü:
-Afiyet olsunn. Prensesss görürşüz akşam ne getireyim sana?
Rüya gülümseyerek:
-Pamukk şekerr
- Tamam ozaman diyerek öpücük yolladı rüyaya ve denize aldırmadan arkasına dönüp salondan çıktı. Deniz, ise ağzı bir karış açılmıştı. Daha dün gece bu kıza hareketlerine dikkat ediceksin dememişmiydi? ee ne yapmaya çalışıyordu şimdi? Hem o üstüne giydiği kot fazla dar değilmi diye düşündü. Melekde de bazı değişimler gördü aslında bu sabah. Sanki özgüveni gelmişti yerine. Birşeyler planladığını anlamıştı sanki.
-Senin oyununa gelmicem küçük cadı diye fısıldadı
-Nededin denizz?
Annesinin sesiyle çatalını böreğe sapladı:
-Hiiiç börek çok güzel diyorum dedi gülümseyerek
Aslan , aynanın karşısında saçlarını düzeltirken yasemin kapıyı çaldı ve yavaşca açtı:
-Abicim gelebilirmiyimm?
Aslan gülümseyerek bir iki adım atttı:
-Gel tabii
Yasemin odaya girdi ve yatağın üstüne oturdu. Şüpheci bakışlarla aslanı süzüyordu. Aslan ise aynaya dönmüş saçlarıyla oynuyoru yine.
--O gördüğün kız oydu değilmi?
Aslan gelen soruyla eli havada kaldı. Kendine gelerek elini indirdi ve arkasına döndü. MAhcup tavırlarla yaseminin yanına oturdu:
-Nasıl anladın?
Bakışlarından. Aşk abi bu nerde görsem tanırımm. EE anlat bakalım
-Ne anlatıcam. İlk defa hoşlandığım biri oldu hemde çok. Ama o evli. Ve işin en tesadüf yanı düşmanımız deniz çınarla evli oluşu...
Yasemin anlayışla abisinin elini tuttu:
-Nedesem sana bilmiyorumki.. Eğer o kız evli olmasa git dicem. Al karşına konuş. Ama evli...
-Ve buda beni kahrediyorr..
Yasemin abisine sarıldı destek verircesine.
Ahmet bey, salona inmek için aslanın odasının önünden geçerken duymuştu herşeyi. Oğlu düşmanın karısına aşık olmuştu. Hemde deli divane olucak bir biçimde... Bugüne kadar belki iyi bir baba olamamıştı ama oğlunun kötüğülünü istemezdi . Ve onun hep mutlu olmasını istiyordu. Denzi bey ve ailesi için elbette birşeyler düşünüyordu. Şimdi duyduklarıyla planları değişmişti. Bütün sorun deniz diye düşündü. Eğer o ortadan kalkarsa oğlu mutlu olurdu. Kendisi için istemiyordu bunu. Telefonunu çıkartarak güvendiği adamı aradı.
-Alo mahmut
-Buyurun efendim
-En iyi adamlarımızdan birini seç ve çınar holdinge yerleştir. Bizden haber gelene kadar beklesinn...
-Emredersiniz efendim
Ahmet bey telefonu kapadığında ihale meselesini kaldırmıştı rafa. Şimdi sadece oğlunun mutluluğu vardı. Önce kendi gücüyle ihaleyi alacak... sonrada....
Neşe, bir kaç günden beri evden çıkmamıştı. Sürekli nasıl olur bu diye düşünüp durdu. Babasının yüzünede bakamıyordu. Birşeyler yapmak zorundaydı. Böyle olmazdı. Aklına gleen fikirle , tekrar bir umut ışığı doğdu. Belkide iyi bir halayı oynamak en iyisiydi şimdilik. Aileye böylelikle sızmak daha mantıklıydı.. Yeni bulduğu planıyla oturduğu koltukdan kalktı. KEsinlikle şimdilik en iyi plandı bu... İyi bir hala olmakkk...Hemen odasına çıktı hazırlanmak için.
Deniz, meleğin kurs çıkışı saatinde dershaneye gitmişti. KApıdaki korumalardan içerde olduğunu öğrendi. Kapından , meleğin yüzünü düşünerek gülümseyerek girdi. Kantini bulduğunda onu bir kızlı erkekli bir grupla konuşurken buldu. Kendinden emin adımlarla onlara yaklaştı.
-Melek?
Melek duyduğu sesle bir an şaşırsada toparladı kendisini ve arkasına döndü. Yavaşca ayağa kalktı.
-Denizz? ne işin var burda
Deniz,yapmacık bir alınganlıklaa
-Ne demek ne işim var karımı almaya geldim. dedi gülümseyerek daha sonrada masaya döndü.
-MErhaba.
MElek ilk şaşkınlığını üstünden attığında arkadaşlarına döndü:
-Eşim deniz ve arkadaşlarım. HErkes başını sallayarak selamladı denizi.
Deniz hala aynı muzurlukla
-Eee hadi gidelim
Melek inatla burnunu dikleştirdi.
-Hayır , yani ders çalışıcam ben..
-Evde beraber çalışırız hadi..
Melek, sessiz kalırken denizin elini yavaşca tutup kendine doğru çekmesiyle ağzı kocaman açıldı.
-MElek, söz veriyorum beraber çalışıcazz...
MElek kızgınlıkla gözlerini kıstı ve masadakilere döndü:
-Sanırım benim gitmem gerek. Yarın görüşürüz...
MElek hızla çantasını topladı ve denize kızgın bir bakış atıp yürümeye başladı. Denizde kahkahasını tutmaya çalışarak peşinden gitti.
Kapı çaldığında sultan ellerini beze silerek kapıyı açtı. Karşısında hiç görmediği bir kadın vardı
-Buyurun kime bakmıştınız
Neşe gülümseyerek tanıttı kendisini.
-Merhaba ben neşe,
Güzide hanım o sırada mutfakdan çıkarken duyduğu isimle hızla kapıya yaklaştı. NEşe güzide hanımı görmesiyle yapmacık gülümsemelerinden birini daha yerleştirdi yüzüne
-Güzide hanım merhaba..
Arabayı evin önüne çektiğinde melek hala söyleniyor deniz ise kahkahalarla gülüyordu.
-Ben ders çalışıcaktım amaaa
- Onlarlamı ? Buna gerçekten gülerim onlar ne anlar ders çalışmakdan.
Melek öfkeyle arabanın kapısını açtı ve hızla yürümeye başladı deniz ise gülerek onu takip ediyordu.
NEşe, salondaki koltuklardan birine oturmuş ,sultan ve güzidede kucağındaki rüya ile karşısında oturuyordu. Aslında güzide eve almak istememişti ama çok ısrar etmişti neşe. Yalvarmıştı nerdeyse. Rüyanın da yanlarına gelmesiyle içeriye girmesine göz yummuştu. Şimdi denizi bekliyordu idam mahkumu gibi.. Kapının çalınmasıyla güzide irkildi. Sultanla göz göze geldiler. Sultan koşarak kapıyı açmaya gitti.
Melek , kapının açılmasıyla içeri girdi:
-Sultan teyzem hoşgeldinn.
-Hoşbulduk kızım hoşbuldukk
Deniz, sultanın yüzünden birşeyle olduğunu anlamıştı. MElek ayakkabılarını çıkartmaya çalışırken sultana:
-Noldu sultan anne ?
-O kadın geldi neşe
Deniz neşenin ismini duymasıyla bir an şaşırsada öfkeyle meleğin şaşkın halinden faydalanarak elini tuttu ve onuda kendisiyle beraber salona sürükledi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET
General Fiction-kızımız ağlamasın deniz... -kızımız sana emanet dayısı.. Uçak kazasında ölen ablası ve eşinin son sözleri kulaklarında çınlıyordu.Koca 4 yıl geçmişti..Ama o gün gözlerinin önünden gitmiyordu.Ona emanet edilen minik bir bebek ve hayatın yükü... Ve a...