Bölüm 64

17.3K 788 9
                                    

Hakan bey aynanın karşısında kravatını düzeltiyordu. Aslında hiç sevmezdi kravat takmayı ama karısı tutturmuştu takacaksın diye. Dişerinin arasından söylendi:
-Görende padişah geliyor sanıcak. Töbe töbe...
Ayten hanım gülümseyerek odaya girdi. Kocasının huyunu biliyordu. Haklıydıda aslında. Biricik kızının erkek arkadaşı evlerine geliyordu. Ama bunlar çok normal şeylerdi. KAç günden beri surat asmıştı. Hele ilk duyduğu an tam bir kıyamet olmuştu. Allahtan selin evde değildide görmemişti babasını bu halde. Ama tatlı dil yılanı deliğinden çıkarırdı. Uzun uzun konuşup anlatamıştı bunların olcağını. Sonuçta elbet evlenip gidcekti biricik kızları. Mehmette çok ısrar etmişti babasına. Ayten hanım bir kez daha şükretti oğulları babasına çekmediği için.
Hakan bey öfkeyle arkasına döndü:
-Nerde kaldı bu herif be? Saat 7 oldu beklicekmiyiz birde beyfendiyi?
-Hakaann lütfen,trafiğe takılmıştır çocuk
-Ohh hemen taraftar topladı kendisine!

Selin,mutllukla son bir defa kontrol etti saçını. ÖYle heycanlıydıkii.. Üstüne giydiği pembe tonlarındaki şifon elbisesiyle harika görünüyordu. Elini kalbinin üstüne götürüp derin bir nefes aldı. Duyduğu kapı ziliyle son bir kez daha aynaya bakıp kapıya koştu...

MElih,kapıyı çalmadan son bir kez daha saçını düzeltti. Aslında buraya gelmesi bile büyük bir şanstı. Çünkü okadar heycanlıydıkii.. O kadar korkuyorduki.. Sonunda elindeki çiçekleri sıktı ve zile dokundu..
Selin,kapıyı açtığında melih hayranlıkla bir kaç saniye bakakaldı. O kadar güzel olmuştuki selin.. Selinde melihin bakışlarıyla heycanlanmıştı. Sonunda selin kapıdan çekildi biraz:.
-Hoş geldin
-Hoşbulduk derken içeriye girdi ve elindeki çiçekleri ona uzattı:
-Çok güzel olmuşsun
Selin utançla başını yere eğdi:
-Teşekkür ederim..
O sırada duydukları sesle ikiside irkildi:
-Selin! nerdesiniz iki saat kapıda?
-Geldik babacım
Melih içerden gelen sesi duyduğunda seslice yutkundu. işte korkusu yine gün yüzüne çıkmıştı. Selin gülümseyerek melihin kolundan tutup onu salona yönlendirdi...

Deniz ve melek birbirlerine sıkıca sarışmış film izliyorlardı odalarında. Aslında melek filmi izliyor denizde meleği izliyordu. O sırada meleğin gözü denize takıldı:
-Sen izlemiyormusun filmi
Deniz gülümseyerek aşk dolu bakışlarla biraz daha yaklaştı ona:
-Öyle güzel bir film izliyorumki.. Başrolunde hayatımın kadını... Bundan güzel bir film olamaz..
Melek,gülümseyerek başını denizin göğsüne gömdü:
-Utandırma beni ama...
-Utanınca daha güzel oluyorsun.. Kıpkırmızı
MElek küçük bir yumruk attı denize:
-Gıcık şey...
-Bu gıcık seni çok seviyor..
-Bende bu gıcığı çok seviyorum diyerek daha çok sarıldı denize..

Melih,gergin bir halde elindeki çayı yudumluyordu. ÇAyı tabağa bırakırken gözü selinin babasına takıldı. Kendisine çok kötü bakıyordu. Anlamıştı zaten İlk içeriye girdiğinde bakışlarından..
O sırada yanında oturan mehmet lafa girdi:
-Demek işletme mühendisliğini okudun? Süper yaa
Melih oturduğu yerde biraz daha doğruldu:
-Şey..evet. Öğretmenlik de çok güzel bir meslek.. Yani aslında küçükken hayalimdi. Birsürü öğrenciler falan.
Mehmette gülümsedi melihe. ÇAbuk kanı ısınmıştı melihe:
-EE anne mesleği derken annesine gülümsedi.
Ayten hanım ortada duran dolma tabağını alarak ayapa kalktı:
-Bir dolma daha istermisin melihcim.
Melih gülümseyerek kibarca:
-Yok teşekkür ederim.Herşey harika olmuş..
-Afiyet olsun oğlum.. Kekle börek selinin marifeti derken kızına göz kırpttı.
Selinde annesinin bu ılımlı davranışlarıyla gülümsedi. Beklediği gibi olmamıştı aslında. Hem abisi hemde annesi melihi çok sevmişti. Tabi babası hariç.
Hakan bey elindeki tabağı seslice masaya koyunca bütün gözler ona çevrildi:
-Ee söyle bakalım melih efendi. Kaç yaşındasın? Ne işle uğraşıyorsun? Selin birkaç şey söyledi ama senden duymak isterim.
Melih,hertarafını ter bastığını hissetti bir an:
-Şey...ben 29 yaşındayım.. Bir şirkkette müdürlük yapıyorum..
Hakan bey üstten süzdü melihi:
-Demek halin vaktin iyi
-Ço..çok şükür..
-Annen baban nerdeler?
Melih gelen soruyla irkildi bir an. Selinde bu esnada lafa araya girmeyi hisetti:
-Şey baba. melihin
-Annem ve babam ölmüşler yani ben küçüktüm..bir kazada derken hep eksiklğini hissettiği konunun karşısına çıkmasına üzümültü. Hakan beyin bakışları yumuşadı ozaman:
-Başın sağolsun
-Sağ olun..
Hakan bey, bu genci beğenmişti daha ilk andan beri ama biraz çektirmenin fena bir fikir olmadığnı düşündü. Sonuçta karşısındaki bu adam kızını alıp götürecekti belki..
Deminki hüzün gitmişti. Ayten ve mehmet arayı biraz daha yumuşatmıştı. Hakan bey yine konuya girdi:
-Bak, ben öyle lafı dolandırmam. kızımla aranızda birşeyler varmış.. e tabi biz daha seni tanıcaz. Eğer bizi ve kızımı üzersen kimse engel olamaz bana.
selin ve ayten hanımın bakışları arasında tehdit etmişti melihi..
Melih şok olmuş bir halde dinledi karşısındaki adamı. Sonunda kendinden emin bir halde biraz daha doğru yerinde
-Ben asla bugüne kadar yanlış birley yapmadım ve yapmamda. Kızınıza karşı hissettiklerim çok güçlü. Hemde çok.. Siz beni tanımıyorsunuz bende sizi. Ama birbirimizle anlaşacağmıza eminim...
Selin hayranlıkla melihe bakıyordu. Şu an ona sarılmamak için zor tutyordu kendisini. Ayten haımda gülümseyerek bakıyordu melihe. Söyledikleri çok güzel ve mantıklı şeylerdi...
Mehmet ise eliyle melihin sırtını sıvazlayınca melih gülümsedi..
Hakan bey ise melihe bakıyordu öfkeyle. Bu herif daha ilk günden ailesinin onayını almıştı. Sinirle bacak bacak üstüne attı:
-Sen daha dur melih efendi..Göstericem sana..

Gecenni sonunda, selin kapıda melihi geçiriyordu. Melih artık rahatlamıştı. Selin melihin elini tuttu
-Söylediklerin çok güzeldi.. Yani ben çok mutlu oldum
Melih selinin eline bir öpücük kondurdu
-Senin için herşeyi yaparım. Hatta babanın karşısına geçip seviyorummm diye bağırırım..
O sırada hakan beyin sesi geld içerden
-Selin! ne bitmez vedaymış ! İçeriye gir!


MElek,sabah gözlerini açtığında kendisini çok kötü hissediyordu. Çok halsizdi bitkindi.Aslında bir kaç günden beri böyleydi ama önemsemiyordu. Ama bu gün çok kötüydü.. GÖzlerini kapadı tekrar ama bu seferde midesi bulandı. Denizi uyandırmadan yatakdan klaktı ve lavboya girip kapıyı kapattı. Midesini boşalttıkdan sonra tekrar odaya girdi ve yatağa yattı. Denizde meleğin kokusunu hissetmişti. Ondan tarafa dönüp meleği kendisine çekip sıkıca sarıldı gözlerini açmadan
-Aşkım, noldu
MElekde başını dönmesinin bir an önce geçmesini dilieyerek denize sarıldı:
-Yok birşey... Elimi yüzümü yıkadım..

EMANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin