Selin,sabah erkenden gizlice odasından çıkıp melihin yattığı odaya girdi. Onun hala deliksiz bir uykuda olduğunu görünce gülümsedi. Yavaşca yatağın kenarına oturdu. Dün gece hiç uyuyamamıştı. Nasıl uyusun ki? Dün gece melih yüzüğü çıkarıp kendisiyle evlenmek istediğini söylemişti. Babasının yüzünü unutamıyordu hala.. Selin şaşkınlıkla annesine bakıp yardım ister gibi bakmıştı çünkü babası hiç iyi görünmüyordu. Ondan sonrada melih yanındaki koltuğa oturup başını arkaya koyup uyumuştu zaten.. Babası ise sinirle odasına girmişti. Annesi ile melihi odaya taşıyıp yatırmışlardı.
Bunları düşününce selinin yüzünde ufak bir gülümseme belirdi. Sonra masanın üstündeki yüzüğe gözü gitti ve uzanıp aldı. Elleri titriyordu heycandan. Elbette ilişkilerinin böyle sonlanacağı belliydi. Ama bu kadar ani olması selini şaşırtmıştı.
Melih yavaşca başını kaşıdı. Yanında hissettiği kıpırdamalarla gözlerini açtı ve selini gördü. Sonra gözleri elindeki yüzük kutusuna gitti ve aniden yatakda zıplayıp doğruldu yerinde..
Selin melihin aniden doğrulması ile korkuyla geri çekildi biraz. Melih uyanmış,bir eli başında şaşkın şaşkın kendisine bakıyordu. Onun bu haline güldü.
Melih kaşlarını çattı ozaman
-Selin,sen nerden buldun bu yüzüğü
Selin,onun birşey hatırlamamasını normal karşıladı.
-Aaa nasl hatırlamazsın hayatım,dün gece bana evlilik teklifi ettin yaa!
Melihin şaşkınlıkdan gözleri büyümüştü.
-Be...ben mi ettim..Yani edicektim de böyle olması....
Derken selin kahkahalarla gülmeye başladı.Melih ozaman yüzünü astı
-Selin,bak şuanda başımda bir orkestra konser veriyor gibi..Doğru düzgün anlat şunuu!
Deniz,elindeki telefonu,masaya koydu:
-Allah allah nerde bu çocuk ya?
-Noldu aşkım?
Melek,elindeki kahvaltılıklarla masayı hazırlıyordu.
Deniz,meleğe doğru yürüdü ve belinden çekerek saçlarına bir öpücük kondurdu:
-Hiçç, melihi merak ettim.Dün müstakbel kayınbabasıyla yemeğe gideceklerdi. Telefonu kapalıda..
Melek,gülmesini zor tutarak:
-Bu sefer kesin kalp krizi geçirdi...
-Bencede derken denizde gülüyordu...
-Eee benim minik bebeğim nasılmış bu sabah?
Bir eliyle meleğin karnını okşuyordu:
-Biraz daha yemek yemezse hiç iyi olmicak babası...
Deniz ozaman meleğe yaklaştı ve bir öpücük kondurdu:
-Ozaman aç bırakmayalım bebeğimizi...
-Ne yani hepsini benmi yaptım bunların? Yandım ben derken melih başını ellerinin arasına almıştı..
-Bana aşkım da dedin babamın yanında
-Kesin öldürecek busefer
Melihin söylediği şeylerle selin kahkahalarla güldü:
-Yani yapabilir. Beklenir babamdan derken gülüyordu.
Melih ise kızgınlıkla seline baktı:
-Off!hiç birşey düzgün gitmiyor! Evlilk teklifide güzel edemedim zaten..
Selin ozaman elindeki kutuyu melihe uzattı:
-Bence çok güzeldi. Ama şimdi bu yüzüğü parmağıma takarsan dahada güzel olur..
Melih güldü ve kutuyu eline alıp yüzüğü çıkardı.Selinin narin ellerini elleri arasına aldı ve yavaşca yüzüğü parmağına taktı:
-Sonsuza kadar benimle olurmusun?
Selin,dolan gözleriyle beraber başını salladı:
-Sonsuza kadar seninleyim..
Ve birbirlerine sıkıca sarıldılar.Fakat o an duydukları sesle ikiside gerçeklere geri döndü:
-Selin,o yanındaki sarhoşu da alıp kahvaltıya gel çabuk!
-Dayı sinemaya gidelim mi bugün?
Deniz rüyayı kucağına aldı:
-Prensesim gitmek isterde ben götürmezmiyim onu..
-Yuppii.İndirde beni meleğede haber vereyim.
Deniz rüyayı indirdi yere ve rüya koşarak basamakları yukarıya çıkmaya başladı.
-Melek, hazırlan hadi sinemaya gidiyoruzz....
20 dakikadır kahvaltı masasında sessizce oturuyorlardı. Hakan sinirle bıçakla tabağındaki peyniri parçalara bölüyordu. Ayten yavaşca hakanın elini tuttu:
-Hakancım çocuklara kararını bildirsene..
Melih ve selin aynı anda başlarını kaldırıp hakan beye baktılar.
Hakan da elindeki bıçağı tabağına bıraktı ve melihe doğru baktı
-Bak,dün yaptıklarını sarhoş olduğun için unuttum. Fakat eğer kızımla evlenmek istiyorsan,doğrudüzgün gelip istersin!
Melih başını salladı heycanla:
-Tabi efendim en kısa zamanda ailemle gelip bu meseleyi güzel bir şekilde halletmek istiyorum..
-En kısa zaman değil! yarın akşam!
Selin ve melih bir an birbirlerine baktı ve yine hakan beye dönüp başlarını salladılar:
-Tamam yarın akşam!
Geldikleri animasyon filmini,rüya ilgiyle izliyordu.Adeta gözünü kırpmıyordu. Deniz ve melek ise yan yana oturmuş arada birbirlerine kondurdukları öpücüklerle gülüşüp duruyorlardı.Filmi izleyen çocukları rahatsız etmemek için sessiz oldukça daha çok gülüyorlardı.
-Hep sinemayamı gelsek acaba?
diye fısıldadı meleğin kulağına.
Melek ,denizin koluna küçük bir cimcik attı:
-Şşşttt! deniz derken nazlı bir edayla gülümsüyordu...
Filmden çıkıp arabaya doğru yöneldiler. Rüya ortada melek ve deniz ise rüyanın ellerinden tutmuş,mutlu bir aile tablosu sergiliyordu. Deniz çalan telefonuyla telefonunu çıkarıp ekrana baktı:
-bizim kaçak arıyor !
-Nerdesin oğlum sen?
Melih aceleyle konuşmaya başladı açılan telefonla:
-Deniz,güzide teyze,sultan teyze sen melek rüya, işte kim varsa yarın kız istemeye gidiyoruz.
Deniz şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı:
-Kız istemeye mi?
Melek de denize baktı:
-Kız isteme mi? Deniz noluyor
-Evet abicim,benim kayınbaba çıldırdı. Yarın gelin diyor başka birşey demiyor! Gidecez yarın ona göre!
Deniz kocaman bir kahkaha attı:
-Kim bilir naptınız adama.Tamam tamam şaşkın damat gideriz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET
General Fiction-kızımız ağlamasın deniz... -kızımız sana emanet dayısı.. Uçak kazasında ölen ablası ve eşinin son sözleri kulaklarında çınlıyordu.Koca 4 yıl geçmişti..Ama o gün gözlerinin önünden gitmiyordu.Ona emanet edilen minik bir bebek ve hayatın yükü... Ve a...