Bölüm 36

14.7K 1.2K 106
                                    

Deren ile Akın o akşam yemeğe çıkmıştı. Evlenmeye karar verdiklerinden beri ilk kez baş başa kalabilmişlerdi. Nöbetler ve peş peşe gelen cinayetler ile çok yoğun günler geçirmişlerdi.

"Baş Komiserim birimizi göndermek zorunda. Ben gitmek istiyorum Akın."

"Hiç gerek yok. Sen, güvendiğim insanların yanında kal. Ben giderim."

"Asıl sen güvendiğim kişilerin yanında kalmalısın." Deren'in sesindeki ima bunun mesleki güven olmadığını belli ediyordu.

"Bu ne demek?"

"Ne demekse o! Aynı cümleyi sen kurduğunda ben sordum mu?"

"Deren, sen hem erkek olarak hem de polis olarak güvendiğim insanların yanında kal. Neden inat ediyorsun?"

Deren, içinde tutamadı daha fazla. "Çünkü polisliğine lafımın olmadığı ama kadınlığı yüzünden hiç sevmediğim Yıldız ile çalışmanı istemiyorum!"

"AAA sen beni kıskanıyorsun!"

"Sen beni kıskanmıyorsan neden benim ekip değiştirmeme laf edip güvendiğin erkeklerin yanında bırakmak istiyorsun?"

Akın, onun kızgın bakışlarına gülümseyerek baktı. "Ben de seni kıskanıyorum. Ama aklıma bile gelmemişti Yıldız."

"Benim aklıma gelmişti. İstemiyorum oraya geçmeni."

"Bak canım, bildiğim kadarıyla o artık biri ile çıkıyor. Ayrıca aynı masaya bağlı iki kadının büro içi rekabeti son derece rahatsız edici olur. Ama farklı masalarda olunca göze batmaz. Hem sen de böylece kazanan masada kalmış olursun."

"Ben o masaya geçince de kazanan grupta olurum. "

"İşi inada mı bindiriyorsun?"

"Yok, inatla iş yürümez. Ben o masaya geçeceğim."

"Ben geçeceğim."

"Yıldız yüzünden mi?"

"Senin yüzünden. Yıldız ile ilgim yok. Kapat artık şu konuyu. Tek derdim sensin. Uzun zamandır da sadece sendin. Yıldız ile ilgim olsa çoktan yaşanırdı. Onu bilmiyor musun? Peşine düşmediği erkek sinek bile yok. İçin rahat olsun."

"Sen yoksa onunla çıktın mı?"

"Asla. Asla niyetlenmedim bile."

"İyi. Şimdi kesin kararımı verdim ben geçiyorum oraya. Bu işi uzatırda anlaşamazsak Baş Komiserim başka bir yere yollar, günlerce görüşemeden çalışmak zorunda kalırız."

"Sen hep inat mıydın? Yoksa beni kıskanmak mı böyle yaptı seni."

"Sen daha benim inadımı görmedin!"

"Sen de benim aşkım."

*****

Handan, bir önceki gün Cenk ile konuştuğundan beri asık yüzle geziyordu. En sonunda Hakan, kardeşini bir köşeye çekmiş ve uzun uzun konuşmuştu. Eğer, evliliği bitirmek bu kadar üzecekse yeniden düşünmesini de söylemişti. Handan'ın yanıtı ise, bir süre sonra yeniden mutlu olmayı denerim. Ama Cenk'in yanında bu şansım yok. Ömür boyu tek taraflı bir aşk ile yaşayamam, olmuştu.

Hakan, kardeşine her durumda destek vereceğini söyleyerek ayrılmıştı yanından.

Öğle yemeğine kadar yüzerek ve güneşlenerek vakit geçirmişlerdi. Hakan yüzmüyor ama havuza girip serinliyordu. Kulaç atması henüz sakıncalıydı. Nil de onun yanında biraz oyalanıyor, sonra da sana bakıcılık edemem ben yüzüyorum diyerek uzun kulaçlarla kaçıyordu. Onların neşeli olma çabaları sonunda Handan'ı da tetiklemişti. O da gülmeye, konuşmaya başlamıştı.

KAHVE FALIMDA CİNAYET VAR!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin