ölmeği diledik bu sene (10.bölüm)

586 31 4
                                    


- 1 yıl sonra -

"Güzel günler geçirdik be" dedim toprağını sıvazlayarak ağlamak istemiyordum. Bu durumda ağlamamalıydım. Boğazımdaki o koca yumruyu es geçip konuşmak için sesimi aradım ama bulamadım. Zorluklarla konuştum " herkesle gelmedim. Kızmamışsındır umarum prenses. Yaptı gene mark yapacağını. Dediğini duyar dibiyim. Kızma be prenses." Sol gözümden bi damla yaş intihar etti bu manzaraya dayanamadı. Aynı benimde dayanamadığım gibi. " sen değil ben orda olmalıydım. O gün o imdat çırpınışlarını duymalıydım. Yapmalıydım bunu. Ama yapamadım." Cümlemin bitmesiyle bütün yaşların gözlerimden aşağı atlayışını ve annemin toprağını ıslatışını izledim. " burda olsaydın silerdin ve erkek adam ağlamaz maria görücek derdin. " gözyaşlarımı hızla sildim. " senin yerine ben siliyim görmesin maria" dedim. Çitlerle çecreli olan kısıma annemin yanına yattım. " beni yanlız bıraktığının farkındasın öyledeğil mi ?" Dedim toprağına daha sıkı sarılarak "senin yüzünden ne hallere düştüm bak" dedim biraz gülmeye çalışarak kalktım ve ayak ucuna oturdum tekrar. " beni tek burda görebilioyosun dimi ? . Ne mantıksızlar sadece parmak ucunuzdayken gördüğünüzü söylerler ama başka biryerdeyken bize gelip o seni izliyor görüyor derler. Bizi hiçbir şekilde görmüyosun işteeeğ! Bırakıp gittin! Beni mariayı babamı bırakıp git tin! Hayatımızı mahfettin ! Babam içkiye başladı. Maria kollarını jiletledi. Herşey yetmezmiş gibi bide sen üzdün onu yaşadıkları zaten ona ağırdı. Neden bide sen ! He nedeeeğn! Neden! Nedeeğn neden ya neden !
Neden sen kraliçem he neden sen ! Neden benim canımı o gün almadılarda senin canını aldılar! Aklım almıyo. O gün neden aşağı itildiğimde bağlı olan ellerim direğe takıldı. He ! KONUŞSANA BE KADIN!"

Maria'dan

Bi ağcın arkasından markı izliyordu. Delirmişti. Hemde citti anlamda delirmiş. Zorlukla piskoloğa gitmesini sağladık. Piskolok piskiyatriste yönlendirmişti. İlaç kullanıyordu. Aşırı içine kapanmıştı. Beni bu koca dünyada yanlız bırakmıştı. Farkında olmasada ikimizinde canını acıtıyordu. Babamıza sinir oluyordu. Haftasonları evde katliyam yaşanıyordu 2 gece boyunca hep kavga ediyolardı. Sinirle kükredi ve annemin toprağını tumruklamaya başladı. Ayağa kalktı ve ellerini saçlarının arasından geçirip tanrıya yalvarırcasına gökyüzüne bakarak topraklı ellerini saçlarının arasından yüzüne bastırarak indiriyordu. Çileyen yağmuş şiddetlenerek hızlandı. Yüzü çamur olmuştu heryeri ıslandı. İkimizde sırılsıklam olduk. Yanına koştum ve ona sarıldım. Bana sarıldı ve beni kollarının altına aldı. Saçımı okşayarak göğsüne yasladı ikimizde ağlıyorduk.

***

Herkesden biraz uzaklaşmıştık. Ruh gibiydik ikimizde. Hiç ayrılmıyorduk. Herkes bize ocu cörmüş gibi bakıyodu. Umurumuzda değil. Derslere girmediğimiz oluyordu. Lucy ile simondan ne kadar korksamda mark tek onlarla konuşmayı bırakmamıştı. Mark her ne kadar soğuk ve buz gibi olsada simon ve lucy'e karşı öyle olmamaya özen gösteriyordu. Ben mi ?

Ben,
Ben benim içimdeki bana ne oldu bende bilmiyorum. Benim içimdeki o her ne olursa olsun solmayacak bitmeyecek neşem bi anda yok olmuştu. o gün çatıdan aşağı markı ittiklerinde benim için hayat durmuştu ekran siyah beyaz olmuştu. Herkes markın yanına koşarken ben olduğum yerde kalmıştım. Şuanda olduğum gibi o anda ruh gibiydim bi tepki veremiyordum. O an mark direğe asılı kaldı. Bi küçük kız koşarak yanıma geldi. Beni biraz sarstı. Gözlerimi odakladığım yerden hiç ayırmadan geçiştirmek için hehe evet falan demiştim. Küçük kızın ağzından dökülen çünleler. Hiçbir zaman eski halime dönemeyeceğimin kanıtı olmuştu. "Kötü kırmızı gözlü uzun sivri dişli adamlar teyzemin evini bastı teyzem annem ben vardık içerde annem bizi kırtardı ama teyzemi çoktan ısırıp öldürmüşlerdi. Maria abla teyzem öldü." Demesiyle yer ayağımın altından kaydı ve olduğum yere yığıldım. O günden beri ikimizde ruh gibiyiz. Kanımız çekilmiş. Bi nevi ölmüş gibiyiz.

Şu an mı ? Şuan elizabetin odasının önünde bekliyoruz. Ve şu tablo aşırı dikkatimi çekiyor. Bi kadın var yatakta yatıyor yanında bi genç adam var birde yaşlı bir çift var yatakta yatan kadının kuçağında iki bebek var. Biri kız diğeri erkek. Çok değişik.
Beğe- " hadi çocuklar içeri geçebilirsiniz" diyen johnun sesi düşüncelerimi bölmüştü içeri geçtik. Ve koltuklara oturduk.
" bakın çocuklar sizin bizim için yeriniz ayrı. Sizi çok seviyoruz siz bizim-" derken john lafını bölüp aniden " okulumuzdan mı ayrılıcaksınız bakem ? " dedi sırıtarak ters bi olay var ama hadi neyse eee ? Der gibi bakıyodum. Mark " evet sanırım eve dönmemizin zamanı geldi"

***

Elizabet hanım bi şekilde bizi ikna etmişti ve mezun olana kadar burda olmamızı istediler. Odalarımıza gittik himse yoktu yurtta aşırı sessizdi belkide olması gereken buydu. Eskisi gibi değildi buralar şu koridorlar aşırı sessizdi bizim böyle olmadan önceki hali gibi hep bi olay yoktu artık. Belkide biz bu okula fazla gelmiştik. Heryere herkese fazla geldiğimiz gibi bu hayata fazla geldiğimiz gibi. Her olaya rağmen neşeli olmam markın her olaya rağmen eğlenceli olması belkide bizim artılarımız bu dünyaya fazla geliyordu bizim bu dünyada olmamamız gerektiği için eksi olmamız gerekiyordu belkide buydu hayatın bizden beklediği. Bide hayat koluyesi olucaktı şu boynumdaki annem hep " bu koluye hayat kolyesi senin hayatının kolyesi ben bigün ölürsem bu kolyeye bakıp hep mutlu olman gerektiğini hatırla tamam mı sen sonsuza kadar mutlu olucaksın tamam mı ? " derdi hayır anne artık olamıyorum. Bizim artı olmamız yasak bı dünyada üzgünüm anne.

Lucy'den

Herşey tamam dı muhteşem olucaktı bugün ikizlerin doğum günüydü "kışın en soğuk aylarında doğduklarına göre bu soğuk tavırları çok normal " diye fısıldaşan iki kız gördüm bu sene gelmişlerdi yeni bitmeler mantar gibi ürüyolar. " kesin sesinizi! " dedim anında sustular elizabetle johnda geldi elizabet " john bişey için çağır onları" dedi elizabet john yukarı çıktı.

Mark'tan

Kapım tıklatılınca kalkıp açtım. John karşımdaydı. Ve niraz telaşlı gibiydi. "Mark bak sakin olucaksın tamam mı?" Dedi " tamam" dedim derin bi nefes alarak. " maria, maria spor salonunda bileklerini kesmiş" lafı bitmeden onu ittim ve koşarak aşağı inmeye başladım.

Johm'dan

Mark tamamdır. Şimdi mariaya önceden hazırladığım mesajı attım.

"Maria tatlım mark intihar ediyo spor salonunda çabuk ol"

Ah kahretsin ki çok zekiyim markın arkasından bende koştum. Salona ondan önce arka kapıdan girdim ve kamera kayıdını başlattım. Herkes saklanmıştı. İkizide farklı kapılardan içeri girdi. Birbirlerini gördüklerinde oldukşarı yerde kaldılar.

Lucy'den

Herşey istediğimiz gibi ilerliyordu. İşte şimdi. " iyiki doğdunuuuz!" Diye bağırarak komfetiler patlattık. Alkışlar çığlıklar falan. Uzun zamandır göremediğimiz o kahkahalarının sadece tebessümünü görebilmiştik e buda bir gelişmeydi. Herkes sarıldı tebirkettiler. " siz şimdi 18 mi oldunuz bakem" dedim gülerek ikisiniede sarıldım. Marianın o küçük kahkahasını işittim ah bu sesi çok özlemişim.

***

"Hadiii şimdi pasta üfleyelim" dedim. 2 pasta getirildi.
" dilek tutmayı unutmayın" dedim ikiside güldü ve bi dilek tutup üflediler hepimiz alkışladık herkes " umarım dileğiniz gerçekleşir " falan dedi hediyeler verildi.

Maria'dan

Bu sene; ölmeyi dilemiştim.
Herkes olanlardan habersiz alkışladı.

Arkadaşlar kısa oldu farkındayım ama bunun telafisini bi ara yaparım diğer bölümü uzun tutmak istiyorum ama daha bölüm ortada yok azcıkın tıkandım sanırım :) yb biraz geç gelebilir kısacası üzgünüm arkadaşlar yb de görüşmek üzere .

kraliyet vampirleri 1Where stories live. Discover now