Giriş Bölümü

31.3K 1.1K 133
                                    

Merhaba arkadaşlar,

Bu hikayeye arada bölüm yazmaya karar verdim. Yani Yüreğimin Kıyılarında bitene kadar arada böyle bölümler gelecek. Giriş bölümümüz biraz kısa ama bir yerden giriş yapayım dedim. Umarım beğenirsiniz. (Ayrıca cast'ta ufak bir değişiklik oldu.) Seviliyorsunuz♥

Önemli...

Bu hikayede gördüğünüze asla inanmayın derim ben. Her şeyin bir sebebi var. Karakterlere kimi zaman çok sinirleneceksiniz. Kimi zaman da çok seveceksiniz. Ama klasiklerin dışında, herkesin beklediğinin aksine gelişecek olaylara hazırlıklı olun. Hikaye hiç beklemediğiniz gibi son bulacak. Belki hikaye ortalarında anlarsınız bilemem:) Baştan sona kurgu belli. Sonradan değiştirilmiş hiç bir şey olmayacak. Her sahne belli ama karakterlere güvenmeyin derim ben. Çünkü çok şaşıracaksınız. Zeynep'in aşk ve hayat sınavına merhaba deyin.♥

Ayrıca Yüreğimde Saklı Sevdan artık raflarda. Kitap satan her yerde bulabilirsiniz.

Bu bölüm ithafı hikayeyi heyecanla bekleyen @nursenbakir için. Seviliyorsun ablam.

Her zaman olduğu gibi yanımda olan, benim o kadar kaprisime katlanıp şikayet etmeyen Canparem'e de çok teşekkür ederim bölümdeki emeklerin için. Hep yanımdasın PapatyamZeynep 'im Seviyorum seni♥

Keyifli okumalar...

***

Birbirine bağlı hayatlar...

"Ama baba..."

"Aması yok Zeynep! Bu kaçıncı vukuat? Yeter artık! Yoruldum ben kızım. Gerçekten yoruldum. Başına bir şey gelmesinden korkuyorum. Bu yaşlı kalbim buna daha ne kadar dayanır bilmem. Halen aklım almıyor. Senin uyuşturucuyla ne işin olabilir?" dedi ve sinirle gecenin bir vakti havuzun başında dolaşmaya devam etti Agah Bey. Kızı için aldığı kararın doğruluğuna bir kere daha inandı.

"Ya ama baba..." diyen Zeynep, açıklamaya çalışsa da Agah Bey dinlemedi. Bu sefer kızının melek yüzüne kanıp kararından dönmeyecekti.

"Yok baba falan! Söylediklerim harfiyen yapılacak ve nişana kadar dışarı adımını dahi atmayacaksın," dediğinde, Zeynep delirmenin sınırına gelse de sakin olması gerektiğini bildiğinden derin bir nefes aldı. Biliyordu ki ikna etmesi gereken bir adet tontiş babası vardı. Tamı tamına iki saattir tekrarlanan cümleleri dinlemek zorunda kalsa da yapacak bir şeyi yoktu. Şimdi yapması gereken tek şey öncekiler de olduğu gibi o en masum halini takınmaktı. Ki... Allah kahretsin! Bu sefer gerçekten de masumdu. Buna kendisinin bile inanası gelmiyorken acaba babasını nasıl inandıracakt? 'Adım çıkmış dokuza, kıçımı yırtsam inmez sekize,' diye geçirdi içinden. Ardından derin bir nefes daha çekti içine. Yeniden denemeliydi şansını. Yeniden ve yeniden... Pes etmek Zeynep'in lügatinde yoktu.

"Baba ama beni hiç dinlemiyorsun ki. Bu sefer gerçekten hiçbir suçum yok. Ay ben o geçmişine tükürdüğümün adamını... Yani şey o beyefendiyi tanımıyorum bile. Bir anda yanımızda bitiverdi. Ardından bir şeyler geveleyip, elindekileri gösterdi. Zaten kulübe öyleleri asla giremez. Biz dışarıdayken çıktı karşımıza. Hem Kemal ile Selim bunun özellikle yapıldığını, yani senin adını kirletmek için oynanan yeni bir oyun olduğunu söylediler. Orada ilk kez öyle bir durum yaşanmış. Hem Tuğra da araştır..." derken Agah Bey sinirle kızının lafını kesti.

"Bir de işin Tuğra kısmı var. Çocuk bir ay sonra nişanlın olacak ama hala küçük bir çocukmuşsun gibi peşini topluyor. Üstelik hiç şikayette etmiyor... Ne olacak kızım senin bu halin?" dedi sıkıntıyla. Agah Bey konuşurken arada eğilip mahçup bir şekilde oturan kızına bağırıyor, daha sonra geri kalkıp havuzun kenarındaki yolu arşınlıyordu. Aslında biliyordu kızının suçsuz olduğunu. Zeynep uçarı kaçarı bir kız olmasına rağmen asla kötü alışkanlıklar edinmemişti. Ama zaten kafasına her eseni yapması başının beladan kurtulmaması için yeterdi de artardı bile.

İÇİMDEKİ AŞIK Where stories live. Discover now