25.Bölüm

11.3K 746 72
                                    

Merhaba arkadaşlar,

Sürpriz bölümle karşınızdayım. Sabah yazdım ama düzeltme fırsatım olmadı. Hatalarım varsa kusura bakmayın. Normalde bugün yayınlamayacaktım ama bölümü benim güzel Aslım için yazmışım aslında.

Bu sürpriz bölüm Aslı'm yani diğer bir deyişle yavru kuşum için geldi. Bugün doğum günü ve ben verilebilecek tek hediyemi vermek istedim. Doğum günün kutlu olsun bebeğim. İyi ki doğdun ve iyi ki hayatımdasın. Çok ama çok seviliyorsun. Bölüm senin ❤

Düğünümüze kaldığımız yerden devam ediyoruz. Sizlerde çok seviliyorsunuz.❤

Keyifli okumalar dilerim...

****

Nikah masasına oturduklarında her ikisi de şu anda kendi nikahlarında olduklarına inanmıyorlardı. Zeynep her şeyi kendi planladığı halde şaşkındı. Birazdan evli bir insan olacaktı ve hiç korkmuyordu. Aksine çok fazla mutluydu. Tuğra ile olmak onun kaderiydi. Bunu büyük bir mutlulukla kabul etmişti.Tuğra'ya çevirdi bakışlarını gülümseyerek. Seviyordu bu güzel yürekli adamı. Dudaklarını oynattı ve "Seni seviyorum," dedi.

Tuğra onun kulağına yaklaştı ve "Balayında seni sevdiğimi çok güzel göstereceğim," dediğinde Zeynep'in takıldığı balayı kelimesiydi. Sevmiyordu bu kelimeyi.

"Tatilde!" diye direttiğinde Tuğra gülümsedi.

"Tatil yada balayı fark etmez. Sonuçta benim olacaksın!" dediğinde Zeynep'in kızarmasına fırsat kalmadan nikah memurun sesini duydular.

"Eğer müsaade ederseniz nikahınızı kıyayım," dedi şakacı bir tavırla. Memur bile tanıdık olunca nikah törenleri evde televizyon izler gibi çok rahat oluyordu.

Tuğra yüzündeki tebessümü silip ciddiyetle "Müsaade sizin Mehmet Bey," demesi ile nikah başladı.

Evetler denilip imzalar atıldıktan sonra Zeynep büyük bir heyecan ve hızla Tuğra'nın ayağına basınca biraz sert oldu. Tuğra can havli ile bir inleme çıkarınca herkes kahkahaya boğuldu. "Hayatım zaten senin sözün geçecek evde," diye espri yapınca Zeynep'te kahkaha atmaya başladı. Evlenme cüzdanı uzatılınca Tuğra Zeynep'ten önce uzanıp aldı ve hemen kontrol etti. Bir şaka olacak diye ödü kopuyordu. Etraftaki sessizliği ve kendisine şaşkınlıkla bakan insanları fark etmeden incelemeye evam etti. Sahte olmadığına iyice emin olduktan sonra kendi kendine "Sonunda oh be!" dediğinde, kahkaha sesleri ile başını kaldırdı. O sırada herkesin kendisine baktığını gördü ve mahçup bir şekilde gülümseyip Zeynep'i belinden çekerek alnına uzun bir öpücük bıraktı. Daha sonra alkışlar ve tebrikler eşliğinde dans alanına yürüdüler.

İlk dans Mustafa Ceceli'den gül rengi şarkısı ile yapılırken Zeynep ve Tuğra gözlerini birbirinden alamıyorlardı. "Bu olanlara ve elimdeki şu evlenme cüzdanına hala inanmıyorum," dedi Tuğra.

"O cüzdan bana ait biliyorsun değil mi?" diye soran karısına sevgiyle baktı Tuğra.

"Hayır güzelim. Bu cüzdan benim hakkım. Aynı senin benim olduğun gibi," dediğinde Zeynep aşkla gülümsedi ve kocasının göğsüne başını yaslayıp sıkı sıkı sarıldı. Aklına gelen ile sarılmasıyla çekilmesi bir oldu.

"Sen şimdi benim kocamsın ya? Ben sana hep kocacığım diyeyim mi?" diye muzipçe konuşunca Tuğra tek kaşı havada gülümsedi.

"Sanki bunu herkesin içinde özellikle kadınların yanında söylemek istediğini hissediyorum. Yanılıyor muyum yoksa?" dediğinde Zeynep yeniden gülümsedi ve cevap vermeden başını göğsüne yasladı.

Tuğra onu içine katar gibi sardı. Dans etmekten çok sarılan bir çift gibiydiler ve çok mutluydular. Daha sonra dans eden çiftler çoğaldı. Bir ara Arzu ve Selim'i de dans ederken görmüştü Zeynep ama şu an düşündüğü tek şey sonunda sevdiği adamla birlikte olduğuydu. Birden aklına Arden gelmişti. Geçen hafta onunla telefonda konuşmuştu.

İÇİMDEKİ AŞIK Where stories live. Discover now