3- İZMARİT

69 24 6
                                    

Multi:Doruk
Hani insan zararlı olduğunu bile bile ona yaklaşır ya. Öyle bi şey işte..

Patates kızartmasından bahsediyorum. Tamam vurmayın.

Derin ile birlikte yemek için bir şeyler yapmaya çalışıyorduk. İkimizde bu konuda acemiyiz. Biz mutfağa yalnızca Nutella kutusunu almak için giren kızları.

Annem bana o kadar demişti. 'Yavaş yavaş alış böyle şeylere. Yarın bir gün evlenirsin,kocan geri gönderir seni.' Klasik anne sözü işte.

Özlemiştim onları. Akşam yemekte Mara telefonuyla oynarken gelen mesajı hızla açıp, Turkcell'den geldi diye depresyona girmesini..

Annemin onun odasının kapısına dondurma ve Nutella bırakıp,kapıyı çalmasını ve hızlıca kaçmasını..

Ben böyle düşünürken Derin'in sesiyle kendime geldim. "Patatese tecavüz edecekmiş gibi bakmayı kes artık!" deyince gür bir kahkaha patlattım.

Derinde benim gibi gülmeye başlamıştı. "Ee Aden.. Anlat bakalım. Neden bu kadar durgunsun?"

Ona bakıp temiz bir oksijen çektim içime. Anlatmaya başladım. "Dün patenden gelirken biri beni çekip....Öptü." Derin'in gözleri yuvalarından fırlayacak gibiydi. Onun bu haline gülmek istesemde dudaklarımı bastırıp devam ettim.

"Sonra bir kız geldi. Çocuk onu sevmiyormuş. Bu yüzden beni sevgilisi diye tanıttı. Karşılığında para teklif etti. Bende bana yardım et bende sana yardım edeyim dedim."

Gözlerimi parlatıp, şirince gülümsedim. Derin bu halime kıyamazdı. Ama şimdi gözleri alev gibiydi.

"Hiç tanımadığın birine yardım edeceksin. Ve ona herşeyi anlattın! Aden. Aklın almıyor mu? Ya seni polise şikayet ederse, ya seni ormana götürüp tecavüz ederse.. Böyle bir şeyi nasıl yaparsın?"

Dediklerinde haklıydı. Tamam, tecavüz biraz saçma ama polis.. Ben bunu hiç düşünmemiştim. Sıkıntıyla oflayıp, balkona çıktım.

Tüm bunlar saçmaydı. Özelliklede yaptığım hareket. Biraz düşününce tecavüz bile mantıklıydı. Ya her şey bir kumpazsa? Beni günlerdir,hatta aylardır takip ediyorsa?

Bilemiyordum. Kafamda bir sıcaklık hissettim. Sanırım, güneş geçmişti. Balkonun kapısını açıp içeri geçtim. Derin bana endişeyle bakarken "Aden kafan yanıyoo" diye böğürdü.

Koşarak banyoya gittim ve kafamdaki izmariti alıp klozete attım ve sifonu çektim. Ne kadar terbiyesizce bir hareket! Hiç mi düşünmemiş alt katta biri olabilir diye?

Odama koşup kalpli pijamamı çıkardım ve kırmızı kot şort giydim. Üzerimdeki mor t-shirtimi çıkarıp, siyah atletimi giydim. Odamdan çıkıp dış kapıya ilerledim. Siyah vanslarımı giyip bağcıklarımı bağladım.

Kapıyı çekerken mırıldandım "İlk kurbanım sensin!"

Merdivenleri hıphızlı vampir hızında uçarak çıktım. Üst kata çıktığımda kapıya avcumun içiyle vurdum. Açılmayınca tekmelerimi kapıya geçirdim. Yine açılmayınca hem tekme atıp, hemde zile basılı tuttum. Seni öldüreceğim..

Kapı açılınca gözlerimi yumup saydırmaya başladım. "Ne kadar terbiyesizsin sen be! Balkondan aşağı izmarit atmak ne? Hiç mi düşünmedin 'Aden'in kafasına gelirse bu izmarit' Pislik.. Edepsiz. Bu devirde ne ar,ne utanma kaldı." dedim ve gözlerimi açtım. Açmaz olsaydım..

Karşımda bir yakışıklı ucube, hemen arkasında Doğa ve Atakan, onun arkasında da biri daha duruyordu. Şaşkınlığım kat be kat artarken, tabi benle birlikte Atakan,Doğa ve arkadaki kas yığını da..

Burada tek şaşırmayan Doruktu. O ise kahkahalarla gülüyordu. Bende sinirden köpürüyordum elbette.

"Be-ben izmaritimi senin ka-kafana mı attım hahahah" dedi kahkahalarının arasından.
"Doruuuuuuk.." diye bağırdım. Bu sefer herkes şaşırmıştı. Doğa,Atakan ve arkadaki arkadaş Doruğu nereden tanıdığını, Doruk ise dünyayı sallayan çığlığımdan dolayı..

Doğa "Aden geç istersen içeri" dedi. Bende kaşlarım çatık bir şekilde Doruğa baktım. Hala şaşkındı. İşte adamı böyle dize getirirler koçum. Ay. Krolaştım yine..

"Sağol Doğacım burada konuşsak?" dedim sevimli bir sesle.

Doğa başını sallayıp merdivenin bir basamağına oturdu. Hemen yanına Atakan ve Doruk. Benim yanıma da kas yığını..

Doruk soğuk bir şekilde "Siz nerden tanışıyorsunuz Doğa ve Atakan?"

Atakan lafa atladı. "Biz Doğayla paten kayıyorduk. Sonra Aden'i gördük ve tanışmak istedik. Yanına gittik, tanıştık. Bu kadar yani." dedi.

Ardından, "Anlatın bakalım siz nasıl tanıştınız?" dedi Doğa muzip bir ifadeyle.

"Sen anlatmak ister misin Doruk?" dedim yapay bir gülümsemeyle. Oda aynı şekilde bir gülümsemeyle "Tabi ki Sevimsiz." dedi. Boğazını temizledi ve bana bakıp gülümsedi. Daha sonra anlatmaya başladı.

"Selinay'dan kaçıyordum." der demez Doğa atladı. "Yine mi o sürtük?" dedi sinirli bir ifadeyle.

Bu kızdan neden o kadar nefret ediyorlardı. Gerçekten merak ediyordum doğrusu.

"O sırada karşıma Aden çıktı. Bende onu öptüm." diye devam etti Doruk. "E ama yuh abi! Sende cidden aşmışsın sınırını." Abimi dedi o? Tövbe ya. Ben mi deliriyorum yoksa bunlar gerçek mi Sebastian?

"Bi dinle Doğa. Sonra Selinay gitti. Bende gidiyordum ta ki Aden beni durdurana kadar"

Bi de övünç kaynağı gibi anlatıyor. Zampara. Pis zampara!!

"Ay çok romantiik. Aynı filmlerdeki gibi. Ee sonra?" dedi Doğa.

Doruk ile aynı anda "Ne romantiği be!" dedik ve ben Doruğa baktım. Ama filmlerde böyle olmuyordu! Onunda bana bakması gerekiyordu! Oflayarak önüme döndüm.

"Sonra bu sevimsiz ile anlaşma yaptık" dedi. Allah.. Gidiyor tüm katillik planım. Anlatırsa ben biterim.

"O bana yardım edecek bende ona..." deyip bana baktı. Ona yavru köpek bakışı atıp dudaklarımı büzdüm. Bakışları dudaklarıma kayınca hemen toparladım ve ellerimle oynamaya başladım.

Kas yığını söze karıştı ilk defa. "Sende ona?" dedi sabırsızca.

"Bende ona Egemencim.. Günde 5 kutu Nutella alacağım." dedi. Ne yani beni ele vermemiş miydi?

"Nutella mı?" dedi Doğa. Doruk da kafasını aşağı yukarı salladı. "Hm.. Canım çekti bak şimdi. Aden ben Nutella yiycem geliyor musun?" dedi dudaklarını yalayarak.

"Çok teşekkürler ama evde ki uyuz beni bekler!" dedim rahatsız bir ifadeyle. Doruğun bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.

"Demek evde seni birini beklediğini hatırladın Aden!" dedi arkamdaki uyuz Derin.

"Iıı.. Şeyy.. Yaniii.. Derin.." dedim lafları geveleyip,kendimi dipsiz kuyuya çekerken.

"Hadi eve Aden. Birazdan Aras gelecekmiş ziyarete." dedi Derin başkan.

Aras benim kuzenim. Taş kuzenim. Meteor kuzenim. Kaslı kuzenim. Baklavalı kuzenim..

"Peki Derin geliyorum." diye söylendim. Tam merdivenlerden inerken Doruk kolumu tuttu ve beni kendine çevirdi.

Oh.. Aman Allah'ım. Yine aynı şeyleri yapmasın bu ucube. Elimi hemen dudaklarıma siper ettim.

Doruk önce kaşlarını çatsa da sonra gülümsedi ve kulağıma yaklaştı. Bu çoccek çok güzel gülüyor yav.

"Ne o Aras diyince gözlerin parladı ÇAKMA sevgilim!!"









KATİL CASUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin