Loner -4-

8.8K 786 285
                                    

@merdonuts8812 mememerveye ithaf ediyorum *-*

*

Daha kafasını bile kaldırmadığı halde Min'in tamamlanamayan cümlesinden onları gördüğünü anlayan Jongin, hiç de zorlanmadan amacına ulaşmasıyla gülümsedi. Bu kadardı. Kız arkadaşına hayatının şokunu yaşatmış, kendisine bile dokunmayan erkek arkadaşını, yattığı oğlanla basmasına sebep olmuştu.

"Jon..gin...se-sen..-" Min kelimenin tam anlamıyla afallamış görünüyordu. Ağzı kapanmıyor, dehşet ifadesi yüzünden okunuyor, sanki gördüğü şeyin imkanı yokmuş gibi karşısına bakıyordu. "Kyungsoo-...Tanrım." ellerini saçlarının iki yanından geçiriverdi ve gözleri daha da büyürken derin derin nefes aldı. 

Birden "Bu olamaz..." deyip kafasını iki yana sallayarak alnını ovuşturdu. "Suçluluk duygusu yüzünden halisünasyon görüyor olmalıyım." Zoraki bir kahkaha dudaklarından fırladı. "İmkansız, ikisi de eşcinsel değil. Hatta Jongin sevgilisi olduğum halde bile benimle birlikte olmadı. Bunlar gerçek değil." Gözlerini kapattı ve gülümsemesini devasa bir boyuta taşıdı.

"Bir,  iki..."

Jongin göz devirerek Kyungsoo'nun içinden tek hamlede çıktı ve diğeri birden boyutu değişen deliği yüzünden dişlerini gıcırdattı. Jongin sandalyeden düşmek üzere olan baksırını alıp giyineceği sırada gözleri, erekte üyesinin üzerindeki canlı kırmızı rengi yakaladı. Kyungsoo'ya ait olduğunu anlamak zor değildi çünkü, zaten ikisi de hazırlıksız birleşimlerinin böyle bir sonuç vereceğini biliyordu.

Jongin boxerını geçirip pantolonunu alırken, kız 'üç' demişti ve bu sayıyı diğerlerine oranla daha da çok uzatmıştı.

Ve sonunda yüzleşmek istemediği bu gerçekle sertçe yüzleştiğinde, gözleri bir anda dolup taşarken suratı kıpkırmızı kesilmişti. Göğsü alıp verdiği nefeslerle hızlı hızlı inip kalkıyordu.

"Bu bana nasıl yaparsınız?!" Çığlık atar gibi bağırdı, göğsü mümkünmüş gibi daha şiddetli bir şekilde inip kalkıyor; odadaki bütün oksijeni tek başına tüketmeye çalışıyor gibi durmasının yanında, titreyen ellerini sıkı bir şekilde yumruk yapmış, çoktan gömleğini ilikleme işine başlayan erkek arkadaşını öfkeyle izliyordu.

Kyunsgoo ise, neler olduğunu kavrayamamıştı. Kelimenin tam anlamıyla donup kalmışken, bir müddet Jongin'in tek bir kelime bile etmeden üstünü giyinişine bakakaldı. Sonrasında, Min daha önce bedenini görmüş olsa da, bundan rahatsızlık duyduğundan biraz ilerisinde duran iç çamaşırını almak için eğildi ama alt tarafı cehennem kadar yakıcı bir acıyla kavruluyordu. Kumaşı elleri arasında sıkarak doğruldu ve düşmemek için dengesini sağlamaya çalışarak giyindi.

Kafasını kaldırdığında Jongin'in kız arkadaşının, bomboş bir ifadeyle onlara baktığını fark etti.

"Bir açıklama falan mı bekliyorsun?" Jongin sonunda konuştu ama sesi o kadar alaycı çıkıyordu ki, bu ister istemez Kyungsoo'yu korkutmuştu.

Fakat...

Jongin'den değil, yapacaklarından korkuyordu.

Esmer olan ayakkabılarını ayağına geçirdi ve belini esnetti. "Bence bu tam olarak hak ettiğin şeydi. Karma? Hm...?"

Jongin ona bunları söyledikten sonra, yan gözlerle Kyungsoo'ya baktı ve, "Yardım için teşekkürler, iyi işti." Diyerek kütüphaneden çıktı.

***

Tuvalette geçen dakikalar sonra, Jongin tamamen rahatlamış bir şekilde çıktığını söylemek isterdi ama o işi yaparken, Kyungsoo'yu düşündüğü için tuhaf hissediyordu çünkü bunun olmaması gerekiyordu. Ellerini yıkayıp, Kyungsoo tarafından ustaca dağıtılmış saçlarını düzelttiği sırada, iki boş dersin de sona erdiğini haber veren zilin çalması bir olmuştu. Bunun anlamı, ah... Ders tarih olmalıydı ve Jongin'e göre, bu markette sıra beklemekten bile daha sıkıcı bir şeydi.

I'm a Loner (외톨이야)Where stories live. Discover now