Loner -Final- P:1

10.3K 769 117
                                    

Öncelikle final iki part olacak..

Rahatsızlandığım için bölüm birkaç gün gecikti, üzgünüm t.t

Ayrıca böyle zamanlarda slovumsu şeyler dinlemeye bayılırım ve Master's Sun'ın ostlarını çok sevdiğim için birini açtım. Türkçe altyazısı vardı ve okuyunca fice çok uyduğunu fark ettim. Diğeri de aynı şekilde uyuyor bu yüzden bölüme çıtlatmadan edemedim~

Ostlar;

-Day and Night
-Crazy of You

*

Jongin, okul çantasına asılıp ayaklarına bakmayı keserek, derinlemesine bir nefes aldı ve yeni okulunun koridorlarına doğru ufak bir bakış attı.

"Do Kyungsoo."

Dudaklarını araladığında birdenbire bu ismi söylemesiyle, tereddütlü hareketleri yerini kararlı adımlara bıraktı.
Çok sürmeden kendi sınıfını buldu, -neyse ki sınıfların sıralaması karışık değildi-. Kapısı açık olan sınıftan içeri girdi ve herkesin işi gücü bırakıp kafasını ona çevirmesine aldırış etmeden boş bir sıra aradı. 

Kyungsoo'yla aynı sınıfta değildi. Burada olma sebebi hem diğer okulunda yaşadığı tüm karmaşaları arkasında bırakmak hem de kendine bir şans vermekti. Çünkü içinden bir ses her ne kadar kız arkadaşıyla birlikte olsa da -ki bu konuda bazı şeyler aklına bir türlü yatmıyordu- Kyungsoo'ya haksızlık ettiğini söylüyordu ve günlerini onu, nasıl olduğunu, neler yaptığını düşünerek harcamadan edemiyordu. İster suçluluk duygusu denilsin, ister çiçeklenmeye başlayan bir ilgi: Sonuç buydu. İsmi adeta beynini kemiriyordu. Belki de sırf bu yüzden bile bir müddet onu uzaktan izleyip yanına gitmemek en iyisiydi. 

Onu öyle bırakışından sonra, Kyungsoo'nun yerinde olsa o da durmazdı. Lanet bir heriften başka bir şey olmadığının farkına varışı geç olmuştu ve Kyungsoo'ya karşı hissettiği şeylerin bambaşka bir boyuta geçtiğinin de az çok farkındaydı fakat Jongin için bunu tamamen kabul etmek zordu.

Bir yanıysa meraktan ölüyordu.

Bu okulda arkadaş edinmiş miydi? Gerçekten ondan hoşlanıyor muydu? Öyleyse neden eski kız arkadaşıyla yatmıştı?
Neden böyle karmakarıştıktı?

Ya da hepsini boş verin... Nasıl, sadece onu düşününce bile kalbini böyle attırabiliyordu? Onu görmeden geçen her bir gün, bir öncekinden daha da uzun geçiyor gibiydi.

İlk ders arkada kalırken, Jongin kapüşonunu kafasına geçirip kantine indi ve onun benzer kantin problemlerinin sürdüğünü düşündüğünden, bir şeyler alarak Kyungsoo'nun sınıfına çıktı.

Girdiği sınıfta, uyuklayan öğrenciler dışında kimse yoktu. Sınıf defterinden Kyungsoo'nun oturduğu sıraya göz attı ve elindekileri sıranın üzerine bırakıp gözden kayboldu. Belki bir sonraki ders biraz çaba sarf ederse, Kyungsoo'ya çaktırmadan onu görebilirdi.

***

Sinirle merdivenleri çıkarken aklından geçen şey, eve giderken bir günlük alıp bütün sayfalarına kantinle ilgili kötü anılarını kaydetmek gibi bir şeyi not etmeyi unutmamaya çalışmaktı.

Hayır, gerçekten ondan uzun olan bütün insanlardan nefret ettiği falan yoktu tamam mı? Sadece onların bacaklarını, bir testere yardımıyla doğru orantıda kesip eşitlik sağlamak istiyordu. İşte bu kadar!

Somurtmamaya özen göstererek sınıfa girdiğinde, gözünün kendi sırasını seçmesi ve gördükleriyle gözbebeklerinin genişlemesi bir oldu. "Hull! Bunları buraya kim bıraktı ki?"

I'm a Loner (외톨이야)Where stories live. Discover now